Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
167 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Şair Masası'nda Olma Üzerine
Kolektif kitap çalışmalarıma beşinci olarak eklenen 'Şair Masası' kitabı oldu! Lise hayatımda başlayan mensur tarz tarzda şiir yazma alışkanlığımın kitaba dönüşmesi ayrı bir anlam benim için. Kapaktaki Ran detayı ise; kalbime dokunup, gözüme ışık tutuyor adeta.. Kollektif kitabın içerisinde bana ait "Asonaslı Çatlaklar" ve "Derinlik Sarhoşluğu" adlı iki adet mensur şiir bulunmakta. Keyifli okumalar dilerim
Melek Zehra Balcı
Melek Zehra Balcı
Şair Masası
Şair Masası
Şair Masası
Şair MasasıLeyla Yılmaz · Hemera Yayınları · 202416 okunma
«Ah o iki muhteşem konu, bizi doğuran şiirler: yol ve savaş şiirleri. İlyada ve Odysseia. Her şey böyle bölünebilir belki de, llyada takımında olanlar ve Odysseia takımında olanlar. İlyada'nın ismi bir şehirden geliyor, Odysseia'nınkiyse bir karakterden. Bir şehir kartpostalı gibi yatay şiir, bütün bir bedenin portresi gibi dikey şiir. Ben Odysseia'yı daha çok seviyorum.»
Sayfa 122
Reklam
184 syf.
9/10 puan verdi
Bir cennet ülkedir bin kez yitirdiğim, bin kez bulduğum. Gözlerin benim Perum’dur, Goldkond’um, Hindistan’ım… Elsa aşığı Aragon, gerçeküstücü Aragon, toplumsal gerçekçi Aragon, dadaist Aragon, Fransız ulusal şairi Aragon, komünist Aragon, Andre Breton’un cephe arkadaşı ve en yakın dostu Aragon… Sayısız kimliğe sahip bir şahsiyet, hani her masada var deriz ya o türden. Birçok kimliğinin içinde iki kimliği var ki oldukça baskın. Elsa şairliği ve siyasal kimliği. Yaşamı boyunca ortodoks nitelikte Fransız Komünist Partisi üyesi olarak yaşamıştır. Elsa’ya olan tutkusuna gelecek olursak, Fransa’da çoğu eleştirmen onu Elsa öncesi, Elsa dönemi ve Elsa sonrası diye kategorilendirir. Biz kısaca şunu diyebiliriz, hayat üçgenini oluşturan üç köşe şunlardır: politika, aşk ve yazın. Sürekli devinime sahip olan kalemi ile bir yüzyılın başından sonuna kadar durmaksızın yazmıştır ve yazıları alelade yazılar değildir. Eserin derlemesini ve çevirisini yapan Bahadır Gülmez’in dediği gibi, Aragon yalnızca çok yazmış bir yazar-şair değil, aynı zamanda yazma arzusu uyandıran bir yazar-şairdir. Kitap oldukça güzel, şiir seçimleri fevkalade. Bu kitabın basımı pek bulunmayabilir fakat şiir sevenler mutlaka Aragon’un herhangi bir eserine ulaşıp, lezzetli şiirlerini tatmalılar.
Bütün Şiirlerden Seçmeler
Bütün Şiirlerden SeçmelerLouis Aragon · Kavram Yayınları · 19973 okunma
sen benim şiirlerimi okudukça ağlıyacaksın seni hiç görmeseydim seni keşke hiç görmeseydim şu benim iki gözüm aksalardı kıpkızıl kör olsaydım sacre-coeur'de armonik çalsaydım dilenseydim seni hiç görmeseydim ismini hiç duymasaydım belki kendime göre rezilce saadetlerim olurdu
Anlar birbirini izler: Bir kapsamları olduğu yanılsamasına, ya da bir anlamları olduğu hayaline kapılmak için hiçbir sebep yoktur; cereyan ederler: seyirleri bizim seyrimiz değildir; sersem bir algıya hapsolmuş bir şekilde akışını seyre dalarız onların. Zaman boşluğunun önünde yürek boşluğu: Karşı karşıya, birbirlerine yokluklarını yansıtan iki ayna, aynı hiçlik görüntüsü... Hayalperest bir budalalığın etkisi altındaymış gibi, her şey aynı seviyeye gelir: Artık doruklar da yoktur, uçurumlar da... Yalanlardaki şiir, bir muammanın dürtüsü artık nerede keşfedilir?
Tenha Atlas
Sessizlik. Sessizlik. Sessizlik. Tanrının insan olduğu saatler Yaprakların dua ettiği saatler Rüyaların dünyaya değdiği saatler Ayrılığın kirpiklere geldiği saatler Arzunun vazgeçişle tutuştuğu saatler Yatakların yıldızlara serildiği saatler Sokakların odalarda göllendiği saatler Taşların uykulara boyandığı saatler… İçimde hazla kederin ebruli karıncası Ormanlardan masal almış bir uzun yol Kuyuların dünya hevesi gövdemde Alnımda karakalem bir gelecek resmi Ağzım kanatları kesik şarkılar İki bulanık zamandan bir tenha atlas Gözyaşı mumlarından bir otel odası Kumların çiçek açtığı deniz bahçeleri… Seni sevdim. Seni sevdim. Seni sevdim.
Reklam
O günlerde bir rüya görmüştüm. Çok tuhaf, etkisinden bir süre kurtulamadığım bir rüyaydı bu. İlk buluşmamızda alakası dolayısıyla onu size de anlatmıştım. Yine aynı güzergâhta yürüyorduk. Rüyam şöyleydi. Sizinle çocukluğumun geçtiği doğa ortamındaydık. Bir yerde oturmuş dinleniyorduk. Siz iki elinizi kenetlemiş yastık gibi başınızın arkasına koymuştunuz. Yeni yazdığınız bir şiiri okuyordunuz. Ben de dinliyordum. Fakat tuhaf olan şuydu. Şiirin sözleri yoktu. Okuduğunuz şiir bir ritimden ibaretti (hayır melodi değildi). Ancak, ben sadece bir ritimden ibaret olan o şiiri algılıyor ve bir şiir zevkini eksiksiz olarak yaşıyordum. O gün bunu size anlattığımda verdiğiniz tepki de ilgi çekici olmuştu benim için. Yine neşeli olduğunuz zaman kullandığınız o takılma sözünüzle, beyefendilerinizden biriyle başlayarak; “Beyefendi eğer kâğıda geçirebiliyorsanız rüyanızdaki şiiri getirin altına imzamı atayım” demiştiniz.
"Girip çıkanların eksik olmadığı yazı odasında, bir köşedeki kendi masasının başına oturmuş yapılan konuşmalardan da geri kalmadan, arada daktilosuna takılı kâğıda dönüyor, oraya bir şeyler yazıyordu. Bir ara ne yazıyor diye önündeki kâğıda baktım: O ayki sayıya koyacağı şiiri, yarı yarıya yazılmış halde, şairin kendine tekrar dönmesini ve bir iki dize daha ilave etmesini bekliyordu. Bu şartlarda nasıl şiir yazabiliyorsunuz ağabey, diye sordum, hayretle. Biz ilhamı ele geçirdik beyefendi, istediğimiz zaman emrimize giriyor, dedi."
İki yalnızlıktan kocaman bir kalabalık doğardı.
1.000 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.