Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dr. Adnan Bütün kabine toplantılarında bulunmaya mecbur oluyor, bundan başka da Mustafa Kemal Paşa’nın çağırdığı hususî toplantılara gidiyordu. Bu günlerde, nadiren gece yarısından önce gelir, bazan da sabahın beşlerine kadar dışarıda kalırdı. Mustafa Kemal Paşa’nın anormal denilecek bir enerjisi olduğu için, sabahleyin uyurdu. Fakat, Dr. Adnan
Tek adam
Bir tek adamın yönettiği hükümetin en ağır basan sakıncası, devlet gücünün durmadan el değiştirmesinidir; oysa bu, öbür iki yönetim biçiminde arasız bir bağlantı kurar. Bir kral öldü mü, yerine bir başkasının geçmesi gerekir; seçimler tehlikeli aralıklara yol açar;aralıklarsa fırtınalı geçer. Yurttaşlar, bu yönetimde pek bulunmayan çıkarsızlık ve dürüstlükten yoksunsalar, işin içine entrikalar, baştan çıkarmalar karışır.
Sayfa 70 - İş BankasıKitabı okuyor
Reklam
BİR ŞEYLER EKSİK Ya sevgiye, ya da arzuya ,nesne olmak istiyoruz. ...arzuladığımıza ulaşmak, arzulandığımızda da ulaşılmak istemiyoruz. ''Sevmeyi becerecek kadar kendi benliğimizden feragat etmeyi bilmiyor, arzulamayı becerecek kadar da bilinmeyene ve tehlikeli olana yelken açmaya cesaret edemiyoruz.''
BİR ŞEYLER EKSİK ," Lacan aşk hakkında konuşurken "Aşk sahip olmadığınız (sizde olmayan) bir şeyi, onu sizden istemeyen birine vermektir/vermeye çalışmaktır, Acınası bir durum gibi görünüyor, değil mi? Ortada verilecek bir şey yok, ama zaten onu isteyen de yok. Ancak "aşk" gene de var. Çünkü o öteki her kimse, onun
Bir adım öne çıktım. Konuşmaya başladım. "Ben Nikola Tesla. Charles Batchelor'dan bir mektup getirdim." Bu sözle birlikte mektubu açıp, kâğıdı onun boştaki eline koyarak takdim ettim. Okudu ya da okur gibi yaptı: 'İki büyük adam tanırım. Biri sizsiniz, diğeriyse bu mektubu getiren gençtir...' Bay Edison okumayı bitirince
Sayfa 85 - April YayıncılıkKitabı okudu
Onu tanıyanların da sanıyorum ki tasdik edecekleri gibi Menderes, aslında bir değil, iki şahsiyetli adamdı. Gerçi herkes az çok ve en az iki şahsiyetlidir. Ama bu art şahsiyet, asıl ve hakim şahsiyetimize zaman zaman hakim olmazsa o, iç alemimizin pasif bir hali olarak kalır. Ama bu iki şahsiyet ve daha doğrusu bu bir büyük, diğeri küçük iki benlik; içimizde durmadan savaşır. Küçük insan, zaman zaman büyük insanı yenerse, bizim karar ve davranışlarımıza hakim olursa, o zaman çok şey değişir. Ve hangi iş ve hareketimizin, hangi düşünce ve mantık ölçümüzün, hangi anda, hangi karar ve hükümlerimize etkin olacağı bilinmez olur. İşte bir lider için en tehlikeli ruh hali budur. Bu halin, bir lideri nerelere sürükleyeceği bilinemez. Ben öyle sanıyorum ki Menderes'te bu iki şahsiyetlilik, güçlü ve tehlikeli bir iç alem, ama çelişmeli ve kontrol edilemez bir iç varlık hali olarak daima yaşadı. Ve onun özbenliğinde, iç varlığında; her zaman zinde, her zaman çatışan bu iki çapraz şahsiyet, birbirleriyle boğuştu, durdu.
Sayfa 62 - Remzi Kitabevi
Reklam
Gazap Üzümleri
Çünkü bir arada bulunan iki adam asla tek başına bulunan bir adam kadar yalnız ve şaşkın olamaz. Derken bu ilk ‘’ biz’’ sözünden, daha bile tehlikeli bir başka şey doğar: ‘’ben de biraz yiyecek var’’ a karşı ‘’ Bende hiç yok’’. Eğer bunun sonucu, ‘’ Bizde biraz yiyecek var’’ olursa, hareket başladı demektir. Bir yön kazanmıştır hareket.
Sayfa 186 - Sel YayıncılıkKitabı okuyor
Sokretes'in savunması
Sokrates, digerlerinin senin için yarattığı yoldan gidemeyeceğini söylüyordu.Yürümelisin ve YOLUNU YÜRÜYEREK OLUŞTURMALISIN. Sokrates kabul edilmeyi talep etmiyor." Lütfen beni yalnız bırakın, benim sizi yalnız bıraktığım gibi.Lütfen benim özgürlüğüme izin verin.Ben sizin hayatınıza tecavüz etmiyorum siz de benim hayatıma tecavüz
Sayfa 37
Saraybosna’da silahlar patlamadan önce siyaset ve sanat üzerine olan konuşmaların en önemlileri uluslararasıydı soyledigine göre, Saraybosna’da silahlar patlamadan önce farklı ülkelerden gelenler Gertrude Stein’ın Paris’teki salonunda buluşur, çağın en ateşli sorunları uluslararası psikanaliz derneğinin kongrelerinde tartışılır, Avrupa’nın ileri
Sayfa 230 - Siren Yayınları
Bizanslılar düşerken Latinler (İtalyanlar) yardım etmek istemediler, dahası, yazarın da belirttiği üzere şöyle düşündüler:“Müdehale etmeyelim, Türkler Çargrad’ı alsınlar, sonra biz de bu kenti onlardan alırız”. Böylece hiçbir yerden yardım gelmedi. Sadece bir Cenevizli, Prens Giustiniani, yanına 600 asker alıp iki gemi ve iki kadırgayla Bizans’a yardıma yetişti. Prens, denizde dolaşan padişah gemilerinin arasından gizlice geçerek İstanbul surlarına yaklaştı. Konstantin onu önceden de tanıdığı için gelmesine çok sevindi, saygıyla karşıladı ve ona 2000 adam verilmesini emretti. Prens Giustiniani İmparator’dan en tehlikeli yeri istedi ve orayı o kadar cesurca ve korkusuzca korudu ki, Türkler oradan geri çekilmek zorunda kaldılar ve bir daha bu bölgeye uzun süre yaklaşamadılar. Prens, aynı zamanda surları dolaştı ve Bizans askerlerinin morallerini yükseltmeye çalıştı. Onlara Tanrı’dan umut kesmemeleri gerektiğini hatırlattı.
693 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.