Uexküll için, en basit hayvan yaşantısını dahi nesneleştirmek olanaksızdır. Başka bir Umwelt'te saklı bir anlamı veya "motif"i anlaşılır kılmak, bu hayvan çevresiyle işlevsel bir işbölümünü, paylaşımı da gerektirir; bu işbölümü şiddete dayalı da olabilir. Örneğin Uexküll'e göre, karasinek dünyasının motifleri, örümcek dünyası için inşa edici bir arketip niteliğine sahiptir. Benzer bir bağlantı, kene ve memeliler arasında da bulunabilir. Memeliler dünyasından yükselen bazı duyumlar, kokular, tenin ılık dokusu, nüfuz edilebilir bir ten, kene için inşa edici motiflerdir. İki canlı arasında motiflerin paylaşımıyla yaşam bulan bu "kontrpuan ilişkisi" veya "işlevsel işbölümü", iki dünya arasında görüngü alışverişini mümkün kılar. Bu etkileşim sırasında bir Umwelt diğerine temas etme olanağıyla donanır. Bu bağlantıyla, başka bir canlının dünyasına dönük araştıran bir gözlem alanı değil de, diğeriyle "doğal" bir anlamın, işlevin paylaşıldığı bir görüngü dünyası açılır. Bunun dışında, diğer canlının kendi özel dünyasında açığa çıkan duyum ve eylem çevrimini anlamak zordur. Uexküll, bu zorluğu, genel bir "plan" ya da "tasarım"ın parçası saydığı anlam ve işlevlerin değerlendirilmesi yoluyla olanaklı olduğunu ortaya koyar. Bu plan, beni başka canlılarla bir arada tutan, neredeyse metafizik tınıları olan büyük bir tasarımdır.
Sayfa 12 - Uexküll'de Doğanın Görüngübilimi - Akademim YayınlarıKitabı okuyor
İki yokluk arasındaki bir çizgiydi yaşam ve en temel mutluluk, bu çizginin üzerinde olabilmekti.
Reklam
UYKU VE ALZHEIMER
Gelişmiş ülkelerde en korkulan iki hastalık demans ve kanserdir. İkisi de yetersiz uykuyla bağlantılıdır. İkincisine uykusuzluk ve beden konulu bir sonraki bölümde değineceğiz. Beyne odaklanan ilki ne gelince, uykusuzluk Alzheimer olup olmayacağınızı belirleyen kilit yaşam tarzı faktörü olarak kabul görme yolunda hızla ilerliyor. İlk kez 1901 yılında Alman doktor Aloysius Alzheimer tara­fından saptanan hastalık yirmi birinci yüzyılın en büyük kamu sağlığı ve ekonomik zorlukları arasında yer alıyor. Dünya üze­rinde 40 milyondan fazla insan bu yıkıcı hastalıkla boğuşuyor. İnsan ömrünün uzaması sayının hızla artmasında etkili olsa da toplam uyku süresinin kısalmasının rolü de çok büyük. Bugün altmış beş yaşı üstü her on yetişkinden biri Alzheimer hastası. Teşhis, önlem ve tedavide ilerleme sağlanmadığı sürece bu hızlı artış devam edecektir.
Sayfa 185 - Pegasus Yayınları: 1. Baskı: İstanbul, Şubat 2019 - İngilizceden çeviren: Sevinç Seyla TezcanKitabı okuyor
Yas işi = ikinci aşama
Bir ölümü kabullendikten sonra yaşamımıza devam et­mek isteriz. Acının ortadan kalkmasını ve kendimizi yeniden yaşama katmayı arzularız ama kaybettiğimiz kişinin duygusal varlığı kafamızın içinde dolaşıp durur. Bizi onunla yeni ve daha uygun bir ilişki düzenlemeye zorlar. İşte bu uzlaşma dö­nemi "yas işi" olarak adlandırılır. Bu terimi Sigmund Freud, bir kayıptan sonra sağlamamız gereken iç ve dış uyumları ta­nımlamak için kullanmıştır. Başarılı bir yas işi için gerekli iki ana bileşen vardır. Birincisi, ilişkimizi bizim için ne anlama geldiğini değerlendirmek üzere yeniden gözden geçirmek, ikincisi ise onu geleceği olmayan bir hatıraya dönüştürmektir.
Sayfa 33 - Pusula Yayınevi, 12.Baskı, 2023
Abdullah Azzam şu örneği veriyor:
“Lâ ilâhe illallâh diyen, namaz kılan ve oruç tutan bir kimse Allah'ın kanunlarının dışında başka kanunlar koyduğu veya o kanunlarla hükmettiği zaman onun kâfir olacağı konusunda endişe eden zihinlere şu misali veririz: "Akşam namazı dört rekâttır" diyen bir kimsenin hükmü nedir? Şüphesiz bu kimse kâfirdir İslam dininden çıkmıştır. Herhangi bir Müslüman bu kimsenin küfründe şüphe eder mi? İşte, "akşam namazı dört rekâttır" diyen kimse ile "hırsızın cezası iki ay hapistir" diyen kimse arasında hiçbir fark yoktur. Çünkü her iki emir de yüce Rab tarafından buyrulmuştur ve bu, Yüce Allah'ın indirdiği hükümleri değiştirmektedir.
Cennet Ölünce mi Lazım, Yoksa Yaşarken mi?
Cenneti tanımanın iki yolu olduğu söylenir; biri geleneksel anlatımla öldüğünüzde, ikincisi yaşadığınızda. Dogmatikler, öldüklerinde cennete gitmenin yolunu ararlar, bütün çabalarını bu yönde yoğunlaştırırlar (kurbanlar, haclar, namazlar, oruçlar vs); bilimsel kafası olanlar ise yaşadıklarında bunu tatmak isterler. İşte, uygarlıklar arasındaki çatışmaların nedenlerinden biri de bu davranış farklılığıdır.
Sayfa 51
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.