Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir Metin
Marx da buna paralel olarak, Darwin kendini bizzat Malthusçu yaşam mücadelesi teorisine borçlu hissettiği için, Darwin ile Malthus arasındaki yanıltıcı ilişkiyi, biyolojinin ekonomi politik tarafından haksız ilhakının kaynaklarından biri olarak aydınlatmaya uğraşıyodu. İki öğreti arasındaki bağdaşmazlıkları titizlikle ortaya koyan Marx, Darwin'in farkında olmadan Malthus'un fikirlerini çürütecek silahlar ürettiği sonucuna varıyordu: "Darwin, Malthus'u yere seriyor" (Artık Değer Teorileri II, 129; 18 Haziran 1862 tarihli mektup; Anti-Dühring, 99-100).
Sayfa 190 - Yordam KitapKitabı okudu
Darvincilik başlıklı makale
24 Kasım 1859'da, Türlerin Kökeni'ni yayınlayan Darwin, bilimsel evrim teorisinin temelini atarken, canlı varlık popülasyonlarında üreme sırasında gerçekleşen küçük değişiklikleri ve bu varyasyonların doğal seçiliminin özellikle çevreye ve nüfus fazlasına bağlı olduğunu ifade eden varyasyon/seçilim kavramsal çifti sayesinde biyolojide
Sayfa 188 - Yordam KitapKitabı okudu
Reklam
"Çocukluğumdan beri yaşamın, birbiriyle aynı iki boşluk arasındaki bir kıvılcım olduğuna inandım: Doğumdan önceki ve ölümden sonraki karanlıklar arasındaki bir kıvılcım.” “Yaşam, iki boşluk arasındaki kıvılcım. Güzel bir imge. Ama kafamızın hep ikinci boşluğa takılması ve birinci boşluk üzerinde hiç düşünmememiz ne tuhaf, değil mi?”
Şimdilerde de şu genç kardeşlerimin imanları hüzne boğuyordu beni. Sonsuz bir ahiret yurdunun öneminden uzakta, gaflette bir yaşam...
Doğru yola uygun düşünür, işlerini ona göre yaparsan her zaman rahat bir yaşam sürebilirsin. Tanrının, insanın ve akıllı canlıların ruhlarında şu iki özellik ortaktır: Başkaları seni engellemesin; iyiye sadece doğru düşünce ve eylemlerle ulaş, gerekirse bu uğurda arzularını sınırla.
Türk Fırtınası diyor ki;
Yaşam, harekete geçen her insanın yanındadır. Bir insanın ne yapmak istediği harekete geçmek kadar değerlidir. Her insan büyük enerji evrenin küçük bir parçacığıdır. Vicdan duygusu ise içinde taşıdığı tanrıdır. İnsanı ya us ve duyurcu ya da nefsi yönetir. İnsanın niyetini nefsi ele geçirir ise şeytani bir kötülüğe dönüşür. Us ve duyuncu niyetini yönetir ise pozitif bir enerji olan insan olma yolunu seçmiş olur ve insanlığını korur. İnsan artı eksi iki kutuplu negatif ve pozitif enerjiyi bir arada barındıran bir canlıdır. Hareketini veya eylemini negatif veya pozitif enerjisinden hangisi ile beslerse ona göre yaşamda sonuçlar üretir. Vicdan insanın yaşamda cenneti veya cehennemi hak edip hak etmediğini tayin eder. Önder Karaçay
Reklam
Biliyor musun, pek de öyle harika bir şey değildi Taş. Dilediğin kadar para, dilediğin kadar yaşam! Birçok insanın hemen isteyeceği iki şey - asıl sorun, insanların kendileri için en kötü şeyleri isteme tutkuları.
Sayfa 262Kitabı okudu
Ama evrimci hipotezden söz ediyorsak, bir türle bir sonraki tür arasında biyolojik, toplumsal ya da kültürel anlamda herhangi bir kopuş olamayacağını da kabul etmek gerekir. Yani bir insan tipinden bir sonrakine geçiş, iki türlü işbirliğinin ürünüdür: avantajlı mutasyonların yayılmasını sağlayan cinsel işbirliği ve kazanılmış bilgilerin ve yöntem bilgilerinin aktarılmasını sağlayan teknik ve kültürel işbirliği. O halde insanlaşma, biyolojik yetenekleri ve gitgide daha etkili teknik ve kültürel araçları olan ve birbirini izleyen ve sonuncusu, ekolojik uyuma, yani dünyaya yayılma ve yerleşme yeteneğine sahip Homo sapiens sapiens olan insan tiplerinin ortaya çıkması ve birbirinin yerini alması süreci olarak kavranabilir. Elbette güncel insanı, bir yaşam mücadelesinin, yani eşitsiz evrimleşen popülasyonlar arasında yaşanan ve en ileri olanların en geride kalanları durmadan elediği sürekli bir savaşın galibi olarak değerlendirmek söz konusu değildir.
"Yaşam; iyi ve kötü diye adlandırılan iki duygunun birden hüküm sürdüğü dünyadır."
Yirmi yıl sonra aynı şarkılar çalıyor. Elli üç yıl öncesi çekilmiş bir film gösteriliyor. Yirmili yılların, ellili yılların giysileri vitrinleri dolduruyor. Açlık, savaş, geri kalmışlık ve inanılmaz felaketlerle ilgili haberleri kitleler, masal dinler gibi dinliyor. İşte böylesi bir yaşam önümüzden gelip gidiyor. Sen kendi duvarlarının gerisine çekiliyorsun. O, kendi duvarlarının gerisine çekiliyor. Bir başka kentte. Bir başka ülkede. Herkes bir başka kentte. Herkes bir başka dil konuşuyor. Ya da anlamaya çalışıyor. Aynı dili konuşan iki kişi yok. Her sözü, insanın kendisi için söylediğine inanıyorsun. Her söylenen söz, bir biçimde insanın kendi kendini onaylaması. Karşısındakine bir şey anlatmak istese de, gene kendi gerçeğini, bilmişliğini ya da doğru algılayışını kanıtlamak için söylenen sözler. Bir bedenin üzerinde dolaşan her el, kendi bedenini okşamak istercesine dolaşıyor öteki beden üzerinde.
Reklam
Zulmü karşı yükselen ortak öfke ve işlevini yerine getiremeden seyreltilişi
Yamacı tırmanırken iyice hırpaladı kızı; sürükleye sürükleye götürüp mağaranın içine fırlattı. Kızmıştık, deli gibi kızmıştık hem de. Bağıra çağıra çıkardığımız cehennemi gürültü bu kızgınlığın belirtisiydi. Göğüslerimizi yumruklayarak, dişlerimizi gıcırdatarak bir araya toplandık meydanın ortasında. Sürü içgüdüsünün dürtüsünü duymuştuk, belki de
Çeşmenin suyu akıyordu, nehrin suları akıyordu, gün geceye akıyordu, şehirdeki yaşam ölüme akıyordu; âdet böyleydi, zaman ve devran kimseyi beklemezdi; çok geçmeden fareler dediklerinde koyun koyuna uyumaya başlamışlardı, maskeli balonun ışıkları akşam yemeği için ışıl ışıldı; yani her şey doğal akışına uygun ilerliyordu.
"İyi bir ev kadınının bilmesi gereken her şeyi biliyor; ama hep bir bitki gibi yaşadı. Bilgisizlik, beyim, en az bilim kadar kutsal bir şeydir; bilimle bilgisizlik varlıklar için iki yaşam tarzıdır; her ikisi de ruhu kefen gibi sarıp korur..."
Sayfa 85 - YKY, 5. Baskı: İstanbul, Mart 2022Kitabı okuyor
Yaşam ve Ölüm
Madeni bir paranın bir ön bir arka yüzünü döndürüp duruyordu sanki. Bir taraf ne kadar büyük ve belirginse, öbür taraf da o kadar büyük ve belirgin oluyordu. Yaşam ve ölüm madalyonun iki yüzüydü.
Sayfa 13
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.