Hepimizin iki hayatı var:
Gerçek olanı, çocuklukta düşünü kurduğumuz,
Yetişkinlikte, pus perdesi üzerinde düşlemeye devam ettiğimiz hayat;
Sahtesi ise başkalarıyla paylaştığımız,
Pratik yaşam, yararlı yaşam,
Sonunda bir tabutun içinde biteni.
basit bir günlük tutuyordum, ama iki üç gün yazmayı unutunca neyin hangi gün olduğunu ayırt edemez hale geldim. dün evvelsi günle yer değiştirse bile hiç tuhaf gelmeyecek gibiydi. bu nasıl bir yaşam, diyordum arada sırada. bunu söylerken bir sahtelik hissediyor değildim. yalnızca şaşırıyordum işte. dünle evvelsi günü ayırt edemememe, böyle bir yaşam içerisinde sıkışıp kalmış, yutulmuş olduğum gerçeğine. bıraktığım ayak izlerinin ben daha dönüp bakmaya zaman bulamadan, göz açıp kapayana kadar rüzgârla silinip gittiği gerçeğine.
Sayfa 23 - 24 // doğan kitapKitabı okudu
Yaşam ve ölüm bir madalyonun iki yüzüdür.
Biri diğerini doğurur..
6.-4. yüzyıl
Kah savaş, kah huzurdan yoksun barış şeklinde iki yüzyıl süren bu ortamda şiir, felsefe ve görsel sanatlar gelişmiştir. Bu dönemden günümüze ulaşan eserler, özellikle kanıtlarımızın çoğunu bize sağlayan Atina'da değişen fikirleri, zevkleri, ilgileri ve yaşam tarzlarını yansıtmaktadır. Bu dönemde üretilen yüzlerce tiyatro oyunundan sadece Aiskhylos, Sophokles ve Euripides'in tragedyaları ile Aristophanes ve Menandros'un komedyaları günümüze gelebilmiştir ( bunların eserlerinin çoğu da kayıptır).
Sayfa 24 - Alfa YayıncılıkKitabı okudu
Ne insan ne de doğa sonsuz bir ölüme mahkum edilmiştir. Ölüm ve yaşam ayın biri karanlık, biri aydınlık iki yüzü gibidir.
Yaşam, toprağın kucağında çözülen ve bizi beslemek üzere yeniden doğan embriyonun mısır taneciği oluşu gibi, ölümden kopar. Her şey değişir, her şey yeni bir şekil alır.
Sayfa 227 - Ceylan YayınlarıKitabı okudu
Kişiler, kendi parmak izleri gibi öylesine farklı, bir kerelik ve çeşitlidirler ki, onları duygu ya da sezgi yoluyla bile tam olarak anlamak imkân dışıdır.
Çünkü birbirlerinin aynı olan iki insan yoktur dünyada.* Bu ayrılığı ve farklılığı ortadan kaldırabilmenin tek yolu, kişilerin birbirleriyle canlı ilişkilere girişmelerinden ve hep birlikte yaşam dansına ve o akışa katılmalarından geçer.
İnsan sadece hayatta kalmak istemez, aynı zamanda iktidar sahini olmayı da ister. Bu hem hayatının sürdürebilirliğini sağlayacaktır hem de yaşam deneyimi içinde aldığı eşsiz hazlardan biri olacaktır.
Dolayısıyla nerede en az iki insan varsa orada muhakkak bir manipülasyon vardır çünkü orada artık bir güç mücadelesi söz konusudur. Hatta insan yalnız kaldığında bile içindeki diğer sesle, kendiyle dahi bir güç mücadelesi yaşar ve insan çoğu zaman kendisinin de manipülatörü olur.
Kur’an-ı Kerim’in aydınlattığı yol
İslam milletlerinin kaydettiği her yükselişin ve bütün şanlı devirlerin Kur’an-ı Kerim’in tasdikiyle başladığını not etmek gerekir. İslam’ın henüz ilk devrinde, sadece iki neslin yaşam süresinde, batıda Atlantik Okyanusunun kıyılarına ve doğuda Çin hududuna ulaştığı mucizevi seyrine daha önce değinmiştik. Üstelik bu harikulade örnek tarihteki yegane örnek de değildir. İslam tarihindeki tüm muazzam hareketler, bu paralellik kanununu doğrular.
Sayfa 32Kitabı okudu
Yaşam ve ölüm sınırında...
Hemen karşınızda genç, akıllı, kanlı canlı, nefes alan bin insan duruyor ve onun kendisine gelmesine yardım etmezseniz bu düşünen, konuşan ve soluk alan gençlik iki saat içinde bir cesede dönüşecek.
Sayfa 51Kitabı okudu
