Bir şizofrendim artık... Yalanlar söylüyordum, hem sana hem de ona.. Kendimi tanıyamaz olmuştum. Hangisi bendim? içimdeki, güzelliğiyle dünyayı elde etmeye kışkırtılmış, karanlık ve ilgi tutsağı kadın mıydım; yoksa ugruna hayatından vazgeçmeye hazır olduğu aşkına mahkûm, ezilmiş, kapılarda brakılmış, verdiği güven ve taşıdığı masumiyetle sana cazip gelmeyen o sevdalı kadın mı? İkisi de olmak istemiyordum. Ama ikisinden de vazgeçemiyordum. Sanki biri olmazsa, diğeri yıkılacak gibiydi. Birbirinden nefret eden ve birbirinin varlığına tahammül edemeyen bu iki benlikle yalnız kaldığımda, çıldıracak gibi oluyor,
ağır ağır ruhumu öldürüyordum. Artık yalnız kalmak dayanılmaz olmuştu benim için. Seni göremediğim zamanlar ona gidiyor, onu göremediğim zamanlar sana sığınıyordu. İçimdeki bu birbirine aykırı iki kadın, beni durmadan diplere çekiyordu.
_Oorroossppuu çocuğu, kahbenin evladı, ciğeri 5 para etmez, domuz ahırında doğan cüzzamlı yahudi piç’i Tanrınız yapmadınız mı? İğrenç şarlatan. Tanrı’yla bir kaltağın düzüşmesinden doğan bu soytarının kanını ve etini, şarap ve ekmek diyerek, meyhane yemeği gibi yiyip bağırsaklarınızdan geçirip, sıçıp tanrıyı boka dönüştürmediniz mi?
_Bir boka
Şu ikisinden hangisi daha ileridedir sence: Hazreti Mu hammed mi, Sufi Bayezid-i Bistâmî mi?" "Bu ne biçim soru böyle?" diye tersledim. "Son peygamber, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz ile bir sufi yi bir mi tutarsın?" Etrafımızda meraklı bir kalabalık toplanmıştı ama derviş izleyicileri umursamıyor
Yetişip durdurdum. "Hey, bekle! Sualini duymak istiyorum."
Derviş zink diye durdu, arkasını döndü, ilk defa gülümsedi. "Şu ikisinden hangisi daha ileridedir sence: Hazreti Muhammed mi, Sufi Bayezid-i Bistâmî mi?"
"Bu ne biçim soru böyle?" diye tersledim. "Son peygamber, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz ile bir sufiyi bir mi tutarsın?"
Etrafımızda meraklı bir kalabalık toplanmıştı ama derviş izleyicileri umursamıyor gibiydi. İfadesini hiç bozmadan üsteledi: "Bir düşün: Peygamber Hazretleri şöyle buyurmamış mıydı? 'Yarabbi, Seni tebcil ederim. Seni lâyıkıyla bilemedim'. Hâlbuki Bayezid-i Bistâmî 'Ben kendimi tebcil ederim, benim şanım yücedir. Zira hırkamda Allah var' dedi. Madem biri Allah'a nazaran ufak hissederken kendini, diğeri Allah'ı içinde taşır, bu ikisinden hangisi daha ileridedir sence?"
1. Her an büyük bir utanmazlıkla, yalnızca huysuz, hatta öfkeli biri olmadığımı; kimseyi, kuşları bile ürkütemeyeceğimi, bununla ancak kendimi avuttuğumu bilmemdi. Öfkeden ağzımdan köpükler saçıldığı bir anda oyuncak bir bebek ya da bol şekerli bir çay getirin, hemencecik yumuşayıveriyordum. Hatta, sonra kesinlikle, öfkemden dişlerimi
Kendimi tanıyamaz olmuştum. Hangisi bendim? İçimdeki, o güzelliğiyle dünyayı elde etmeye kışkırtılmış, karanlık ve ilgi tutsağı kadın mıydım; yoksa uğruna hayatından vazgeçmeye hazır olduğu aşkına mahkûm, ezilmiş, kapılarda bırakılmış, verdiği güven ve taşıdığı masumiyetle sana cazip gelmeyen, o sevdalı kadın mı? İkisi de olmak istemiyordum. Ama ikisinden de vazgeçemiyordum. Sanki biri olmazsa, diğeri yıkılacak gibiydi. Birbirinden nefret eden ve birbirinin varlığına tahammül edemeyen bu iki benlikle yalnız kaldığımda çıldıracak gibi oluyor, ağır ağır ruhumu öldürüyordum. Artık yalnız kalmak dayanılmaz olmuştu benim için.
"Kendimi tanıyamaz olmuştum. Hangisi bendim ? İçimdeki, o güzelliğiyle dünyayı elde etmeye kışkırtılmış, karanlık ve ilgi tutsağı kadın mıydım; yoksa uğruna hayatından vazgeçmeye hazır olduğum aşkına mahkûm, ezilmiş, kapılarda bırakılmış, verdiği güven ve taşıdığı masumiyetle sana cazip gelmeyen, o sevdalı kadın mı?
İkisi de olmak istemiyordum.
Ama ikisinden de vazgeçemiyordum.
Sanki biri olmazsa, diğeri yıkılacak gibiydi. Birbirinden nefret eden ve birbirinin varlığına tahammül edemeyen bu iki benlikle yalnız kaldığımda çıldıracak gibi oluyor, ağır ağır ruhumu öldürüyordum.
Artık yalnız kalmak dayanılmaz olmuştu benim için..."
Herkesin ilgisini çekmek ya da tanınmayan ama etkili biri olmak dışında özel bir hırsım yoktu; bu ikisinden hangisi olmak istediğimden de emin değildim.