Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
“Affetmek acıyı, öfkeyi hissedip neden yaşadığını analiz edebilmektir. Affetmek karşındakinin de kendinin de insan olduğunu, insana dair her türlü tuhaflıkla, acizlikle, hırçınlıkla, eksiklikle muhatap olabileceğini kabul etmektir. İlişkilerin kazançlar kadar kayıplar verdireceğini ve varlığımıza yaklaşan herkesin eklemeler, çıkarmalar yapabileceğini bilmektir. Affetmek her şeye rağmen yola devam etmektir.”
Ve sonra Kant ortaya çıktı.
Descartes'a diyorlar ki, bütün bunlar pek güzel, ama bizde düşünenin beden olmadığını ne kanıtlayacak bize? Bunu ona soran çağın materyalistlerinden biri... Ve Descartes cevap verir —herhangi bir karşı çıkış yöneltindiğinde ona, hep küstahlaşırdı — çok küstah ve kabaydı— der ki: Hiçbir şey anlamamışsınız, bizde düşünenin beden olmadığını asla iddia etmedim; tam ola­rak şunu söyler Descartes: İddia ettiğim, düşünceme dair bil­diklerim henüz bilinmeyen şeylere bağlı olamazlar. Başka bir şekilde söylersek, söz konusu olan bizde düşünenin beden olup olmadığını bilmek değil, Kartezyen düşünmenin perspektifinde, düşünceme dair bildiğimin henüz bilinmeyen şeylere bağlı ola­mayacağıdır söz konusu olan —yani bedene çünkü kuşku be­denden de olabilir. Öyleyse, mantığın bakış açısından —ama yepyeni bir mantıktır bu, çünkü cinsler ve farklarla işlemez, bir gerektirmeler, imalar mantığıdır —çünkü Descartes, kavramlar arasındaki açık ilişkilere dayanan bir mantık olan klasik mantığa karşıt olarak ... Yeni bir mantık tipi ortaya atıyor -bir gizli, imalı ilişkiler mantığı, bir imalar mantığı... O zaman, bir belir­leme tarafından belirliyor -düşünenin varoluşunu belirliyor ve düşünenin varoluşu düşünen şeyin varoluşu olarak belirleni­yordu. Demek ki Descartes belirlemeden belirlenmemişe ve be­lirlenmişe doğru gidiyordu: Ben düşünen bir şeyim. Mantığında hep imaları ekliyordu art arda: Kuşku duyuyorum, düşünüyo­ rum, varım, ben düşünen bir şeyim.Öyleyse tözün özne olduğu araziyi keşfetmişti. Ve sonra Kant ortaya çıktı.
Sayfa 69 - PdfKitabı okudu
Reklam
"Arapça Kur’an demek, indiği dönemdeki Arapların dünya görüşünü, öte âleme ve görülen âlemin dışına dair inançlarını, akıl yapısını, geleneklerini, ideallerini, astronomi, tıp vb. alanlardaki anlayış ve bilgilerini, siyasete, toplumsal ilişkilere bakış açılarını yansıtan kitap demektir.Çünkü dil sadece anlamın değil güncel hayatın, tutumların, bakış açılarının, yapıların, kültürün ve akıl yapısının da taşıyıcısıdır. Arapça Kur’an, Arapçı kitap demektir. Zaten ilgilenenlerce malumdur, Kur’an’ın büyük bir bölümü o dönemin Araplarının kültür, gelenek ve uygulamalarından oluşmaktadır."
Sayfa 80 - e-bookKitabı okuyor
10/10 puan verdi
Dayanışma…
Nazenin Sokak sıcacık samimi komşuluk ilişkilerinin yaşandığı bir sokak.Günümüzde komşuluğun doyasıya yaşanmadığı hatta selam bile verilmediği düşünülünce kitaptaki ilişkilere hayran kaldım.Hiç geri gelmeyecek diye düşündüğüm eski günlere dahi içimdeki umudu yeşertti.Mahalle kültürü komşuluk ilişkileri dayanışma o kadar güzel anlatılmış ki mahallenin bir sakini de ben olmak istedim.Cemil Beye güldüm, Zarife'yle sabrımı yokladım, Ömer'in teslimiyetin hayran kaldım, Leyla'nın babasını kaybettiği andaki üzüntüsünü iliklerime kadar yaşayıp ağladım.Sade diliyle her yaşa hitap eden uzun süre yüreğimde sıcaklığını hissedeceğim bir kitap olmuş.Yazarın kalemine sağlık...
Her Şey Eksik Her Şey Tamam
Her Şey Eksik Her Şey Tamamİrem Yaşar · Küsurat Yayınları · 2021792 okunma
Gülümsedi Orhan..
Gülümsedi Orhan "Seni çok seviyorum Ayşe". "Ben de seni." Orhan seviyordu Ayşe'yi. Onunla tanıştıktan sonra tüm geçmişi silip atmıştı. O güne kadar yaşadıklarını geride bırakmıştı. Tüm o kadınlara mesaj atmış bir daha görüşemeyeceklerini söylemiş arkadaşlıklarını da gözden geçirmişti. Her otuzuna gelen erkeğin yaptığı bir şeydi bu. Hayata ve ilişkilere dair düşünmek.. Biraz daha oturmuş, istikrarlı bir yola girmek.. Orhan için böyle bir düşüncenin fitilini ateşleyen de Ayşe olmuştu.
Sayfa 81 - FeniksKitabı okudu
167 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
Evin dahisi bir abi, bildiğini okuyan, bunu yaparken etrafındakilerin de canına okuyan bir anne, evin içinde mütemadiyen duvar ören, titizlik hastası bir baba..Babanın ördüğü duvarlar yüzünden arı kovanına benzeyen evde kendi peteğini yapmaya çalışan bir kız çocuğu, bizimki. Bizimki diyorum, çünkü bir yandan özkurmacanın nefis bir örneği olan bu
Yalan Dolan
Yalan DolanVeronica Raimo · Medusa Yayınları · 202452 okunma
Reklam
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Hz. Yusuf'un ahlakını överken onun Hz. Yakup gibi bir babanın evladı olduğunu ve özellikle karakterinin sosyal ilişkilere dönük yönünün babayla ilişkisi olduğunu da unutmamak gerekir.
Sayfa 128 - timaş yayınlarıKitabı okudu
304 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
“Ne kadar çok insan gömülü her birimizin içinde.” Bir yıldır kitaplığımda bekliyordu Sinekkuşu. Şimdi bitirip kitabı kapattığımda içime dolan his neden bekledim ki bir yıl oldu. Ama bir yıl önce okumam çok daha zor olurdu sanırım benim için bilemiyorum. İçimde çok derin yerlere dokundu, akıp gitti kurgu. Marco Cerrera’nın 70 yıllık hayat hikayesini, ailesini, çocukluğunu, aşkını, evliliğini, kardeşlerini, çocuğunu, torununu ve onlarla kurduğu ilişkiyi anlatıyor Sinekkuşu. Ve bunu kronolojik olarak aktarmak yerine geçmişle bugün arasında ileri geri mekik dokuyarak yapıyor. Marco Cerrera romanda yazarın aktardığı gibi mutsuzluğun evin duvarlarından sızdığı bir evde büyüyen, annesinin Sinekkuşu lakabını verdiği, yaşamında derin kopuşlar, yaslar, sert dönüm noktaları olan bir adam. Onun yaşamı üzerinden aileye, evliliğe, ilişkilere, bağ kurmaya dair sürükleyici bir anlatı. Yaşama veda edişindeki a günün hissini, yaşamındaki dern hüznü ve daha bir çok şeyi derinden hissederek okudum. Okuyunuz
Sinekkuşu
SinekkuşuSandro Veronesi · Can Yayınları · 2022482 okunma
Moderniter metropolitan kültürel yasama/sürece çokta adapte olmayan biz ve benzeri toplumsal yapılarda sürekli dikte edilen uzak ayıp günah ve dışlanma dürtüsü ile bezenmiş bir kavram cinsellik. Kadınla karşı cinsin hem kendine hem de birbirine yabancı olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Bu durum, birbirine aç ve muhtaç olan iki cinsin gerçek anlamda karşılaşmasına, denk düşmesine, birbirinin ihtiyacını karşılamasına, birbirinden beslenerek büyümesine, olgunlaşmasına engel teşkil ediyor. Biz geleneksel kolektivist bir toplumken, birkaç on yıl içinde modern metropol kültürüne gark olduk. Lafta kabul ettiğimiz ama bir türlü içselleştiremediğimiz değerlerimiz ve inançlarımız var, ilişkilere dair. Mantığı anlaşılmamış, sağduyu süzgecinden geçirilmemiş bulanık normlar var ve kendi aklıyla düşünmeye alışmamış bir toplumun bu normlara uyma çabası demoklesin kılıcı gibi her daim tabu olarak görülen cinselliğin tepesinde sallanıyor olacaktır. Cinsellik dürtüsel bir ihtiyaç kimine göre tırnak içinde aşkın son meyvesi içsel bütünleşmenin sevmenin son raddesinin bedensel bütünleşik hâli,kimine göre daha yüzeysel bazda hayvani istek olarak basit bir sıvı alışverişi. Byron Ayanoğlu'nun dediği gibi seks bitti elimizde yemek kaldı.
Reklam
360 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Arkadaşlıktan aşka...<3
"Onunla arkadaş olarak kalmaktan mutlu olacak mısın? Sadece arkadaş olarak?" "Hayatında olmak için yapmam gereken buysa, o zaman evet." "O zaman sanırım başka biriyle çıkmaya başlarsa senin için sorun olmaz, değil mi?" diye sordu Mack. Noah'ın sinirli sessizliği karşısında Mack homurdandı. "Ben de öyle
Aşık Erkekler: Çılgın Sersem ve Tutkulu
Aşık Erkekler: Çılgın Sersem ve TutkuluLyssa Kay Adams · Nemesis Yayınları · 202436 okunma
Fazla mücadele gerektirmeyen bir erkekle beraber olduğumuzda cinsel deneyimimiz de daha az ateşli ve tutkusuz olabilir. Partnerimize dair sürekli bir heyecan halinde olmadığımızdan ve seksi bir şeyi kanıtlamak için kullanmadığımızdan, daha kolay, daha rahat bir ilişki bize yavan gelebilir. Alışık olduğumuz çalkantılı ilişkilere kıyasladığımızda bu yavan deneyim, bizim için "gerçek aşk"ın gerilim, mücadele, kalp sızısı ve trajediden oluştuğunu kanıtlar.
376 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Margaret Atwood'un 1969 tarihli ilk romanı, orijinal ismiyle “The Edible Woman”. Türkçe çevirisinde Yenilebilir Kadın yerine Evlenilecek Kadın olarak çevrilmesi biraz ticari kaygıları düşündürüyor. Yazarın okuduğum ilk kitabı, diğer kitaplarına da epey merak uyandırdı. Kitap gündelik hayatın içinden akıcı bir üslup ile arkadaşlığa, sevgililiğe, ilişkilere, evliliğe, kadına atfedilen normlara, toplumun kadın üzerinde her daim açık kalan gözüne dair çok şey söylüyor. Üstelik günümüzde çokça konuştuğumuz, tartıştığımız meseleleri kurgu içinde, karakterlerin yüzleşme deneyimleri üzerinden, hem de 1965 yılında henüz 24 yaşında bi kadının kaleminden okumak, oldukça etkileyici. Ben kitabı bu feminist, yazarın ifadesiyle proto feminist duruşunun yanında, oldukça eğlenceli de buldum. Marian bir araştırma şirketinde çalışan genç bir kadın, ev arkadaşı Ainsley ise kitabın en eğlenceli ve şaşırtıcı karakterlerinden. Çocuk sahibi olmak istiyor ama bir evlilik ve baba istemiyor, önceliği güzel, sağlıklı ve zeki genler. Bu uğurdaki çabası ve karşılaştığı bilimsel gerçekler eğlenceli kısımları. Kitapta bu iki karakterin yanında iş arkadaşları, üniversiteden arkadaşları ve Marian’ın sevgilisi Peter ve hayatına yeni dâhil olan Duncan hikâyenin gelişiminde önemli bir yerde. Kitabın kadın ve hayvan bedenlerinin nesneleşmesi, hayvan yeme kültürü ile erkeklik arasında kurduğu bağ çok katmanlı yapısından yalnızca bir kaçı diyebilirim.
Evlenilecek Kadın
Evlenilecek KadınMargaret Atwood · Doğan Kitap · 2019399 okunma
Ne güzel yazmış yazar..
"Bazı ilişkilerde kazanmanın tek yolu o ilişkiye hiç girmemektir. Girip de malumun ilanını yapmış olabilirsiniz, kızmayın kendinize. Ya da hiçbir bozukluk sinyali alınmamış olabilir ama girdiniz ve yolda kaybettiniz olamaz mı? Vurmayın kendinize. Hepsi insana dair öyküler. Hepsi çalılara takılmış birer peri masalı."
883 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.