Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
216 syf.
10/10 puan verdi
İnceleme görünümlü yorum ve güzelleme (Sürpriz bozan içerebilir.)
Hayatımda okurken beni böylesine etkileyen, bana her alanda yeni fikirler veren, tefekküre sevk eden bir kitapla çok nadir karşılaşmışımdır.
Yaşamak
Yaşamak
bu kitaplardan biri oldu. Okuyalı çok oldu, incelemesini ancak şimdi yazabiliyorum zira kitabın ve bana kattıklarının iyice demlenmesi gerekiyordu kafamda. Ayrıca bu bir inceleme de değil, zira
Yaşamak
YaşamakCahit Zarifoğlu · Ketebe Yayınları · 20229,3bin okunma
Kampanya: Atsız Affedilmelidir! Atsız'ın hapse atılmasıyla ilgili ilk protesto bir Alman bilim adamından gelmiştir: Dr. Heinrich Georg Baum. 20 Kasım 1973'te Bon'daki Türkiye Büyükelçisi Vahit Halefoğlu'na yazdığı bir dilekçede olayı protesto ettiğini ifade ediyor, Cumhurbaşkanı'na da bir dilekçe yazdığını belirtiyor ve
Reklam
Dr. Heinrich Georg Baum.
Atsız'ın hapse atılmasıyla ilgili ilk protesto bir Alman bilim adamından gelmiştir: Dr. Heinrich Georg Baum. 20 Kasım 1973'te Bon'daki Türkiye Büyükelçisi Vahit Halefoğlu'na yazdığı bir dilekçede olayı protesto ettiğini ifade ediyor, Cumhurbaşkanı'na da bir dilekçe yazdığını belirtiyor ve Atsız'ın serbest bırakılması için “bütün imkânlarınızı ve teşebbüslerinizi adalet, insaniyet ve Türk-Alman dostluğu namına rica ederim." cümleleriyle dilekçesini bitiriyor. Georg Baum'un Cumhurbaşkanı'na gönderdiği 20.11.1973 tarihli dilekçedeki “Benim size sorum şudur ki ihtiyar, kimsesiz ve hasta olan bu zatın, keyfine ve bakımına ihtiyacı karşılığında Türkiye'nin mahut hapishanelerinden birinde muhakkak ölümüne bırakılması sizin vicdanınızı sıkmaz mı?" cümlesi dikkat çekicidir.
Hikayeler...
Ona uzun gecelerde büyük babamın bana anlattığı hikayeleri anlatıyordum. Büyük babama da kendi büyük babası anlatırmış bunları. Büyük babalar çoğaldıkça hikayeler de büyüyordu. İlk anlatanın bir cümlesi, son anlatana gelinceye kadar hikaye romana dönüşüyordu.
Sayfa 31 - İz yayıncılık
120 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
İçinizdeki çocuğun farkına varın
Yetişkinlerin okuması gereken bir çocuk kitabı mı ya da yetişkinliğin verdiği dar kalıpların farkına vardıran çocuk kitabı sanılan bir kitap mı desek daha yerinde olur? Hangisi olursa olsun bu kitap üzerine makaleler yazılan, yüzlerce çeviri yapılan, en çok satan kitaplardan olan ve daha çok Dünya çapında özelliğe sahip olan eserlerden biri ve bunu kesinlikle hak ediyor. Beni ilk etkileyen cümlesi : "Yetişkinler hiçbir şeyi tek başlarına anlayamıyorlar ve onlara sürekli bir şeyleri açıklamak biz çocuklar için çok yorucu oluyor." oldu. Ve aslında o yetişkin de o çocuk da biziz. Bir kere bile olsa yetişkin algımızı bir kenara koyarak çocuk gözümüzle bakabilsek Dünya'ya ya da tilkinin de dediği gibi "İnsan en iyi kalbiyle görür. Esas olan gözle görülmez." Bu anlayışla bakabilmek gerekiyor. Yetişkinlik kalıplarımızı yeri geldiğinde atmamız gerçek mutluluğa daha hızlı ulaştırabilir. Aslında Küçük Prens bizim içimizde. O saflık, çocukluk, hiçbir şeyin farkında olamama, yılanların bile zararsız olduğunu düşünme hepsi içimizde. Sadece bunun farkında olmalıyız. Afrika çölüne de gitmeniz gerekmiyor. Herhangi ıssız bir yerde yıldızların altında uzandığınızda size en parlak gelen yıldızı görün. İşte Küçük Prens orada. Siz de oradasınız. Teşekkürler :)
Küçük Prens
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · İndigo Yayınları · 2019234,9bin okunma
68 syf.
7/10 puan verdi
Kitap çok ince olmasına rağmen herkesin överek bitiremediği bir eser. Şahsen kitabı okuduktan sonra belli başlı yerlerde gerçekten isminin duyulması yada çok okunmasını anladım ancak kalkıp birine bu kitabı kesinlike okumalısın okumzsan çok şey kaybedersin der miyim? Diyemem. Bu tabiki benim fikrim. çok beğeniliyor evet ancak benim için çok da o konumda değil maalesef. Kitabı bitirince kafamda canlanan tek kelime 'takıntı' oldu. Kitapta geçen mektubun ilk cümlesi kesinlikle herkesi kitabi okumaya devam ettiren ve merak ettiren bir cümle. "Çocuğum dün gece öldü" bu cümle bende de bir çok şeyi merak etmeye tabiki itti ki kitabın devamında da bununla birlikte merak edilen şey sayısı arttı. Az önce de belirttim kitabı okuyan kisiler için belkide karşılıksız veya bilinmese dahi muhtesem bir aşkı veya sevgiyi okuduklarını söyleyebilirler ancak benim için yalnızca bir 'takıntı' kelimesini çağrıştırır. Bu öyle büyük bir durum haline gelmiş ki ana karakterimiz bunun için olmayacak şeyler yapıp olmayacak sıfatlara girmekte. Beğenmedim diyemem asla tabiki beğendim ancak genele göre farklı bir bakış oluştu benim için kitapta. Okuyacaklara keyifli okumalar...
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022224,6bin okunma
Reklam
584 syf.
·
Puan vermedi
·
17 günde okudu
“Karanlık arzuların içinde bunalan iyi bir insan Asla ayrılmaz doğru yoldan.” Faust, dünya edebiyatının en meşhur karakterlerinden biridir. Tarihte gerçekten var olduğu düşünülen Johann Faustus’un hayatından esinlenerek kurgulanmıştır. Rivayetlere göre Doktor Johann Faustus, 1480’li yıllarda Almanya’da doğmuş ve 1540 yılına doğru
Faust
FaustJohann Wolfgang Von Goethe · İthaki Yayınları · 202213,6bin okunma
736 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
"Kimse bilmiyordu ama o yıkımda feda edilen tek şey bendim."
Kitap bitti ama bir süre ben ne okudum diye sorguladım.Yazmak istediğim o kadar şey var ki ama en az spoilerle yazmaya çalışacağım. Sadece Nova'ya sımsıkı sarılıp o boşlukta tek başına kaybolmayacaksın demek istedim.Çünkü Nova o kadar yalnızdı ki Tayga'nın gidişinden sonra özellikle ve o kadar acı içindeydi ki çok üzüldüm ve yazar bunu
Deliler ve Cellatlar
Deliler ve CellatlarN. G. Kabal · Dex Yayınevi · 2024194 okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
Fevkalade güzellikte bir kitap. Benim için tüm kitaplardan farklı bir yerde olma nedeni iyileştirici ve şefkatli yanı. Kitabı ilk kez iki yıl önce gözyaşları içinde okumuştum. Her cümlesi bu yaşıma kadar duymam gereken ama bana hiçbir zaman söylenmemiş ya da hissettirilmemiş sırlar gibiydi. Eksikliğini yüreğimde hissettiğim bir duygunun tüm bedenimde gezintiye çıkması gibi… Koşulsuz kabul, koşulsuz sevgi, hayat, başarı ve anlam. Bir yandan hayatındaki gereksiz çırpınışları yüzüne vuran diğer yandan da kollarını açıp seni kucaklamak için bekleyen bir kitap. Kendini sevmeye nereden başlayacağından emin olmayanlar için bir an önce tanışılması gereken bir dost.
Çocuk, Köstebek, Tilki ve At
Çocuk, Köstebek, Tilki ve AtCharlie Mackesy · Mundi Yayınevi · 20212,464 okunma
Benim Adım Feridun
Meydandaki çay bahçelerinden birine oturmak geldi içimden sonra. Çünkü Erdek bir kitap olsaydı, bu çay bahçeleri ilk cümlesi olurdu onun. Gelindi mi oturulmalıydı. Bir çay, birkaç sigarayla, kıyıda kayığında ağ onaran, çapari kösteği hazırlayan balıkçıları seyretmek, bir tost isteyip, bacaklarıma sırnaşan kedilere atmak, yakın masalarda konuşulanları dinlemek, birini bekliyormuş gibi ikide bir saate bakmak iyi gelebilirdi. Gelmeliydi en azından. Gözüme kestirdiğim ilk çay bahçesine girdim.
Sayfa 27
Reklam
Kitabın ilk cümlesi...
Bir insan nasıl boydan boya yarıldıktan sonra aynı kişi olarak uyanabilir?
Sayfa 9
115 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
Ethem Baran’ın öykülerinin ilk cümleleri oldukça çekici. “Derken bahar geldi.” cümlesi kitabın da açılışında yer alan öykünün ilk cümlesi. Okuyucu ustalıkla ani bir beklentinin içine giriyor, bahar gelince ne olacaktı? Bir başka öyküsü “Seksen altı yaşındaki dedemin askerlik celbi geldi; o günden beri sesi çıkmıyor.” cümlesi ile başlıyor. Çarpıcı ve trajikomik bir açılış. Elbette Dede’ye olanları merak eden okuyucu hızla öykünün içine çekiliyor. Hayata dair kesitlerin sunulduğu öykülerin öncesinin ve sonrasını merak eden okuyucu, kitabı belli bir temponun altına düşmeden bir solukta okuyor. Bozkır ve şehir arasındaki sıkışmışlık duygusu yazarın kendi yaşamından otobiyografik bir özellik midir çok net değil ama yazarın kaleminin yaşamın bu alanına çok da yabancı olmadığını düşündürüyor. “Sonra elleriyle toplayacaktı sıcaklığı, hatta avcunda saklayacaktı ve yolda giderken zaman zaman hohlayarak o sıcaklığın ömrünü uzatacaktı.” cümlesi buna güzel bir örnek. Olağanmış gibi yaşanan sıradışı hayatların izi sürülüyor yazarın öyküleriyle. ‘Alamadım Eyvah’ öyküsündeki gencin hayali ancak eski model, en ucuz arabaya sahip olabilmenin sınırlarında geziniyor. Hayali bile gerçeğin, hayatın acı gerçeklerinin etrafında dolaşacak kadar dar. Gerçek yaşamda da çokça karşılaştığımız bu ve benzeri karakterler kendilerine anlaşılır ve sağlam bir yer buluyor Ethem Baran’ın öykülerinde.
Döngel Dünya
Döngel DünyaEthem Baran · İletişim Yayınları · 2019593 okunma
144 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Ölüm'den Umut'a
‘'Adanmışlık, sadece umutsuz bir duygusallıkla, akılsızca kendini öldürmek gibi bir şey değildir. Bundan çok farklıdır. Adanmışlık en muhteşem şekilde sonsuza kadar yaşamaktır. İnsanlık ancak bu saf adanmışlığa bağlı kalarak ölümsüz olur. Fakat adanmışlık için bir kılık da gerekmez. Herkes bugün, tam şu anda oldukları şekillerde kendilerini
Pandora’nın Kutusu
Pandora’nın KutusuOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 20232,377 okunma
Kitabın ilk cümlesi.
Birden kaldırımdan taşan kalabalıkta onun da olabileceği aklıma geldi. İçimdeki sıkıntı eridi.
Sayfa 13
Mutluluk içimizde yaşanır, şahitlere ihtiyacı yoktur. Tolstoy’un Anna Karenina’sının ilk cümlesi şöyledir: “Bütün mutlu aileler birbirine benzer; her mutsuz aileninse kendine özgü bir mutsuzluğu vardır.” Buna yalnızca bir şey eklemek isterim ki, mutsuz aileler –ve bunların içinde öncelikle mutsuz karıkocalar– sorunları tek başlarına halledemezler. Ne kadar çok şahit olursa o kadar iyidir. Mutsuzluk hep arkadaş arar. Mutsuzluk sessizliğe katlanamaz – özellikle de yalnızken hüküm süren huzursuz edici sessizliklere katlanamaz.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.