"Madem ki, yenilgilerin önüne geçemiyorum, o halde, onlardan gereken dersi ve yararı almam gerekir." Bu, çok önemli bir karardır; çünkü yenilgi ve başarısızlıkların bizim üzerimizde iki farklı etkisi olabilir:
A. Eğer her yenilgiyi, bitmiş ve değişmesi mümkün olmayan bir sonuç olarak değerlendirirsek, kendimize olan güvenimiz giderek azalır ve şöyle söyleriz: "Olmuyor işte, yapamıyorum, bir daha denememe de gerek yok." Bu durum sonuçta öyle bir hal alır ki, artık daha bir işe girişmeden: "Ne de olsa, başarısızlıkla sonuçlanacak, hiç denemem daha iyi" diye düşünmeye başlarız. Yani, her yenilgiye, bitmiş ve değişmez bir son
olarak bakmaya başlayınca, kendimize olan güvenimiz iyice sarsılır ve artık hiçbir işe kalkışamaz hale geliriz.
B. Ama eğer, yenilgi ya da başarısızlığı, başarıya ve amaca ulaşmaya giden yol üzerindeki denemeler sürecinin çeşitli halkalarından yalnızca birisi olarak görürsek: "Tamam, bu deneme başarısız oldu. Şimdi nerede hata yaptığımı ve başarısızlığın nedenini bulup, ikinci denemede daha iyi bir girişim yapabilirim. İlk seferde elde ettiğim yenilginin verdiği tecrübe ile
sanırım bu kez, istediğimi elde edebileceğim. Olmazsa, bir sonrakinde mutlaka başarı benim olacak şeklinde düşünürüz."