"Kitaplı dünyanın insanları farklı bir kabilenin üyeleriydi bir bakıma; beş kıtaya, beşyüz beldeye, beşbin şehre dağılmış, daha doğrusu mahallesinden, sokağından yeryüzüne saçılmış bir nüfusun parçası olmaya çıkmış, içine düştükleri ilk kimsesizlikten böylece kurtulmuş kimselerdik. Büyük kütüphanelerin salonlarında birbirimize kaçamak bakışlar fırlatarak göz aşinalığı çemberinden geçer, bir tür ön tanışma gerçekleştirirdik."