Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir kitap hayal etmek zor bir şey değil, tıpkı bir başkası olmayı hayal etmek gibi, bunu sık sık yaparım. Zor olan ise, hayal ettiğiniz kitabın ima ettiği yazar olmak.
Bakire Meryem kültü 12. yüzyılda halk arasında dindarlığın daha önemli örneklerinden biriydi. Meryem'in bir bakıma ilahi aşkın simgesi, "bütün merhametlerin annesi", şefaatiyle herkese kurtuluş şansı sunan varlık olarak algılanışı Bernard'ın katkısıydı. Bernard'a göre, o "Kutsal Ruh'un yaslandığı çiçek"ti. Meryem ilk başlarda kilisede önemli bir figür değildi; ama Bernard'ın çabasıyla insanların Tanrı'ya yaklaşmasına yardımcı olma açısından Baba, Oğul ve Kutsal Ruh üçlemesinin değerli bir eklentisine dönüştü. Bernard Bakire Meryem'in ilk günahtan muaf ol­duğunu savunan bazı çağdaşlarıyla hemfikir değildi. Ona göre, Meryem gösterdiği tevazudan, İsa'nın dünyaya gelişine aracı olarak hizmet etmeye gönüllü oluşundan dolayı önemliydi. Benedictus'un yolundan giden Ber­nard, alçakgönüllülüğün bütün erdemlerin kraliçesi olduğunu ve bunun Meryem'i ilahi tasarımı karşılıksız kabul etmeye yönelttiğini savundu. "Günahtan arınmamızı dilediği şekilde sağlayabilecek konumda olan Tanrı, onun aracılığıyla bize ilahi kayrayla gönüllü işbirliğinin önemini öğretir." Aslında, Meryem'e tapınma bundan daha fazlasını ifade etmek­teydi. Marina Warner'ın işaret ettiği gibi, " ... insan soyunun kadınlarını Bakire Meryem ulvi lekesizliğiyle karşılaştırma yoluyla, dünyevi aşkı gözden düşürmek ve erkeklerin gözlerini tekrar gökyüzüne çevirmek mümkündü". Bakire Meryem kültünün ima ettiği "kutsal aile"ye dönük yeni yoğunlaşma, 1000 yılı sonrasındaki Hıristiyanlığı önceki biçimlerin­den ayırt eden unsurdu.
Sayfa 495 - Yapı Kredi Yayınları.
Reklam
Evde para suyunu çekmiştir. Kumbaraya atılan paralar atılmaz olur. Büyükler,çocukların önünde ima yoluyla konuşmaya dikkat ederler. Çocuklar, ülkelerinin kendilerini satmak üzere olduğunu, dört bir yandan çekiştirildiği için bir gün gelip yırtılacak ve yerini bir kara boşluğa bırakacak göklerinin de birlikte satışa çıkarıldığını bilmezler.
Sayfa 13 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
315 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Fakir bir İskoç-İngiliz asıllı aileye doğan Thomas Sutpen'in çocukluğuna etki eden bir olaydan sonra çıktığı yolculuğun, hem kendisini hem de ileri bir dönemde hayatlarına dahil olacağı Coldfield ailesini sürüklediği olayları konu eden bir roman. Sutpen'i on dört yaşında Haiti'ye doğru yola çıkaran şeyin güç arzusu, cesaret ve
Abşalom, Abşalom!
Abşalom, Abşalom!William Faulkner · Yapı Kredi Yayınları · 2016221 okunma
Yalnız kalma modern insanın en önemli problemini oluşturmaktadır. Defile ve reklamlar bu korkusunu kullanarak kişinin kendini 'ötekiler'le aynileştirerek yalnızlığından kurtulabileceğini düzenli olarak ima etmektedir.
Başkaları acı çekerken insan hiçbir şey olmuyormuş gibi durup seyredemez ya da yüreklerimiz acı çekenlerin ya­nındadır. Aşağı yukarı aynı sözcük anlamını taşıyan pity (acıma) -Fransızcada pitie; İtalyancada pieta; vb.- acı çekenin acısına adeta lütfedermişçesine eğildiğimizi ima eder. "Bir kadına acımak" bizim ondan daha iyi bir du­rumda olduğumuz, onun düzeyine indiğimiz, gönül in­dirdiğimiz anlamına gelir. "Compassion" sözcüğünün genellikle kuşku uyandır­ması da bu yüzdendir işte; aşkla uzaktan yakından ilgisi olmayan, ikinci sınıf, değersiz kabul edilen bir duyguyu anlatmaya yarar bu sözcük. Birisine merhamet duyarak sevmek gerçekten sevmek değildir. "Compassion" sözcüğünü "acı çekmek" kökünden de­ğil de "duygu" kökünden türeten dillerde sözcük aşağı yu­karı aynı anlama gelir ama kötü ya da değersiz bir duygu­yu anlattığı kolay kolay söylenemez. Sözcüğün etimoloji­sinin gizli gücü bu sözcüğü başka türlü bir ışığa boğar ve ona daha geniş bir anlam kazandırır; merhamet (bu dil­lerde ortaklaşa duygu) duymak sadece başkasının başına gelen talihsizliklere katlanabilmek değil, her türlü duygu yoğunluğunu -sevinç, kaygı, mutluluk, acı- onunla payla­şabimek anlamına gelir. Bu çeşit merhamet (soucit, wspolczucie, mit gefühl, medkdnsla anlamında) duygusal düş gücünün ulaşabileceği en uç noktaya, duygu ve heye­canlar arasındaki telepati sanatına işaret eder böylelikle. Duygular hiyerarşisinde benzersiz bir tektir demek ki.
Reklam
Nefis olanca şiddetiyle kötülüğü emreder." buyuruluyor. (Yusuf: 53) Nefsi size şöyle tarif ediyor/ "Nefsimin küçücük olduğunu gözümle görsem -ki Allah-u Teâlâ dilediğine gösterir-, bu küçük nesne bin parçaya ayrılsa, bir parçasından Allah'ıma sığınırım. Değil binde birinden, tozundan Allah'ıma sığınırım. Çünkü onun şerrinden ve hile-i desiselerinden beni ancak Rabb'im kurtarır."
Dilin cehennemi illa söylenen kötü söz değildir. Birini sadece sözüyle kırıp üzmek değildir. Bazen öyle sözler vardır ki o sözün ima şekli bile o sözün içinde ki kötülüğü barındırır...
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.