İki psikiyatri uzmanı, 10 yıl kadar önce bir teori ortaya atmış şöyle ki ;
"Cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır."
Ve bunun üzerine bir araştırma başlatıldı. Fizyolojik ve zihinsel alanda yapılan çeşitli uygulamaların sonucunda şu bulgulara ulaşıldı:
· Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz
İki psikiyatri uzmanı, 10 yıl kadar önce bir teori ortaya atmış şöyle ki ;
"Cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır."
Ve bunun üzerine bir araştırma başlatıldı. Fizyolojik ve zihinsel alanda yapılan çeşitli uygulamaların sonucunda şu bulgulara ulaşıldı:
· Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz
Cemal Süreya'nın eşi hastadır. Çok önemli bir ameliyata girecektir. Eşinin hastanede kaldığı günlerde Cemal Süreya; evde, kahvehanelerde, yollarda yazar durur bu mektupları.
Bir de Memo vardır. Canından çok sevdiği oğlu. Her şeydir onun için Memo. Babası, atası, oğludur. Eşinin özlemine dayanak olur oğlu. On üç gün bu kadar zor olabilir mi
İncelememin kitaptan ziyade Didem Madak'ı içerdiğini belirtmek isterim.
Didem Madak; 40 yıllık ömründe yazdıklarıyla bir hüzün bulutu gibi üzerimizden geçip, mutsuzlukların elinden tutup, izlerini takibe sürükleyen şair. Sen ruhunun dağılışını kalbinin bir plak gibi çevrilmesiyle simgelemişsin, kimse bilmiyor seni ama herkes biliyor. "Siz aşktan n'anlarsınız bayım" dizelerin dillerde ama kimse bilmiyor ruhunun kanaya kanaya o dizeleri yazıya döktüğünü, kimse bilmiyor kendisine annesizlikten şair olmuş dendiğini. Sen canının "ölüsünü şiirle yıkamış" bir kadınsın onu ne zaman özlesen bir şiir yazmışsın. Senden daha çok var sanmışsın, sen dizelerini noktalayınca olmadığını anlamayı bize bırakmışsın.Acılarını nahif 'ah' larıyla dillendirmiş her bir 'ah'ına hüzünlü bir kalp çarpıntısı çalmışsın. 13 yaşındaki acını, 3 yaşındaki kızına "cehaletimden şair oldum, annesizlikten. Sen sakın şair olma" diyerek teslim ettin. Kızına mektubunda, bir sonbahar ağacı gibi hissettiğini yazmışsın, dökülen her yaprağınla bir 'ah' dökülmüş dilinden, her dizenle derin bir 'ah' çektirmişsin bizlere. Füsunlarına doyamadan gittin bu dünyadan 'ah'ların şairi, şiirlerine doyuramadan bıraktın bizleri.
"Ama yazgısını yaldızlı çokomel kağıtları gibi
Tırnaklarıyla düzeltemiyor insan" değil mi?
Herkes o kadar şanslı değil bu-dünyada.
Nedimelerden erken davranır timsah. İş orada biter.
Suda bir nilüfer. Borozan ve tazılar.
Ama sen ayrıcalıklısın, İkinci Hayat'ına ulaştın.
Şuradan belli ki ş i i r o k u y o r s u n şu anda. Kitap arasındaki fısıltılar.
Kelek hatê û lehzê de ferq kir ku ew kel û coşa parvekirineke nuye. Fikiri, lê gelo ez çi parve bikim? Nivîsî 'me got merheba û paşê ew jê bir. Got, min ew duh jî nivîsîbû. Himmm 'rojeke bi dilê we be' ere ev. Na ew jî herkes wisa dinivîse. Got, bila hebek spesifikiya min çêbe û ew jî jêbir. Îro ne îne jî ez binivîsim îna we bimbarek be'. Xwezî qendîl ba û min bigota 'qendila me, we û hemû alema Îslamê bimbarek be' an jî serê salê ba min bigota 'qeda bê sala çûyî!, xêncî qeda û belayan tiştek j ime re nehişt, sala nû înşeelleh yê bi xwe re başî û xweşîyê bîne' lê ji serê salê re hê jî gelek heye û ew roj ne îro ye.
Baldari!
Ev çirok li ber dengê Şakiro tê xwendin,
muadilên wî tuneye.Kitabı okudu
• Ən qədim zamanlardan başlamış Azərbaycan ərazisində məskunlaşan müxtəlif xalqların ən mükəmməl abidəsi - e.ə I minilliyə aid olan Zərdüştün "Avesta"sı.
• I minilliyin ilk ədəbi-bədii hadisəsi -"Dədə Qorqud " eposu.
• Rübai janrından ilk dəfə istifadə etmiş şair - Q.Təbrizi.(XI)
• Ədəbiyyatımızda ilk divan müəllifi (fars
Sınırlar çizildi danışıklı yalanlar üzre
Dağlar parçalandı bir bir
Ovalar ve nehirler paylaşıldı
Mem bir yanda kaldı-Zin bir yanda
Uzayıp giden tel örgüler
Ve mayınlar girdi aşkları n aras ına
Kirve bir yanda kaldı-hısım bir yanda
Toprak bir yanda kaldı-yağmur bir yanda
Boşa çıkan umutlar
Ve ihanetler girdi dostlu kların aras ına
Peş peşe geldi kapkara baskılar
Dalda çiçeklere
Çiçekte renklere
Ve dilde sözlere konulan yasaklar
Sonra yasaklara inat kaçaklıklar
Gözyaşı -kan ve tutsakl ıklar
Oturup bir halkın yüreğine
Duvarları korkudan saraylar kurdular
Her aşka bir kelepçe
Her söze bir zincir vurdular
Bütün inananlara şunu öneriyorum. İnancını kar amacıyla pa zara süren sahtekarlardan uzak durun. Ve inanmadığı halde ina nanlarla inanmayanları ay n ı gönül sıcaklığıyla karşılayanları aynı şekilde sevin. O zaman mutlu olduğunuzu göreceksiniz.
"Üç şair,
Üçü de yaşamda değil.
Birini görmedim (Nazım Hikmet).
Biriyle fakülte yıllarında arkadaş oldum.
Biri, gece Ulus'a gelmiş, "Ben Ahmed Arif, kurban!" demişti."
Ben şiir kitapları okumadan önce şairlerin hayatlarını, hangi akımdan veya şiirlerini yazarken neyden etkilendiklerini araştırdıktan sonra şiirlerini okumaya