Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.31
İnsanın kendi hırsları ve kibri karşısındaki anlaşılamaz eriyişini kaleme dökmüş Stefan Zweig.
Her insan ölüyor aslında kibri, açgözlülüğü, doyumsuzluğu karşısında. Hayatını sürekli başka hayatlarla ya da eski hayatıyla kıyaslamaktan yetişemiyor şuanki zamana. Madame de Prie ise bunun bir kurbanı.
Fransız iktidarında önemli bir yere sahip olan Madame de Prie, kralın gözünden düşmesiyle Normandiya isimli bir yere sürülür. Tüm o insanların gözdesi olan Prie, bir anlık çöküşten fazlasıyla etkilenir. Eski şatafatının kalmadığını anladıkça çöker. Daha fazla katlanamayacağını anlayınca ölümünün arkasından iz bırakması için çabalar verse de yaptığı planlar çok işe yaramaz.
Kitabın ilk yarısında çok fazla sürükleyicilik bulamasam da diğer yarısında beklemediğim bir akıcılık buldum diyebilirim.
Kitabın vermek istediği mesaj birçok kişiye göre değişebilse de benim en çok gözüme çarpan, insanların, hayatlarındaki düşüşlere uyum sağlayamadığı oldu. Bir insanın başarısızken başarılı olmaya kolayca alışabileceğini fakat başarılıyken başarısız olmayı kaldıramayacağını bu kitapta bir kez daha anlamış oldum.
İnsanın çöküş psikolojisi hakkında bir kitap okumak istiyorsanız, tek oturuşta bitirebileceğiniz güzel bir kitap.
Körleşme romanı her ne kadar bir Sinolog olan Profesör Kien'in; kendi dünyasında, aydın, bilim adamı, toplum gerçekliğinden kopuk karakteri ile kitaplarıyla kurduğu dünyada var olmaya çalışan, egosu yüksek, insanlar yerine kitapları ile iletişim halinde olan ve gerçeklikle yüzleşme evresinde karşılaştığı karakterlerin kendi ağızlarından
Körleşme romanı her ne kadar bir Sinolog olan Profesör Kien'in; kendi dünyasında, aydın, bilim adamı, toplum gerçekliğinden kopuk karakteri ile kitaplarıyla kurduğu dünyada var olmaya çalışan, egosu yüksek, insanlar yerine kitapları ile iletişim halinde olan ve gerçeklikle yüzleşme evresinde karşılaştığı karakterlerin kendi ağızlarından
Kitabın ilk hikayesi İnsan Ne ile Yaşar üç sorunun cevabını arayan birini konu edinmiştir. Bu üç soru şunlar: İnsan kalbine ne hükmeder, insana ne verilmemiştir ve insan ne ile yaşar. Oldukça içerikli ve fikir bakımından zengin bir hikaye..
Kitabın bir diğer hikayesi Üç Soru. Meşhur bir hikayedir. En önemli zaman, kişi ve iş. Tolstoy yaşadığı zamanda hayatın sorgusunu sağlam bir kalemle yapmış açıkçası.
İnsana Ne Kadar Toprak Lazım'da insanın doyumsuzluğu konu edilmiştir. Ve vermek istediği mesaj da oldukça derindir.
Kısa kısa hikaylerin yer aldığı bu kitap neden bir baş yapıt şimdi anladım. Küçükken okuduğum zaman içindeki derinliği fazla görme fırsatım olmamış.. Harbi insan neyle yaşar? Biz o vasıftan ne kadar noksanız? Merhamet, vicdan işimize ne kadar işlemiş? Bir türbenin başında aç bir insan görsek bizim de ihtiyacımız olduğu halde ona paltomuzu uzatır mıyız? Evdeki son ekmeği onunla paylaşır mıyız? Simon bu soruların anahtar şahsiyetidir.
Kitapta özellikle vurgu yapılan bir konu ölüm. İnsan Ne ile Yaşar hikayesinde ikiz kızların annesinin ölümü, çizme yaptırmak isteyen beyfendinin bir yıl kullanacağı dayanıklılıkta olmasını istediği halde akşama çıkmaması insanın ölümüne yakınlığını ama onu tanımamazlığını ifade eder. Yine aynı şekilde İnsana Ne Kadar Toprak Lazım hikayesi ölümün ardında gözlerin tokluğa ulaşacağını, dünyada ne kadar doyumsuz olunursa olunsun iki metrekarelik yerin tenimize yeterli bir kılıf olacağına vurgu vardır.
#birdelilerevininyalanyanlışanlatılankısatarihi #ayfertunç
Ayfer Tunç'un okuduğum ilk romanıdır.Karadeniz sahil kentinde denize sırtını dönmüş bir hastanenin, Ruh sağlığı hastanesine dönüştürülmesi ile başlayan olaylar dizisi.Denize bakan kısmında pencere olmaması bu hastanenin en büyük özelliği.Normal bir hastaneden akıl hastanesine dönüştürüldüğünde, tuhaf bir kullanım alanına sahip bir mekan oluşuyor.Çok fazla karakter bulunmaktadır.Her biri birbirinden renkli ve bir şekilde ucu birbirine dokunan karakterler.Keyifli ve eğlenceli bir kitap,çok seri bir şekilde okuyabilirsiniz.İlk başta fazla karakterden ve konudan konuya atlaması kafa karıştırıcı gelebilir ama okudukça daha rahat adapte olabilirsiniz.İnsan oğlunun doyumsuzluğu,bencilliği,hep daha iyisine ulaşma arzusunu yaşayan karakterler ve hüsranla sonuçlanması.Okunacak kitaplar listesine alabilirsiniz.Kahkahalarla okuyacaksınız tavsiye edilir...
Eskilerin yoksulluğu, yenilerin doyumsuzluğu.
Eskilerin yoksulluğu, yenilerin doyumsuzluğunu resmen yüzüme tokat gibi çarpan bir kitaptı. İtiraf etmem gerekirse ilk başlarında olaylar öyle yavaş geldiki hep böyle mi gidecek diye bir endişeye kapıldım fakat sonraları olaylar beni tamamen içine aldı.
Şunuda net belirtmem gerekir ki okuyan her insan muhakkak kitabın bir yerinde Yusufta kendini görecektir.
Yusufun içinde yaşadığı birçok şeyi hayatının bir döneminde muhakkak yaşadığını anımsayacaktır.
Hikayeye mükemmel diyemem ama Sabahattin Ali'nin hem edebi hemde akıcı o dili kitabı okutmaya yetiyor.
Kitabı okurken Anadolunun, eskilerin yaşadığı yoksulluk, geçim şartları karşısındaki o dayanıklı tavrı beni etkileyen önemli unsurlardan biriydi.
Sözün özü okunmaya değer, akıp gider.
İnsan ne için yaşar?
Rus edebiyatının üstadından kıssadan hisse tadında hikayeler içeren bir kitap.3 saatten aşağı film çekenleri dövdüklerini düşündüğüm Bollywood filmleri gibi , Rus edebiyatındaki tahlillerle dolu 400-500 sayfalık kitaplardan bunalmış biri olarak böyle kitaplarla karşılaşmak umut verici.Az ve öz olarak da bir şeylerin anlatabileceğini anlamış
İnsan Neyle Yaşar||
Herkese merhabalar. Bugün Rus edebiyatından okuduğum ilk kitap olan İnsan Neyle Yaşar'ın yorumu ile buradayım.
/*/
Okuduğum yayının baskısında 4 adet öykü yer alıyor. Kitapta yer alan öykülerden kısaca bahsedeceğim.
/*/
İlk öykü kitaba adını veren, insanda ne olduğunun, ne olmadığının ve insanın neyle yaşadığının cevabının arandığı 45 sayfalık
Bir insanın arsızlaşması, doyumsuzluğu, kibri her türlü kötü niyetin bulunduğu kitap. Sürekli sevilmeye, ilgi görmeye alışmış bir madam, sürgün edildiği yerde bu ihtiyaçlarını karşılayamadığı için çılgına dönüp çılgınca planlar yapıyor. E bu kadar kötü niyetli bi insanın da ölümü ancak bu kadar kötü olabilirdi, emin olarak hazırladığı ve gülümseyerek ölme planı oldukça acı bitiyor. Yine de üzülmüyo değilim belki de önüne geçemediği duygulardı ama yinede insan bile isteye diğer insanları kandırmamalı.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Herkese merhabalar. Bugün Rus edebiyatından okuduğum ilk kitap olan İnsan Neyle Yaşar'ın yorumu ile buradayım.
Okuduğum yayının baskısında 4 adet öykü yer alıyor. Kitapta yer alan öykülerden kısaca bahsedeceğim.
İlk öykü kitaba adını veren, insanda ne olduğunun, ne olmadığının ve insanın neyle yaşadığının cevabının arandığı 45 sayfalık bir
Dünya Klasiklerini okumayı, özellikle Hasan Ali Yücel serisinden okumayı çok seviyorum. Tolstoy’un İnsan Neyle Yaşar kitabı 6 hikayeden oluşmakta. Ve ilk hikayede ise bizi İnsan Neyle Yaşar karşılıyor.
Genel çerçevede insanın doyumsuzluğu sonucu edindiği zararlardan, kalplerdeki eksik sevgisizliğin sonuçlarından, tanrı inancının, şeytanın varlığının ve ölümün her an yakınımızda olduğu gerçeğinden bahsediyor. Herkesin okuması ve okutması gereken bir kitap yoksa insanoğlu kendi deneyimlemediği müddetçe bazı gerçeklerin farkına varamıyor.
Tolstoy’un kalemine diyecek sözü kendimde bulamıyorum zaten.. Keyifli Okumalar :)
Şöyle bir baktım kitaplığa ne okusam diye düşündüm. Ardından elime bu kitabı aldım, şuan iyi ki almışım diyorum öyle bir kitap ki içine doğru çekiyor insanı düşündürmeye mecbur ediyor.
Acaba hiç düşündük mü? İnsan neyle Yaşar? Ben düşündüm ve aklıma sıradan şeyler geldi. Yani insan neyle yaşar, birazcık yemek, birazcık su, ömür boyu böyle yaşayabilir.
Kitaba gelecek olursak 6 farklı hikayeden oluşan bu kitapta açıkcası bize insanlığın kısa özetini anlatıyor. Nedir bunlar, sevgi ve saygı, insanların doyumsuzluğu, gözlerini kör eden para, kötülük, ihtiras, kısacası insan hayatını anlatıyor. Ve okurken inanın hiç bitmesini istemeyeceksiniz ama bir çırpıda bitirilecek bu klasikleşmiş kitabı okumanızı tavsiye ederim.