Bu seferki kitap yolculuğumda Yegoruşka ile birlikte Çehov'un betimlemesiyle Bozkırda bir yolculuğa çıkıyoruz. Hikaye 9 yaşındaki bir çocuğun gözünden anlatılır. Peder Hristofor, İvan İvaniç kasabada topladıkları yünleri toptancıya satmak üzere Arabacı Deniska ile yola çıkacaklardır. İvan İvaniç'in dul kalan kız kardeşi dokuz yaşındaki oğlu Yegoruşkayı da kendilerine katar. Dayısının gittiği kasabada bulunan okula çocuğun yazdırılmasını ister. Çocuk ilk kez kendi kasabası dışında Ukrayna bozkırında yolculuk yapmaktadır. Bu nedenle çevresinde olup bitenleri en inçe ayrıntısına dek gözlemektedir.
Bu yolculukta bütün hiyerarşisi ve âdetleriyle Rus toplumunun farklı katmanlarından insanların; tüccarların, din adamlarının, köylülerin, İşçilerin ve arabacıların arasına karışır. Bozkırda doğal akışında sürüp giden yaşamın çocuğun duyuları ve duyguları üzerinde bıraktığı etkiler, dalgalanan ruh halleri şaşırtıcı ölçüde gerçekçi bir üslupla aktarılır.
Büyük yazar Çehov'un bu yolculuk esnasındaki her bireye yüklediği özellikler yanında cansız olarak gördüğümüz doğanın her bir elemanını bir canlı gibi betimleyerek yolculuğun bütününde yer verir. Doğa ve insan kaynaşmış birbirleriyle konuşur olmuşlardır. İki üç güne sığdırılan bu yolculukta birçok ayrıntının dantela gibi işlenerek anlatının içine yerleştirilmesi doğrusu ustalık işidir.
Kitapla kalın.