Dördüncü beşinci altıncı
Ve en nihayetinde geldi işte
Yedinici yargı reformu paketi
Ama siz kendinize yine de bir avukat bulundurun
Mahkemelere düşmeyin
Olaylara karışmayın.
Aynısı biz insanlar için de geçerli.
Olaylar ve zamlar içimizden geçse de
Hissetmemişliğie vererek
Biz küskün yalnız biz yanlış anlaşılmalardan muzdarip
konuşası kaçık
Elimi kolumu bağlayan bi memleket var, heves kırar.
Hep kara kara düşünüyorum ama az önce gördüğüm bir video üzerine daha kara kara, hüzünle, gözümde yaşla oturup ülkemizi, insanlarımızı, ne kadar yoksullaştırıldığımızı, fakirleştiğimizi, garibanlığımızı düşündüm. Birileri zenginliğine zenginlik katarken birileri gittikçe fakirleşiyor. İnsanlar en en temel ihtiyaçlarını alırken bile kara kara
Muvahhid Bir Dava Eri: Şehid Malcolm X...
Hidayeti hapiste bulan, Hac için gittiği Kâbe'de ırkçılığın İslam'la bağdaşmadığını görerek gerçek bir muvahhide dönüşen Malcolm X'in, karanlık eller tarafından katledilişinin üzerinden 59 yıl geçti.
"Irkçılık ideolojik bir düşünce değil, aksine psikolojik bir hastalıktır." diyerek ırkçılığa karşı mücadele eden ve
MELIH ESAT AÇIL
youtu.be/DryPyH23zcA?si=...
■■■
Olumlu bir şeyler yapılırsa olumsuzlukları yutar. Güzel gelince çirkinin hükmü kalkar.
Turkiyemizde harika proje üreten düşünürlerimiz var fakat bir araya gelip güzel iş çıkarma sorunu var yani her şey ekiple olur bir türlü ekipleşemiyoruz.
Olumlu ahlaklı projelere desteklenmeli çok değerli iş insanlarımız var sponsor olunmalı bunu yapamadığımızdan meydan bu ahlaksızlara kalıyor.
Doksanlı yıllarda ve öncesinde çok değerli yönetmenlerimiz vardı Rahmetli Yücel ÇAKMAKLI Ve Allah uzun ömür versin Mesut UÇAKAN çok zor imkanlara rağmen sesini duyurup başarılı olmuşlardı şimdi imkanlar belli ki eskisinden daha zor Güzel insanlar bir araya gelemiyor çok büyük kopukluk var ekip işidir sanat üretmek bende şiir yazıyorum ressam bir kardeş resimlese birisi okusa paylaşım olsa ne harika bereketli olur dostluk ilişkilerimiz çok zayıf o yüzden ekipleşemiyoruz aslında bu olunca sponsor da bulunur.
Sanat kulvarında yerimizi alalım bu ancak güçlü dostluklarla ekipleşme ile olur.
Sevgi ve saygılarımla
Gökhan ER
Araştırmacı & Şair
Eğitim şart derler ya, gerçekten de şart. Her alanda hem de. Toplumumuzdaki en civcivli konu olan cinsellik konusunda da bu çok acil. Bazen okullara konulan derslere bile tepki gösteren sonra da gençleri suçlayıp duran insanlarımız... Sen eğitim vermezsen, her şeyi yasaklarsan, o ayıp bu yasak şu cıss dersen, insanlar nereden nasıl öğrenecek? Bir de din sosuyla karıştırıp yedirirsen yasakları, tam tersi bir etki ortaya çıkıyor. Dinlerin bizzat kendisi bile dinCİ anlayış kadar tutucu değil. Bırakın gençler ve bilmeyenler öğrensinler, kitaplardan, uzmanlardan, danışmanlardan öğrensinler. Bunun anlamı her şey serbest olsun, kadınlar, çocuklar, hayvanlar vb zarar görsün demek değil, elbette onlar korunacak ve yanlış yapanlar engellenecektir. İşte burada da eğitimin önemi ortaya çıkıyor. Sen her şeyi yasaklarla, ayıplarla çözmeye kalkarsan, belki normal olması gereken durumlar, istenmeyen durumlara yol açıyor.
Oxu, tar səni kim unudar
Ürəyim dolur, nə zaman bu şeiri oxusam, duysam. Gözlərim məndən izinsiz Müşfiq için yaşarır. Bu tarın, şairin və bir millətin acısıdır, bu bir millətin öz, kökü, azadlığıdır
Oxu tar! Oxu Tar!
Nəğməni su kimi,
Alışan ruhuma çiləyim.
Ey geniş kütlənin,
Acısı-şərbəti,
Alovlu sənəti.
Bəs, görəsən şair nə üçün
Lambayı söndürmeden balkona çıktım.
« ... gibi kar düşer düşer ağlar...»
Oturdum balkonda iskemleye.
Havada çıt yok.
Karanlık bembeyaz.
Uykudayım sanki.
Sanki çok sevdiğim bir insan
korkarak beni uyandırmaktan yumuşacık dolaşıyor etrafımda.
Üşümüyordum.
Kederim duruluyor berraklaşıyor.
Odanın camlı kapısından balkona vuran ışık sıcak bir kumaş gibiydi üstünde dizlerimin.
Ben rehavetli bir mahzunluk içinde acayip şeyler düşünüyordum :
Feneryolu'ndaki çınar 150 yaşındaymış.
Ömrü bir gün süren böcekler.
Gün gelecek insanlar çok uzun çok bahtiyar yaşayacaklar.
İnsanın yüreği ve kafası var...
İnsanın elleri...
İnsan?
Ne zamanki, nerdeki, hangi sınıftan?
Onların insanları, bizim insanlarımız.
Ve her şeye rağmen
yeni bir dünya için yapılan kavga.
Nazım Hikmet Ran
Neden alim yetiştiremiyoruz?
Prof.Dr. Mehmet Akif Koç’un konuşmasından geniş bir özet sunuyoruz:
Hicri ilk üç asırda ne zaman ne gerekmişse ulema onu görmüş ihtiyacı karşılama teşebbüsüne girişmişler. Mesela Hicri dördüncü asırda İbn-i Nedim’in fihristiyle karşılaşıyoruz, daha önce yok. Dört asır boyunca bütün alanlarda ilim kaleme alınmış,
Haberleri izliyorum kaç gündür. Gazze'nin hali içler acısı. Her yer kıyamet gibi. Masum çocuklar, bebekler ve insanlar, her yer cenaze dolu. Bakılacak gibi değil. Kalbi olan gözyaşına hakim olamaz. İsrail dış güçlerin desteğiyle Gazze'yi bombalamaya ara vermeden devam ediyor. Bir Filistin'li şöyle diyordu gözyaşlarıyla:
Adolf Hitler
_Düşünce özgürlüğü, tüm kötülüklerin anasıdır.
_Her kim bize karşı ayaklanırsa kendisini ölü kabul etmelidir.
_Belki bazılarınız, Marksist Parti'yi yok ettiğim için beni affetmeyi başaramıyorsunuz. Fakat arkadaşım, ben diğer partilerin de tümünü yok ettim. Hepsi gitti.
_Zayıfa acımak, doğaya ihanettir.
_Hayatım boyunca tek bir şeye asla
Oppenheimer…
“Oppenheimer’da… Birkaç kötü Amerikalı göstererek… Amerika kötü değil, arada kötü insanlarımız var. Ama Amerika, o bombayı oraya atmak konusunda haklıydı, çünkü son çareydi gibi bir gerekçe sunuldu… Halbuki Japonya savaşı çoktan kaybetmişti. Atom bomba(larının) atılmasının savaşla alakası yoktu. Birkaç nedeni vardı:
1- Artık o savaş bitmiş ve yeni bir savaş başlamıştı: Soğuk Savaş. O atom bombaları Sovyetler Birliği’ne bir mesajdı.
2- İnsanlar üzerinde denenmesi gerekiyordu.
3- Pearl Harbor’un intikamını almaktı.
O yüzden “son derece gereksiz, son derece zalimce, son derece alçakça” bir durumdu.
Burada bilinçli bir şekilde tarihin tahrif edilmesi söz konusu.”
-The Good, The Bad and The Cinema, Oppenheimer vs. Barbie, S2B25