Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanlar nereye gittiklerini biliyor mu acaba? Nereden gelip nereye gittiklerini. Duran çocuk; şunu bil ki, işte bu yollar, bu arabalar, bu sel olmuş akan sarı-kırmızı ışıklar arasında ademoğlu bu sorunun cevabını unuttu. Hatırlamak da istemiyor. Hatırlamak isteyenleri tersliyor, saf dışı bırakıyor. Amaan... Boşver. Ne demiş köylümüz: Sür eşeği küllüğe, debelensin.
Modern İnsan..
Modern insan maddeyi her şeyden üstün saydı ve maneviyatı ekonomiye feda etti. Zindeliğe, kuvvete ve sevince, rahatlığa tercih etti. Atalarının toprağını terk etti. Mütevazı arkadaşları olan hayvanları unuttu. Ruhsuz bir makine kavmi arasında yaşamaya başladı, Güneş'in altında dalgalanan buğday başaklarını, ormanın derin sessizliğini, gecenin sükûnetini, bitkilerin, ağaçların ve suların ahenkli güzelliğini hafızasından sil- di. Hendesi birtakım çizgilerden ibaret kaskatı sitelere kapandı. Fabrikaların yeknesak işi yüzünden asıl şahsiyetini kaybetti. Farkında olmadan bütün hayat kanunlarına karşı geldi. İşte o zamandır ki realiteden tamamen uzaklaştı.
Reklam
Gelişmiş insan dünyaya daha dikkatli bakan, nereden geldiğini, nereye gittiğini, ne için yaşadığını kendine soran, yaşamını olabildiğince anlamlı kılmaya gayret eden ve kendinden sonra gelecek kuşaklara küçük de olsa bir katkıda bulunmaya çalışan insandır. Ama şimdilerde, insanlar neredeyse soru sormayı unuttu. Ya kendini dinle kapattı dünyaya veya inkar edip isyan etti. Böylece kurtulduğunu sandı her şeyden.
Sayfa 181
Hırsız
"Mümkünü yok, Nusret Bey," dedim. "Senin yüzüne utancından bakamadığından evini barkını koydu da gitti. Borcunu ödeyebilseydi gider miydi sanıyorsun?" dedim. "Gitmezdi," dedi Nusret Bey. Sonra kayığı da, Çakırı da unuttu Nusret Bey. Ondan söz açarken gözlerinin içi gülüyordu Nusret Beyin: "Sayesinde bir balık yedik Çakırın, bir balık yedik. .. Bir balık. Kayık ona anasının sütü gibi helal olsun," diyordu.
İnsanlar nereye gittiklerini biliyor mu acaba? Nereden gelip nereye gittiklerini. Şunu bil ki, işte bu yollar, bu arabalar, bu sel olmuş akan sarı kırmızı ışıklar arasında Ademoğlu bu sorunun cevabını unuttu. Hatırlamak da istemiyor. Hatırlamak isteyenleri tersliyor, saf dışı bırakıyor. Amaan. Boşver. Ne demiş köylümüz: Sür eşeği küllüğe, debelensin.
Aşk-ı Memnu!
Rénée [üvey anne] Gülüyor, Maxime'i [üvey oğlu] göğsüne bastırıyor, dudaklarından öpüyordu. O sırada, bir gürültü işitip başlarını çevirdiler. Saccard [koca] kapının önünde ayakta duruyordu. Müthiş bir sessizlik oldu. Renée kollarını Maxime'in boynundan yavaş yavaş ayırdı; başını eğmiyor, ölü gözleri gibi sabit, iri gözlerini kocasından
Sayfa 304 - /315 Yordam EdebiyatKitabı okudu
773 öğeden 761 ile 770 arasındakiler gösteriliyor.