Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir başka nokıa daha: öyle bir yarım yamalaklığıımz var ki, bizim dramımız. trajedimiz, akıl almaz bir biçimde gelişiyor. Ayrıca, bir trajedinin içinde olduğumuzun fartında bile değiliz. Çok güzel yaşayıp gittigimizi sanıyoruz. İktidardaki adamlar da, bu sanıyı büttün millet adına dile getiriyorlar. Birkaç aydın dışında bunu anlayan yok gibi. O aydınlar da, sosyal bir takım sözler ediyorlar. Psikolojik yönü boşlukta kalıyor bu meselenin. insanlarımız, bu kötü yaşantıyı dile getirmenin, 'muhalefet yapmak' olduğunu sanıyorlar.
Sayfa 24
Küsmeyi seven bir toplumuz. Her vesileyle küsmeyi huy haline getirmiş insanlarımız bile var. Oysa küsmek yoğun bir ilişki sürdürme biçimidir. Çoğu zaman, küsülen insan dost edilenlerden daha sık hatırlanır. Biri bizi incittiğinde kızgınlık ve yargılama olursa, karşımızdaki insan bize ne yaşattığını anlayamaz ve kızgınlık tepkimize karşı kendini savunmaya geçerek vicdanından kurtulmuş olur. Onu yargılamadan incindiğimizi ona hissettirebildiğimizde ise vicdanıyla yüzleşme olasılığı artar.
Reklam
Bir elmanın yarısı biz yarısı bu koskoca dünya. Bir elmanın yarısı biz yarısı insanlarımız. Bir elmanın yarısı sen yarısı ben ikimiz..
Sayfa 630 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
“İkimiz de biliyoruz, sevgilim, öğrettiler : aç kalmayı, üşümeyi, yorgunluğu ölesiye ve birbirimizden ayrı düşmeyi. Henüz öldürmek zorunda bırakılmadık ve öldürülmek işi geçmedi başımızdan. İkimiz de biliyoruz, sevgilim, öğretebiliriz : dövüşmeyi insanlarımız için ve her gün biraz daha candan biraz daha iyi sevmeyi..”
Sayfa 625 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
181. Bir ülkenin en büyük zenginliği 'akıl'dır ve insanların kafasında bulunur. Bu zenginlik, yeraltı ve yer üstü zenginliklerden daha kıymetlidir. Bugün dünyada sözü geçen ülkelerin, bunu aklın ürünü olan teknoloji ile elde ettikleri unutulmamalıdır. Bunun için beyin göçü, bir ülke için en büyük tehlikedir ve hazinelerinin çalınıp götürülmesinden daha büyük bir kayıptır. Hazineler götürülse herkes harekete geçip mani olmaya çalışır. Hâlbuki yetişmiş insanlarımız, akıllı insanlarımız göz göre göre gitmekte, hatta gitmeye teşvik bile edilmektedirler. Onları götüren ülkeler ne kadar akıll, onları kaptıranlar ve elleri ile teslim edenler ise ne kadar akılsızdırlar.
Tebeşir YAYINLARIKitabı okuyor
Ruhun ahlaki hazineleri hiç değilse temelde iktisadi güçlere bağlı değildir. Evet, ülkemiz yoksuldur, düzensizdir ama yüksek sınıf dışında insanlarımız tek bedenmişçesine birbirine kenetlenmiştir. Seksen milyonluk nüfus, kuşkusuz, hiçbir Avrupalı ulusta görülmeyen manevi birlik örneği gösteriyor, öyleyse, ülkemizin karışık, düzensiz, hatta yoksul olduğu ciddi anlamda söylenemez.
Sayfa 1096 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İnsanlarımız, bazı madenler gibi çabuk ısınır ve çabuk soğurlar.
Türkiye'de Kur'an ve sünneti fazla bilmeyen ama çok sevgisi olan insanımız vardır. Yani Kur'an ve sünnete çok fazla sevgisi olan, ama Kur'an ve sünneti hayatta öğrenmeyen insanlarımız vardır.
Mızrağı elime alıp havaya kaldırdığımda gözyaşlarına boğuldum. Bambu mızraklara karşı atom bombası! Ah, bambu mızraklara karşı atom bombası! Trajikomik! Bu savaş olamaz. Savaş bu değil. İnsanlarımız sırf öldürülsünler diye vatan topraklarında sıraya diziliyordu. Bu ortadaydı.
Sayfa 60 - Ithaki YayınlarıKitabı okudu
Eskiden insanlarımız ölümle yanyana, hattâ içiçe yaşarlardı. Eskiden ölüm, küçük mezarlıklarıyla evlerimizin bahçelerine kadar sokulmuştu. Bu durum bir ihmal sonucu doğmamıştı: İnsanlarımız buna, bilerek izin vermişlerdi. Hattâ bu konuda ölümü teşvik etmişlerdi bile diyebiliriz. Her sokakta ahretin bir şubesi açılmıştı. Her şey belirli bir düzen içinde yürütülüyordu: Parmaklıklı pencereler, taş duvarlar, bu iş için özel olarak yetiştirilen serviler... ve her biri, temsil ettiği insana benzeyen o güzelim mezar taşları... (Başını sallar.) Hayır, hiç bir şey tesadüfe bırakılmamıştı.
Sayfa 91 - İletişimKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.