Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
168 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
"İnsandaki çocuk vicdanı, tohumdaki öz gibidir. Ve o öz olmadan tohum filizlenmez, gelişmez." Isık-Göl de yasayan annesi ve babasinin terkettigi 7 yasindaki bir erkek cocugun gözünden iyilik, kötülük, doga ve hayvanlar anlatilmis. Cocugun hayal gücü okadar kuvvetli ki okurken sıkılmadim hiç... dedesinin ona anlattigi Boynuzlu Maral Ananin masalini nasil balik olupta gölde yuzerek beyaz gemiye ulasmak istedigini... kitapta anlatilacak okadar cok sey varki anlatmasam daha iyi smile ifade simgesi okurken bir ara yüreğim dayanmadi, insanoglu bu kadar kötü ve nankör olmak zorunda mi dedim kendi kendime ama cevabini bulamadim... kisaca herkese tavsiye ediyorum bence herkesin o cocugun anlattiklarindan payina alacaklari var diye dusunuyorum kendi adima...
Beyaz Gemi
Beyaz GemiCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 201870,3bin okunma
80 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Kafka'nın Dönüşüm'ü nasıl bir toplumsal mesaj içeriyordu bilmiyorum,o kadar derin düşünememiş olabilirim ama benim okuduktan sonra hissettiklerim,"ah nankör insanlar" oldu... Hayvan Çiftliği'nde olduğu gibi hep bir umut,bir mutlu son beklentisiyle okudum bu kitabı ama koskocaman bir hayal kırıklığı bir iç burkulmasıyla bitirdim... Sevgili Gregor Samsa, ailesi için her şeyini feda eden çalışkan evlat; gündüzler geceler demeden çalışan,yaşamak nedir bilmeyen,çok dikkatini çektiği halde vakit bulamadığı için tezgahtar kızla konuşamayan,vefakar evlat...Sen,tüm ömrünü -ki kısacıktı- ailen için heba ettin,onlar sana bir kaç ay zor tahammül etti...Ah insanoğlu,ne kadar nankörüz...Özellikle kız kardeşini bir kaşık suda boğasımın geldiğini açık dille ifade edebilirim... Benim etkilendiğim bir kitap oldu,hani bazı olayları net görmek istiyorsam dışında kalmanın faydalı olacağını anlattı bana. Ve hala ne zaman ters dönmüş ya da ölmüş bir böcek görsem aklıma geliyor Gregor Samsa...
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022222,7bin okunma
Reklam
Dostoyevski !
Bu devir, sıradan insanın en parlak zamanı; duygusuzluğun, bilgisizliğin, tembelliğin, yeteneksizliğin, hazıra konmak isteyen bir kuşağın devridir. Kimse bir şeyin üzerinde durup düşünmüyor. Kendisine bir ülkü edinen çok az. Umutlu birisi çıkıp iki ağaç dikse herkes gülüyor: "Yahu bu ağaç büyüyünceye kadar yaşayacak mısın sen?" Öte yanda iyilik isteyenler, insanlığın bin yıl sonraki geleceğini kendilerine dert ediniyorlar. İnsanları birbirine bağlayan ülkü tümden yitti, kayıplara karıştı. Herkes, yarın sabah çekip gidecekleri bir handaymış gibi yaşıyor. Herkes kendini düşünüyor. Kendisi kapabileceği kadar kapsın, geride kalanlar isterse açlıktan, soğuktan ölsün, vız geliyor. İnsanoğlu aptal değilse bile korkunç derecede nankördür. Evet, eşi bulunmaz bir nankör! Bana kalırsa insanın en iyi tanımlanması şöyle olmalı: İki ayaklı nankör bir yaratık. Hepsi bu kadarla kalsa gene iyi. Çünkü böylece en büyük kusuru unutulmuş olurdu. İnsanın en büyük kusuru, Nuh tufanından başlayıp süren, alnının kara yazgısı olan erdemsizliğidir. Erdemsizlik ve buna bağlı olarak ölçüsüzlük. Ölçüsüzlüğün erdemsizlikten ileri geldiği çoktandır bilinen bir gerçektir. Bize insan olmak, yani etiyle kemiğiyle insan olmak bile yük geliyor; bundan utanıyoruz, ayıp sayıyoruz. "Soyut insan" diyebileceğim garip yaratıklar olmaya can atıyoruz. Biz ölü doğmuş kişileriz; zaten çoktandır canlı olmayan babaların soyundan ürüyoruz ve bu durumu gittikçe daha çok beğeniyor, bundan zevk almaya başlıyoruz. Nerdeyse bir kolayını bulup bizleri doğrudan doğruya düşüncelerin doğurmasını sağlayacağız.
232 syf.
10/10 puan verdi
''Kusura bakma ama, insanlar bizi bu halde görseler ne derler?'' diye sorardı. '''Birlikte yaşıyoruz, ama birimiz önde, diğeri geride. Bize bakıp, bu iki insan birbirinden öylesine nefret ediyor olmalı ki yan yana dahi yürümüyorlar, derler. Başkalarına bu izlenimi vermek hoş bir şey değil. Elini falan tutacak değilim ya! Biraz yavaş yürüyüver. Ya çok geride kalır da sana yetişemezsem?'' dedi ve gerçekten de bir gün çok geride kaldı, kocasına yetişemedi ve kadın kocaman şehirde bir metro istasyonunda kayboldu! O kadın bir anneydi. Çok çocuklu bir fedakar anne. Çocukları küçükken hep ona sözler verdi. "Anneciğim seni saraylarda yaşatacağım !" dedi!!! Ama dimdik anne , zamanında her işe koşan anne, yaşlanınca, unutmaya başlayınca yaşamayı kimselerin yanına sığamaz oldu! Çünkü verilen sözler unutulmuş, herkes kendi işine, gücüne, ailesine dalmıştı! Peki pişmanlıklar neyi geri getirebilirdi? Koca şehirde kaybolan bir anneyi ... Ya da unutulan anne sevgisini... Peki, koca " sıfatı ile gezen bir adam da bir gün yaptıklarından ve yapmadıklarından pişmanlık duyar mıydı? Çevirisine, hikayesine ve anlatımına hayran kaldığım bu kitabı mümkün olsa da onlarca satın alıp, yolda gördüğüm insanların ellerine tutuşturabilsem... Markette beş liraya aldığım bu kitap, benim kalbimi beş bin parçaya böldü bıraktı. Hadi topla toplayabilirsen... Yok yok toplarsın , toplarsın bir de üzerine okuduklarının unutursun, çünkü sen, ben nankör insanoğlu olarak her şeyi , her güzel şeyi unuturuz!!!
Lütfen Anneme İyi Bak
Lütfen Anneme İyi BakKyung-Sook Shin · Doğan Kitap · 2011280 okunma
Mü’minler Kimlere Karşı Merhametli Olmalı :
Mü’minler Kimlere Karşı Merhametli Olmalı? İblis gibi hatasında ısrar eden; kendisi O’nun rahmetinden umudu kestiği gibi, başkalarını da O’nun rahmetinden uzaklaştırmak için her tür şeytanlık düşünen kimseler ilahi rahmetten ebediyyen mahrum kalacaklardır. Mü’minler Kimlere Karşı Merhametli Olmalı? “ Muhammed (sav) Allah’ın elçisidir ve onun
Aslında insanoğlu çok nankör ve çok bencil bir hayvan...
Reklam
Bu devir, sıradan insanın en parlak zamanı; duygusuzluğun, bilgisizliğin, tembelliğin, yeteneksizliğin, hazıra konmak isteyen bir kuşağın devridir. Kimse bir şeyin üzerinde durup düşünmüyor. Kendisine bir ülkü edinen çok az. Umutlu birisi çıkıp iki ağaç dikse herkes gülüyor: "Yahu bu ağaç büyüyünceye kadar yaşayacak mısın sen?" Öte yanda
Bu devir, sıradan insanın en parlak zamanı; duygusuzluğun, bilgisizliğin, tembelliğin, yeteneksizliğin, hazıra konmak isteyen bir kuşağın devridir. Kimse bir şeyin üzerinde durup düşünmüyor. Kendisine bir ülkü edinen çok az. Umutlu birisi çıkıp iki ağaç dikse herkes gülüyor: "Yahu bu ağaç büyüyünceye kadar yaşayacak mısın sen?" Öte yanda iyilik isteyenler, insanlığın bin yıl sonraki geleceğini kendilerine dert ediniyorlar. İnsanları birbirine bağlayan ülkü tümden yitti, kayıplara karıştı. Herkes, yarın sabah çekip gidecekleri bir handaymış gibi yaşıyor. Herkes kendini düşünüyor. Kendisi kapabileceği kadar kapsın, geride kalanlar isterse açlıktan, soğuktan ölsün, vız geliyor. İnsanoğlu aptal değilse bile korkunç derecede nankördür. Evet, eşi bulunmaz bir nankör! Bana kalırsa insanın en iyi tanımlanması şöyle olmalı: İki ayaklı nankör bir yaratık. Hepsi bu kadarla kalsa gene iyi. Çünkü böylece en büyük kusuru unutulmuş olurdu. İnsanın en büyük kusuru, Nuh tufanından başlayıp süren, alnının kara yazgısı olan erdemsizliğidir. Erdemsizlik ve buna bağlı olarak ölçüsüzlük. Ölçüsüzlüğün erdemsizlikten ileri geldiği çoktandır bilinen bir gerçektir. Bize insan olmak, yani etiyle kemiğiyle insan olmak bile yük geliyor; bundan utanıyoruz, ayıp sayıyoruz. "Soyut insan" diyebileceğim garip yaratıklar olmaya can atıyoruz. Biz ölü doğmuş kişileriz; zaten çoktandır canlı olmayan babaların soyundan ürüyoruz ve bu durumu gittikçe daha çok beğeniyor, bundan zevk almaya başlıyoruz. Nerdeyse bir kolayını bulup bizleri doğrudan doğruya düşüncelerin doğurmasını sağlayacağız. Dostoyevski
136 syf.
·
Puan vermedi
Şaheser eseri 2 kez okudum. Her okuyusumda derinden etkilendim. Etkisiden kurtulmak gercekten de cok zormus. Bana kalirsa zaten etkisinden cikilmamasi gereken bir eser. Ey! insanoglu bu kadar kotu,nankor olmak zorunda misin dedirtiyor. Topraga bu kadar haksizlik edilmesi nankorluk degilde nedir. "Bak ana!"dedi. Günese bak nasil parliyor. Gokyuzune bak, bozkira bak. Bak nasil yesermis otlar. Ciceklerle bezenmis toprak. Ama Kasim donmeyecek ana... Hicbir zaman donmeyecek degil mi? Eserde gecen bir diyalog bu. Aliman'in Savasa gitmek zorunda olan Kasim'a yaptigi bir haykiris, bir ozlem.Ve. ayni zamanda caresizlik. Evet Kasim savastan donmedi. Savasa giden donebilir mi? O zaman su soruyu sormak gerekir kendimize; Ey! Insanoglu savasmaktan bikmadin mi?
Toprak Ana
Toprak AnaCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202261,4bin okunma
Çünkü hayat bin bir türlü taleple ve cilve ile akıyor,akışa katılmak isteyen insanoğlu da 'çok zalim, çok cahil ve çok nankör'dür,hakikatların üzerini örtmekte çok mahirdir. Derin Tarih - Sayı 73, Kolektif (Sayfa 64 )
Reklam
Insanoğlu ışte çok nankör...
"Hasan'in döşeyini kaldırdım, yeni saati ve banknotları altına soktum "
Sayfa 121
""Sana Duam budur çocuk; Geleceğin dünyayı bilmiyorsun. Çok kirlettiler onu. Ben bile. Dilinde Allah ve Resulünü dilerim, Yüreğindeki İmanla Eş değer.
İki Gözüm'den
""Sana Duam budur çocuk; Geleceğin dünyayı bilmiyorsun. Çok kirlettiler onu. Ben bile. Dilinde Allah ve Resulünü dilerim, Yüreğindeki İmanla Eş değer.
222 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.