. . .
SÖZLERİN BÜYÜKLERİ, BÜYÜKLERİN SÖZLERİ
*******
(Allah dostlarının sözleri ve güzel halleri, birer manevî askerdir. Allah onlarla zayıf kalpleri kuvvetlendirir, maneviyatı bozuk olanları düzeltir. Mümin, onlarla destek
1- Teşrik Tekbirleri Getirmek
Arefe günü sabah namazından, Kurban bayramının dördüncü günü ikindi namazına kadar, erkek-kadın herkes, cemaatle kılsın, yalnız kılsın, 23 vakit farz namazda selam verir vermez, (Allahümme entesselam…) demeden önce, bir kere, vacib olan teşrik tekbirini söylemeli, yani, (Allahü ekber, Allahü ekber. La ilahe illallahü
Abdullah-i İsfehani (k.s) demiştir ki:
'İlmi, ibadete zarar gelmemesi için talep ediniz. İbadeti de, ilme zarar gelmemesi için isteyiniz. Kulun hakkı, ancak bu ikisiyle meşgul olmasıdır.'
"...Afiyet ve günahsız olmayı aradım; zühdde, yani şüphelilere düşmek korkusuyla mübahların çoğunu terk etmekte buldum. Kolay hesabı aradım, susmakta buldum. Rahat ve huzuru aradım; cömertçe infak etmekte buldum." Ali İsfehani (r.a.)
Kim kalbini anlayışlı kılarsa, o kalp dünyadan ve dünyada olan şeylerden yuz çevirir. Kim kalbini cehalette bırakırsa , o kalp aldatıcı ve geçici zevklere tabi olur.
Yüce Allah Nahl suresinin 90. ayetinde kullarına önce adaleti, ardından da ihsanı emretmiştir. İhsan adaletin üstünde bir
erdemdir. Çünkü adalet kişinin gerektiği kadarını verip hakkını
almasıdır. İhsan ise gerekenden daha fazla verip hakkından
vazgeçmesi veya daha azına razı olmasıdır. Bu yüzden adaleti
gözetmek vacip, ihsanı gözetmek ise mendup (bağlayıcı olmayan) ve isteğe bağlıdır. (Ragıb el-İsfehani, el-Müfredat, s. 400.) Bunun-
la birlikte Allah kullarına nasıl ihsanda bulunuyorsa, onlardan
da aynı şekilde ihsan üzere davranmalarını beklemektedir.
Ebu Nuaym el-İsfehânî tasavvufu şöyle tarif eder:
"Tasavvuf, matluba ermek için mahbuba rağbet etmektir.
Matlub, istenilen, beklenilen, müminlere göre maksat olan husustur. Mahbub ise, Allahu Teâla'dır. Allah'a rağbet etmek, O'na yönelmek her kulun görevidir. Tasawufi hayat, mahbubun yolunda, cani, mali ve sahip olduğu her şeyi fe da edip günahlardan arınmaktır.
Şu halde tasavvuf, Allah yolunda ibadet ve kulluğu sevmek için günahları çirkin görmektir. Onlardan tiksinmek ve günahlar güzel görünse bile asla onlara rağbet etmemektir. Yaptığımız ibadetlerin sonucu, olarak şunları kalbimizde bulmalıyız:
1- Kalbimiz ıslah oldu mu?
2- Allah'a yönelmek, dünyaya yönelmekten daha sevimli geliyor mu?
3- Arzu ve istekleri, Kur'an ve Sünnet'in ölçüsünde yapabiliyor muyuz?
4- Arzularına karşı koyarken yapmakta olduğumuz nefsin terbiyesi, kalbimizde ilâhi huzur meydana getiriyor mu?
Cuma gün veya Gecelerinde Kehf Suresi Okuyanı Yerden göğe bir Nûr kaplar
Cuma gecesi Kehf suresi okuyan, kıyamette, yerden göğe kadar bir nurla aydınlanır.
İki Cuma arasında işlediği günahlar da affolur. [Tergib]
Cuma günü veya gecesi Duhan suresini okuyana Cennette bir köşk ihsan edilir. [Taberani]
Cuma gecesi Yasin suresini okuyanın, günahları affedilir. [İsfehani]
Cuma günü gusledenin günahları affolur. [Taberani].