Bu konuyu anlayamadım, gerçekliǧi ne?
SAHİH HADIS: ÜÇ TALAKLA BOŞANMA Talak, çözmek, serbest bırakmak, boşanmak anlamına geliyor. Sünniliǧe göre huzurlu bir aile hayatı kurulamayınca, iyi nesiller yetiştirmenin imkânı kalmayınca eşler talak oluyormuş "Bazen ölüm ve hastalık gibi tabii engeller, bazen de geçimsizlik, münaferet, eşlerin birbirini sevmemesi, anlaşamama gibi
Allah Resûlü"nün evliliklerinin çoğu, o dönemdeki egemen toplumsal yapı içinde, yeni kurulan İslâm toplumunun varlığını sağlamlaştırmaya yönelik siyasî ve sosyal hedefleri olan evliliklerdi. O dönemde evlilik bağıyla oluşturulan akrabalık ilişkileri, farklı din mensupları ve kabileler arasında dostluk bağlarının tesis edilmesinin en önemli
Sayfa 359Kitabı okudu
Reklam
Kadınların Sünnet Edilmesi
Din ve evlilik kadının gücünü yok etmek için birleşmişlerdir. Pek çok ülkede bir kadının evlilik öncesinde bakire olması ve evlendikten sonra da yalnızca kocasıyla cinsel ilişkide bulunması beklenir. Ancak bu şekilde bir erkek karısının doğurduğu çocukların kendisinden olduğuna emin olabilir. Klitorisin kesilmesi anlamına gelen kadının sünnet edilmesi olayı bekareti ve sadakati garantiye almanın en dehşet verici biçimidir. Ama daha pek çok yöntem -suç, onur, utanç gibi- kadının evlilik akdine sıkı sıkıya yapışması için erkek kontrolündeki din unsurunu besler. Kadının sünnet edilmesinde başlıca iki yöntem kullanılır. Birincisi, klitorisin tümünün ya da bir kısmının ve hatta vajinal iç dudakların alınması. İkincisi, daha köktenci olanı, tüm dış genital organların temizlenip vajinal dış dudakların dikilerek kapatılmasıyla yalnızca idrarın ve adet kanamasının geçebileceği incecik bir açıklık bırakılması. Mali'de, Sudan'da ve Somali'de kadınların büyük bölümü bu operasyondan geçer. Aslında yalnızca Afrika'da en azından 74 milyon kadın ve kız çocuğu sünnet edilmiştir. Bu işlemin İslam diniyle yakın ilişkisi olmasına karşın, kadının sünnet edilmesi, İslam'ın doğuşundan önceye, 2000 yıl gerilere dayanır. Ve pek çok İslam ülkesinde (örneğin Pakistan, İran, Suudi Arabistan) bu uygulama hemen hemen bilinmektedir. Aslında kadının sünneti dünyanın her bölümünde zaman zaman uygulanmış, bazen de tamamen dinsel bir kural olarak gerçekleştirilmiştir.
Sayfa 103Kitabı okudu
... İslam'ın girmediği hiçbir alan mevcut değil. Üzücü olan şu kim, insanlarımız ya Bu alanın içinde değil ya da Bu alanın en ücra köşesinde kalarak bunca zenginliğin içinde fakir kalmış. İslam'ı yaşamayı sadece namaz ve camiden ibaret sanmış. İslam'ın temel dinamikleri, disiplinleri, islam'daki ahlak anlayışı, aile hayatında İslam'ın takındığı tavırlar, islam'daki adalet anlayışı, İslam'ın insana verdiği değer.... Gibi pek çok konuda yoksun kalmış. İşte bu insanlar kendilerini sınırlandırmışlar, başlarına gelen imtihanlarda ne şekilde düşünüp nasıl davranmaları gerektiğini bilememişlerdir. Bilemedikleri için de başlarına gelen musibetlerden sürekli şikayet edip musibetlerin içindeki hayırları görememişlerdir...
Sayfa 139Kitabı okudu
Kadın; insanın neşv ü nemâ bulacağı mukaddes aile müessesesinin, hanım ve anne tarafını üstlenecektir. Bu sebeple aklî / mantıkî olmaktan ziyade hissîdir. İslâmiyet, bu sebeple kadını; hayâ, iffet ve tesettür gibi hikmetlerle muhafaza eder. Onu aile mahfazası içinde korur. Kadın-erkek eşitliği mevzu edildiğinde; batının, maskeli ve yaldızlı yüzünü değil, gerçek sûretini görmelidir. Evliliğe rağbetin azaldığı, birçok evliliğin boşanmayla neticelendiği, evlilik dışı münasebetlerin (zinânın) hoş görülüp çok yaygın hâle geldiği, nüfusun azaldığı, yaşlı annelerin ise yalnızlığa mahkûm edildiği, boş evlerde ölüp gittiği bir toplumda, kadının erkekler gibi kamyon şoförü, kasap vb. olabiliyor olmasında fazîlet mi aranmalıdır? Kaldı ki, İslâm toplumu; mahremiyetleri gözeten şartlar hazırlandıktan sonra, kadının çalışmasına da, çeşitli sanat, ilim ve hizmetlerle meşgul olmasına da karşı değildir. Hazret-i Âişe Vâlidemiz’in 300 kadar talebesi olmuştur. Osmanlı’da kadınlar tarafından kurulan binlerce vakıf vardır. Fakat selîm bir vicdan kabul eder ki, hanımların en asil mesleği anneliktir. Kudsî aile müessesesinin tâcı olmaktır. Muvaffak şahsiyetlerin arkasında mutlaka sâliha bir anne vardır. Çanakkale zaferini; cephede fedâ-yı cân edenler kadar, onları kınalayıp da cepheye gönderen annelere nisbet ederiz.
Sayfa 141 - Yüzakı Yayıncılık - 2019Kitabı okudu
Eşinizin sizi Allah'a şikayet edeceği güne hazır mısınız? "O gün suçlu kimse azaptan kurtulmak için oğullarını, ailesini, kardeşini ve hatta kendisini barındırmış olan tüm sülalesini ve yeryüzünde bulunan herkesi fidye verip kendisini kurtarmak ister."(Mearic, 70/11-14) O gün kimse kimseyi tanımayacak... Herkes kendi kurtarma peşinde olacak... Bu dünya hayatında belki kırk yıl, belki elli yıl aynı yastığa baş koymuş eşler bile birbirlerini tanımamazlıktan gelecek... Çünkü "O gün zalimler (günahkârlar) birbirlerini suçlay cak." (Sebe:34/31) Herkesin acımasızca birbirini suçlayacağı o gün, yıllar süren evlilik sırasında birikmiş dosyalar da eşlerin birbirine karşı kullanacağı en önemli savunma belgeleri olacak... Kırk-elli yıllık dosyalar açılacak... Evlilik süresince oluşan kul hakları ortaya dökülecek... Beraber işlenmiş günahlar... Sessiz kalınmış haramlar... Şahit olunmuş yalanlar...Üstü örtülmüş gerçekler bir bir ortaya çıkacak... Terk edilmiş namazların, İslam'a göre yetiştirilmemiş çocukların, ciddiye alınmamış tesettürün, evlere sokulan haram kazançların, evlatların boğazından geçirilen haram lokmaların suçunu, günahını, vebalini eşler birbirine atacak..
Sayfa 114Kitabı okudu
Reklam
343 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.