"Kardeşim! Erkekler senden senin bir erkekte aradığından başkasını arzular. Koparılıp atılan bir çiçek olmana izin verme! İmkansızı isteme! Sana pusu kuran ve kuracaklardan uzak dur! Senin aşk dediğin, erkekte bir an yaşanan bir zevktir. Mahremiyete sarıl! Modacıların debdebesini Rabbi'nin tesettür talimatlarına değişme! Ruhuna acılar yaşatan hayata 'Paydos!' de. Teselliyi 'Allah'ın rahmetinden umudunuzu kesmeyin. ' ayetinde ara! Kadınlığını inkar edercesine erkeğe, erkekliğini inkar edercesine de kadına benzeyenlerden uzak dur! Unutma ki, çağdaş yobazlar bütün mahremiyet duvarlarını ortadan kaldırsa, erkekleri kızlarla 24 saat aynı ortamda tutsa da; bir erkeğin kadına, kadına baktığı gibi bakması gerçeğinin önüne geçemezler, Allah'ın yarattığı insanı kimse değiştiremez. "
Zamanımızda din bilgisi bilimsellikten çıkarılmış, yerini birçok
uydurma hurafe ve İslam’da olmayan bilgilerle doldurulmuş, İslam’ın
insanlara sunduğu ilim kısıtlanıp kaybolmuştur.
Ortaçağın Hrıstiyan din adamlarının bilimin önüne din adına
engel koymalarıyla başlayan engizisyon, bu gün İslam adına
kendilerini İslam alimi sanan kişiler
Fakat bu kitabında Celal Nuri, poligaminin, görücülüğünün, kolay boşanmanın, erkekten kaçmanın şiddetle hazretleri yüzde dokuz kadar faizi caiz görmüş, buna dair aleyhindedir. Halifenin taaddüdü zevcatı menetmeye salahiyetti olduğunu iddia ve mecbur olduğunu ima eder. Çünkü faiz Kur’anda haram olduğu halde ≪Halifei İslam hazretleri yüzde dokuz
4. Kadının hakları — Şeriatın emrettiği şeylerin hepsi faydalı, yasak ettiği şeylerin hepsi zararlıdır. Şeriat kadınların kendilerine mahrem olmayan erkeklerden kaçmalarını emrediyor : ≪Saçları dahi dâhil olduğu halde vücutlarını ziynetten arî bir şeyle, calibi şehvet olmayacak bir libasla örtmelidirler.≫ Fakat bu tesettür, kadına hiçbir meşru
Bilecik Müftüsü Mehmed Emre'nin kaleminden yazılmış olan " İslam'da Kadın ve Aile " adlı bu kitapta başlıca şu konular var.İslam öncesi kadınların durumu,Evlilik,Nikah,Düğün,Geçimsizlik,Boşanma,Çocuğun eğitimi,Anne Baba hakkı,Tesettür ve Zinaya yol açan sebepler ayrıntılı bir şekilde anlatılıyor.Akıcı bir dilde ve çeşitli hikayelerle zenginleştirilmiş bir kitap.Tavsiye eder,iyi okumalar dilerim.
Evet, İslam’ın ruhu ile oynarsanız ne olur?
Akide felsefileşir…
İbadet adetleşir…
Din ideolojileşir…
İslam Protestanlaşır…
Sonra, hayatı tümden İslam’a bağlamak yerine, İslam’a hayatımızda bir parça yer açmakla yetinir oluruz…
İşte liberal düşünce ve davranışların Müslümanları sürüklediği uçurum… İslam’lardan İslam beğen…
Sloganlaşan İslam… Kültürleşen İslam… Sıradanlaşan İslam… Adetleşen İslam…
Bir de bakıyorsunuz ki her çılgınlığın dini versiyonu hemen vizyona giriyor… Tesettür defileleri, güzellik merkezleri, zayıflama kürleri, marka, moda, model savaşlarının Müslümancası… Bankacılığın İslamcası… Nasıl da beceriyoruz? Ne de yakışıyor?
Vakaya boyun eğip vahye veda edince işte işin varacağı varta budur…
Kuru dincilikle, kof dindarlıkla kendinizi koruyamaz, geleceği kuramazsınız…
Dindar dünyacıların son durumu; bilgi ile ukalalaşan, başarı ile büyülenen, servet ile şımaran, güç ile büyüklenen, konfor ile küflenen, kariyer ile körlenen bir kötü gidiş…
Alabildiğine ılımlılaşan bir İslam’ın Allah ile ne ilgisi olabilir ki?
gencmuslumanlar.com/dindarlgn-moder...
Yetmişli yıllardan itibaren köyden kente göçün hızlanmasına paralel olarak şehirlerde Menderes-Demirel’in temsil ettiği muhafazakâr/dindar politik görüşün alternatifi olarak daha siyasi ‘İslamcı’ bir politik hareket gelişti. Bu politik hareket doğal olarak şehirlerde esnaf/işadamı kesiminde de kendine taraftarlar edindi. Bu insanlar muhtemelen bir
BAŞLIK DİKKATİNİZİ ÇEKTİ ve yazıyı okumaya başladınız değil mi? İstediğim de buydu zaten. Yoksa ne mükemmel çocuk yetiştirmenin sadece birkaç kuralı vardır ve hatta ne de mükemmel çocuğun tarifi. Ama maalesef orada burada buna benzer başlıklarla yazılmış “mucizevi” reçeteler okuruz sık sık.
Sağlam bir dünya görüşü olmayan Batı medeniyetinin
Vücuda yapışan, farklı renklerden oluşan, başörtüsü yakaların içerisine sokulan örtünme şekilleri "tesettür" değil "teberrüc"; ya da mankenlere benzemek olduğundan "teşebbüh"tür.
''...Allah evlâtlıklarınızı öz oğullarınız gibi tanımadı. Bunlar sizin dillerinize doladığınız boş sözlerdir. Allah gerçeği söylemektedir; doğru yola O eriştirir" (el-Ahzâb, 33/4).
''Evlâtlıkları babalarına nisbet edin; bu, Allah katında en doğru olandır. Eğer babalarının kim olduğunu bilmiyorsanız bu takdirde onları din kardeşi ve