İslamiyet dini hoşgörü dini midir?
Eğer İslamiyet bir şeyi hoş görmüyorsa o şey hoş değildir. Mesela faiz, zina, şirk, içki, yalan vs. kesinlikle hoş değildir! Dolayısıyla hoşgörülemezler, asla!
👉 youtu.be/b7EQz-9TaQg
~ Prof. Dr. Mahmut Esad Coşan (k.s) ~
-“İstanbul’daki imparatorluk elçisi Busbeck, Avrupa’yı her an gerçekleştirebilecek bir Türk fethinden kurtaran tek şeyin İran tehlikesi olduğunu söyleyecek kadar ileri gitmiştir.” diyen Bernard Lewis, aslında bize Osmanlı tarihinde de öğretilen şeylerin yine onların elinden hazırlanmış bir düzenek olarak karşımıza geldiğini söylüyor.
-Yani
İslamiyet'te zorlama olmadığı gibi Ayet'in emrine göre "Senin dinin sana, benim dinim bana" denilerek çok önemli bir hoşgörü dini olduğu ortaya konulmaktadır.
Böyle bir kitap yazmak fikri, ittikâ sâhibi bir dostumla (Râgıb Karadayı ile) mezhebler konusunda yaptığım bir tartışmanın sonunda belirginleşti. Bu tartışma, bana, mezhebler konusundaki yaklaşık otuz yıllık bilgi birikimimi kısa bir özet hâlinde kaleme alma şevkini verdi. Bu kitabın I. Bölümü'nü oluşturan "Sünnî Mezhebler ve Kur'ân'a Göre
Türklerdeki gaza ve fetih anlayışı sadece bir yörenin toprağını elde etmek değildi. Asıl vazife, gönülleri fethetmekti. Gittikleri, aldıkları yerlere beraberlerinde huzur, barış ve kardeşliği de götürdüler. O beldeleri bayındır hale getirdiler, İslamla tanıştırdılar. Kendilerinden olana da olmayana da adil ve eşit davrandılar. Çünkü Türkler;
"İKRA" dememişmiydi peygambere Rab. Sen neden okumadan, araştırmadan, sadece önüne konulana inanırsın ? Aç ve OKU senin dinin neye ve kimlere karşı çıkmış ? Dinler tarihinde kadına en çok değer veren İslamiyet iken burda çoğu daha bi kadınla nasıl konuşması gerektiğini bilmiyor. Bizim dinimiz hoşgörü dinidir. Allahın elçileri
Bizim dinimiz Islamiyetir. İslamiyet, doğmatik kısmı dışında nazara alınırsa, en geniş anlamıyla hoşgörü temeline dayanan "sosyo-politik" bir sistemden başka bir şey değildir. Ve ferdiyetçilik ile komünizm arasında orta bir yol teşkil etmektedir.
Merhaba dostlarım. Sizlerle güzel bir kurgusu olan, biraz klişe kaçsa da halen tadını koruyan ayrıca bu yıl ki 100. kitabım olan Cennete Açılan Kapı’nın içeriği ve olayları hakkında bilgi vermek istiyorum.
Mustafa Çoban. Bir vakıfta çalışan, kendi halinde, biraz da ‘aptal’ olarak lanse edilen biridir. Kim derdi ki içinden bir psikopat çıkacak.
İslâmiyet hoşgörü dinidir diye diye ret edilecek bir şey bırakmadılar. Ben her türlü pisliği yapan adama hoşgörü falan duyamam efendi.
İnsan olma vasfından çıkan adama bile insanca muamele etmemi beklemeyin.