Mürüvvet! bilseler bu Mürüvvet kelimesinin altında ne cinayetler saklıdır, titrelerdi. Çocuk mektepten çıkar çıkmaz, hatta çıkmadan, biraz bıyıkları terliyor görünse etraf telaşa düşer; yetişti, büyüdü, artık yavrularını okşamak zamana geldi denir; Bu çocuktan bir koca, bir baba yapmak isterler. Lakin ondan evvel yapılacak bir şey var, Her şeyden evvel onu bir adam, karısı için bir koca, çocukları için bir baba olabilecek bir adam yapınız.
…Kimisi mektepten yeni çıkmış, İstanbul'da yerleşmek için kendisine sahip çıkacak birini arıyor; kimisi filan bakanlığın falan kaleminde mülazım, kendisini kayıracak bir münasebet kolluyor; Birinin annesi öldükten sonra babası evlenmiş, oğlunu def edecek bir yer arıyor; Başka birinin gözü açılmasın maksadıyla bir an evveli başı bağlanmak isteniyor. Hepsi öyle çocuklar ki kendilerini idare etmek üzere bırakılsalar boğulacaklar. Sonra da bunlara, "Size işte bir karıyla bir sürü çocuk. Hayatta bu girbadın dalgaları içinde, kendinizden başka onları da kurtaracaksınız" deniyor. Bu zayıf çocuk kolları tabiatıyla bu zorlu vazifeye kuvvet bulamıyor, O zaman hep beraber, kendisi, karısı, çocukları hep beraber de boğuluyorlar.