Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
‘’ İttihatçılar, kendilerinden olmayan herkese "hain‐i vatan" derlerdi. Onlardan günümüze kadar bulaşan Balkan komitacılığı ahlakı ile aykırı düşüncede olanları lekelemek rezaleti hala devam ediyor. Fakat şurası dikkate değer ki başkalarını faşist ve gerici diye küçük düşürmeye çalışmak düpedüz bir kızıl usulüdür. Ne idüğü belirsiz bu cahil yazar da modaya uyarak gerici narasını savurmakla kime alet olduğunun farkına bile varmıyor.’’
“Bunları hatırlatmaktan maksadım, eğer harbe girilmeseydi Küçük Asya'da imparatorluğun bir yaşama şekli bulabileceğini göstermek içindir. Böylece şimdi dünya petrol kaynaklarının pek önemli kısmını bağrında tutan bu zengin bölgeler devletimizin sınırları içinde bulunacaktı. Harp sürdükçe büyük devletler zayıflayacakları için kapitülâsyonlardan ve her türlü yabancı baskı ve kontrol şartlarından kurtulacaktık. Birinci Dünya Harbi sırasında iki milyon kurban verdikten sonra dahi Kuvay-ı Milliye ile başa çıkamıyan Batılı devletler, bütün ordusu ayakta duran imparatorluğa karşı elbette herhangi bir harekette bulunamıyacaklardı. Biz Birinci Dünya Harbine hırs değil, cahillik yüzünden girmişizdir. Almanlara satılmamışızdır. İttihatçılar vatan satıcısı değil idiler. Liderlerinin hepsi parasız ve yardımsız, düşman kurşunları altında can vermişlerdir. Fakat bir umumî dünya görüşünden, realiteleri elde tutarak ve karşılaştırarak uzun vadeli hesaplar yapmak ve hükümler çıkarmak gücünden, yetkisinden yoksun idiler.” İsmet İnönü
Sayfa 156 - PozitifKitabı okudu
Reklam
Toplumun en büyük haksızlığa uğramış tarihî şahsiyetlerinden biri, II. Abdülhamid’dir. Kendisinden önceki devirlerin ağır yükünü omuzlarında taşıyan, en güvenebileceği adamların ihanetine uğrayan ve dağılmak üzere olan içi dışı düşman dolu bir imparatorluğu 33 yıl sırf zekâ ve hamiyeti ile ayakta tutan bu büyük padişahı katil, kanlı, müstebit,
Kurduğu mekteplerde yetişen sivil ve asker Ittihatçılar Sultan Hamid'le devlet iradesini paylaşmış olsalardı Ittihat ve Terakki neslinin dinanizmi ile padişahın siyasi tecrübesi birleşir, hiç şüphesiz tarihin seyri değişebilirdi.
538 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
Savaştan yenik çıkmış bir imparatorluk.Romanın geçtiği tarihler Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'dan Anadolu'ya geçtiği tarihler.Mondoros ateşkes anlaşması ile birlikte memleketin her yanı işgale uğramış durumda.Kurtuluş savaşına hazırlık dönemleri.İngilizlerin gözetimi altında İzmir Yunan işgalinde.Roman baş kahramanı Cemil (Cehennem Topçu ) eski bir ittihatçı ve asker.Fakat diğer ittihatçılar gibi o kadar çok savaş görmüşki (Balkan harbi,Çanakkale,Trablusgarp,Suriye,Doğu Cephesi vb.) artık bu savaşlardan çok yorgun düşmüş durumda.(romanın ismide burdan geliyor). Fakat memleket işgal altında bir şeyler yapmak lazım.Her karışıklık döneminde olduğu gibi yine vatan hainleri,korkaklar ve satılmışlar işbaşında. İşte böyle bir dönemde Anadolu'da eşkıyalar kol gezmekte.Ordu dağılmış olduğundan kurtuluş için artık başıbozuk eşkıyalar,zeybekler ve efelerden medet umar hale gelinmiş durumda.Roman böyle bir dönem de geçiyor.Yakın tarihini halen bilmeyenlerin,ona buna yalakalık yaparak birilerine yandaşlık yapmak sevdası içinde olanların,okuması gereken romanlardan bir tanesi.
Yorgun Savaşçı
Yorgun SavaşçıKemal Tahir · İthaki Yayınları · 20223,178 okunma
Erol Şadi Erdinç: Nazım Paşa diye biri var Balkan Savaşlarında başkomutanlık seviyesine kadar gelmiş. Kamil Paşa ile arasında çekişme var, başarısızlıklar Nazım Paşaya yüklenilmek isteniyor. İttihatçılar Nazım Paşaya sadaret teklif etmişler. Baskın sırasında ittihatçılar mukavemetle karşılaşıyorlar. Çatışma olmuş. Nazım Paşa şiddet kullanıldığını görünce toplantı salonundan çıkıp ittihatçılara bana verdiğiniz söz bu muydu diye tepki veriyor. Bunun üzerine Yakup Cemil silahı çekiyor ve kendisini vuruyor. Bu işin olduğu yıl 1913.
Reklam
Şerif Mardin, İttihatçılar'ın "toplum ve siyaset" le ilgili görüşlerini detaylı olarak incelediği çalışmasında, Jön Türkler'i harekete geçiren temel sebebi, "tasavvur edebildikleri ideal toplulukla II. Abdülhamid dönemi topluluğu arasındaki değer uyuşmazlığı" olarak ifade eder. Bu uyuşmazlık "kişi eksenli" ve "ilke eksenli" toplumsal ilişkiler arasındaki farktan oluşmaktadır. Jön Türkler bir teori, özgün bir siyasi çözüm veya bir ideoloji ortaya koymamışlar, kendi dönemlerinde Avrupa'da tartışılan popüler fikirlerin etkisi altında kalmışlardır. Devleti de bir "doktor-hasta ilişkisi" ile tedavi etme arzusumdadırlar.
Sayfa 45
2.Abdulhamit'in ittihatçılar ile ilgili sözü;
"Göreceksiniz yüzbaşım! İttihatçılar Turancılık gayretiyle hem Rusya ,hem de Ingiltere ile bir savaşa girerlerse Allah göstermesin Osmanlı'nın parçalandığına şahit olacağız. İnşallah böyle bir güç gösterisine girmezler. "
I.Dünya Savaşı ve Cemiyetin Sonu
Birinci Dünya Savaşı'na Nasıl Girdik? Vallahi bu savaşa girmeye petrole bağlamaya gerek yok. İttihatçılar görülüyor ki Reval konferansından üçlü ittifak meydana gelmiş ve büyük devletler kendi aralarında Osmanlı'yı bölüşmüş. Bir tarafta Avusturya-Almanya bloku diğer tarafta İngiltere-Fransa-Rusya bloku var. İtalya ilk başta Almanya-Avusturya
Sayfa 80 - İnkılapKitabı okudu
480 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bugüne kadar okuduğum, Gazi Mustafa Kemal Atatürk hakkında yazılan en kapsamlı eserdi diyerek başlamak istiyorum incelememe. İlber Ortaylı bazı kesimler tarafından çok sevilmeyen (çünkü kendisi hep doğruları söyler) değerli ve önemli bir tarihçidir. Yeri ayrıdır, düşünceleri ve açıklamalarıyla her seferinde aydınlatıcı bilgiler verir. Atatürk
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Gazi Mustafa Kemal Atatürkİlber Ortaylı · Kronik Kitap · 201811,3bin okunma
658 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.