Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Halk İttihat ve Terakki Partisi'ni tutmuyor, İttihatçıları sevmiyordu. İttihatçılar ise bunu hazmedemiyorlar ve çıkardıkları gazetelerle, meşrutiyetin kendi eserleri olduğunu, bunu zorla da olsa millete benimseteceklerini, İttihat ve Terakki'nin fikirlerini herkesin kafasına sokacaklarını söylüyorlardı. Başarısız kaldıkça sertleşiyorlardı. Karşı görüşleri savunan, padişahı müdafaa eden gazete ve gazetecilere diş biliyorlardı. Siyasî muhaliflerini sokak ortasında öldürmeye koyulmuşlardı. İsmail Mahir Paşa ile Gazeteci Ahmed Samim ve Hasan Fehmi bunlardan sadece üçüdür.
Sayfa 497 - Nesil Yayınları, 15. Baskı, Nisan 2008Kitabı okudu
VİSRUA
Vaktiyle Mahmut Şevket Paşa öldürüldükten sonra bazı ittihatçılar, talat'ın yeni hükümete dahiliye nazırı olarak girmesini istememişler. Cemal Paşa'nın nazırlığını tercih etmişler. Sonra Talat, Cemal Paşa ile Yeni sadrazamın arasını açmış. Harbiye nazırlığına onun getirilmesi için uğraşmış. Daha sonra almanlarla yapılan ittifak, Cemal paşadan saklanmış. Nihayet Mısır fethi bahanesi ile Cemal Paşa İstanbul'dan uzaklaştırılmış. Bunlar hep talatın oyunları imiş. Hatta Talat demiş ki:"-canım, Mısır Fethi olmazsa bile Cemal Paşa ya şehit olur, yahut ordusu berbat ve perişan olunca beynine bir tabanca sıkarak bizi kendinden kurtarır!" Bunlar o zamanki liderler arasındaki gizli husumetleri göstermek bakımından ilgilendirici. Yalnız birinin hakikat olmasını isterdim: keşke Enver yerine Cemal, Harbiye nazırı olsaydı! Birinci Dünya harbine girmezdik ve batmazdık.
Sayfa 89 - Pozitif yayınları/2004
Reklam
Vaktiyle Mahmut Şevket Paşa öldürüldükten sonra bazı İttihatçılar, Ta­lat'ın yeni hükümete Dahiliye Nazırı olarak girmesini isteme­mişler. Cemal Paşa'nın nazırlığını tercih etmişler. Sonra Ta­lat, Cemal Paşa ile yeni sadrıazamın arasını açmış. Harbiye Nazırlığı'na onun getirilmesi için uğraşmış. Daha sonra Al­manlarla yapılan ittifak, Cemal Paşa'dan saklanmış. Nihayet Mısır fethi bahanesi ile Cemal Paşa İstanbul'dan uzaklaştırıl­mış. Bunlar hep Talat'ın oyunları imiş. Hatta Talat demiş ki: " - Canım, Mısır fethi olmazsa bile Cemal Paşa ya şehit olur, yahut ordusu berbat ve perişan olunca beynine bir tabanca sı­karak bizi kendinden kurtarır!". Bunlar o zamanki liderler arasındaki gizli husumetleri göstermek bakımından ilgilendirici. Yalnız birinin hakikat ol­masını isterdim: Keşke Enver yerine Cemal Harbiye Nazırı ol­saydı! Birinci Dünya Harbi'ne girmezdik ve batmazdık.
İttihatçılar ve Mustafa Kemal
... Cemiyet'in önde gelen liderleri ile Mustafa Kemal arasında hep bir fikir ayrılığı olmuştur. Mustafa Kemal'e göre, ordu siyasete direkt olarak angaje olmamalıdır.
İktidar zaferi ile sarhoş olan hayalperest İttihatçılar artık birer despot kesilmişlerdir.
Sayfa 109Kitabı okudu
İslâmcıların siyasî görüşleri ve rejim arayışları ile Abdülhamit'in siyaset etme biçimi ve ayakta tutmak istediği siyasî gelenekler büyük ölçüde çatışıyordu. İslâmcılar İttihatçılar gibi devletin ve dinin bekası için hemen meşrutiyet ve hürriyet istiyorlardı, Sultan ise zamana yaymak istediği meşrutî idare içinde hilafet-saltanat sistemini
Sayfa 340Kitabı okudu
Reklam
Mustafa Kemal'in, Kurtuluş Savaşı'nda beraber mücadele verdiği arkadaşlarından çoğu ile yollarının ayrılmasına neden olan önemli olay, 1926'da İzmir'de yaşanan suikast girişimidir. Bunun ardından siyasal tasfiyeye gidilir. Bu tasfiyede sadece suikastın perde arkasındakilerin bir kısmı Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası üyesidir. Bir kısmı ise, 1923'te eski Maliye Bakanı Cavit Bey'in evinde toplanıp İttihat ve Terakki'yi canlandırmayı kararlaştıran eski İttihatçılar ve hilafetin kaldırılmasından sonra Mustafa Kemal'le yollarını ayırıp, Kâzım Karabekir liderliğinde Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nda siyaset yapmaya başlayanlardır. Bunlar Mustafa Kemal'in eski yol arkadaşlarıdır. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın kuruluşunda, Rauf Bey ve Kazım Karabekir, Mustafa Kemal'in hilafetin kaldırılması gibi reformları kendilerine danışmamasını ağır şekilde eleştirmeye başlarlar. Bunun karşılığında 1925'teki Şeyh Sait Ayaklanması gerekçesiyle çıkarılan Takrir-i Sükün Yasası ile muhalif basındaki muhafazakâr, liberal ve solcu gazeteler ile Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kapatılır.
İngilizler, İran'da tarihte misli görülmemiş bir imtiyaz elde ettikten sonra, ''Petrol İmparator''luklarının hudutlarını genişletmek için sarfettikleri gayreti, Osmanlı İmparatorluğu hudutları içerisinde teksif ettiler. İngiliz Petrol İmparatorluğunu kuran Sir Henry Deterding, Osmanlı İmparatorluğu hudutları içerisinde
Sayfa 103 - Turan Neşriyat Yurdu, İstanbul, 1969Kitabı okudu
İttihatçılar başlangıçta, Batı devletlerinin sempatisine ve yardımına güveniyorIardı. Fakat gördüler ki, Avrupa yüksek politikası imparatorluğu parçalamakta kararlıdır ve bunun için kendi aralarında bölme antlaşmaları yapmaktadır. Hatta Türkiye'nin kalkınması için ilk şart olan kapitülasyonların kaldırılmasını tartışmaya dahi yanaşmamaktadırlar, o zaman bu çıkmazdan kurtulmak için Abdülhamid gibi onlar da Almanya ile sıkı bir iş birliği yapmaktan başka çare görememiştir. Almanlar, 1913'te Türk hükümetinin daveti üzerine Liman von Sanders'ı bir askeri heyet ile Türk ordusunu yeniden düzenlemek üzere İstanbul'a gönderdiler.
Sayfa 65
Mustafa Kemal Paşa, Türk Ocaklarını kaldırarak, yerine getirdiği teşekküle "Halkevi" dedi. O ne güzel, ne milli isimdi; halkın evi idi. Fakat sonları Halk Partisi, kendi adamları vasıtasıyla onu propagandasına âlet etti ve kendi anlayışına göre kültür hizmetlerinde kullandı. Bizim söylemek istediğimiz isminin çok millî olması idi. Fakat İsmet Paşa iş başına geçince yine Türk Ocakları canlandı. Yine Mason locaları açıldı. Mustafa Kemal Paşa'nın mühim bir hizmeti Mason localarını kapatması idi. İttihatçıların çoğu Masondu veya Mason muhibbi idi. Bilindiği gibi Mason localarının toplantıları gizli yapılırdı. İttihatçılar mes'uliyetli işlerini "Ricâl'ül-gayb" ile görürlerdi. Yoksa Mustafa Kemal Paşa'nın hususî doktorlarından Fikret Bey hem ittihatçı, hem de masonların Türkiye Meşrik-i A'zamı idi.
Sayfa 114Kitabı okudu
Reklam
Bugün Araplar'ı Osmanlı'ya ihanet ile suçlayanlar, Osmanlı'nın son zamanındaki İttihatçılar'ın ihanetinden neden bahsetmez?
Sayfa 127Kitabı okudu
Yalnız Türkiye'de millileştirmeler, sermaye karşıtı sol-ideolojik bir muhtevadan yani sınıf çelişkisinden ziyade; iktisadi milliyetçilikten kaynaklanmıştır. Kaldı ki, bir kısmı Lozan Antlaşması'ndan kaynaklanan dolayısıyla bir zaruret olan millileştirmeleri de doğru bulmayanlar ve yabancı sermaye yatırımlarını savunanlar da o tarihte de
Sayfa 110 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
Sonuçta, Doktor Nâzım’ın kayınpederi Evliyazade Refik’in yerine İzmir belediye başkanlığına kim seçildi dersiniz:Mustafa Kemal'in kayınpederi Uşakizade Muammer! Devir değişmişti. 1913-1918 yılları arasında iktidarda İttihatçılar vardı.İttihatçıların önde gelen isimlerinden Doktor Nâzım’ın kayınpederi Evliyazade Refik Efendi belediye başkanlığı koltuğuna oturmuştu. Şimdi ise iktidarda Mustafa Kemal vardı ve İzmir belediye başkanlığı koltuğunda Mustafa Kemal'in kayınpederi Uşakizade Muammer Bey oturuyordu! Aslında değişen bir şey yoktu:Uşakizadeler ile Evliyazadeler akrabaydı! İzmir belediye başkanlığı hep belli ailelerin elindeydi!…
Sayfa 318 - KırmızıKediKitabı okudu
Yandaşlar, "Hepimiz Ermeni'yiz, aslında geçmişte İttihatçılar bir soykırım yapmış galiba” diyerek Ermenistan ile yakınlaşmayı savunuyorlardı. Biz Türk milliyetçileri, Ermenistan ile sözde soykırımı kabul ederek ve kardeş Azerbaycan'ı küstürerek yakınlaşmanın hem milli kimliğimize ve tarihimize hem Türkiye'nin ve Türk dünyasının çıkarlarına aykırı olduğunu tekrar ediyorduk.
418 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.