"Bir savaşın en berbat tarafı hayatlardan çok, yaşayanların umutlarını yok etmesidir."
Yerli ismi "Aotearoa" olan Türkçe'de "Uzun Beyaz Bulut" anlamına gelen Yeni Zelanda ile 1. Dünya Savaşında bir dönüm noktası olan Çanakkale arasında tarihî bir yolculuk...
Hikâye Yeni Zelandalı genç bir kadın olan Viki'nin, Çanakkale savaşında öldüğüne inanılan büyük dedesi Alistair Jhon Taylor'u anmak ve kafasına takılan sorulara cevap bulabilmek için Gelibolu'ya gelmesi ile başlıyor.
Bir tarafta Çanakkale Savaşında vatanını savunan Türk askeri Teğmen Ali Osman, bir tarafta işgalci konumunda olan Anzak Er Alistair Jhon Taylor yer alıyor. Eseri okurken bu iki ismin savaş sırasında kaleme aldığı mektupları ile savaş yıllarına gidiyor, onların ağızlarından savaşın her iki cephedeki acı yüzünü görüyor, Gelibolu'daki Viki ve Beyaz Hala ile günümüze dönüyoruz.
Eser konu olarak güzel düşünülmüş, mektupları okurken okur olarak yaptığımız zaman yolculuğu, savaş günlerine gitmemiz çok etkileyici ancak her eserde olduğu gibi bu eserde de eleştirilecek pek çok nokta var. Savaş günlerinin zorluğu daha derin işlenseydi, Çanakkale ruhu daha fazla hissetirilseydi çok daha güzel olurdu diye düşünüyorum. Yerel dile de gereğinden fazla yer verilmiş. Fikrimce bir kaç yerde de mantık hataları vardı. Genel itibariyle tarihî olayları, kurgulanmış hikâyeler ve romanlar üzerinden okumayı seviyorsanız Gelibolu'yu okuyabilirsiniz ancak tam anlamıyla tarihî bir gerçeklik, yaşanmış hikâyeler okumayı seviyorsanız bu eserin size pek hitap ettiğini söyleyemem.
Herkese keyifli okumalar...