Tanrı bu saatlerde var etmiş olmalı kendini. Açıklanamaz bir iyimserlik her şeyde.
Bir fahişe ile bir rahibenin, bir cani ile bir polisin yan yana yattığı mezarlıklar bana, hayattaki tek gerçek, tek yalansız manzara olarak görünürdü. Ama hoşuma gitmeyen şeyler, içinde yine karşıma çıkan o insani kurnazlığı, iki yüzlülüğü barındıran mezar taşı yazıları, dini sembollerdi. Yine devreye insanın yarattığı o tiyatro sahnesinin plastik dekorları giriyor ve ölümü dahi kendi çıkarına göre biçimlendiriyordu. Değil Tanrı'ya, kendine bile inanmamış bir insanın başına çakılan haçlarla, yıldızlarla, oyunun devam etmesini sağlıyordu. Sevmiyordum ben, o ölüme bile iyimserlik ve inançla bakan, acıyı şarap gibi tasvir eden yazıları. Ölümün de para gibi, yoktu dini. Çürüyen cesetlere bu kadar yüklenmek onları ancak daha da parçalardı. Yeraltı canavarlarından önce, o mezar taşı yazıları yemeye başlamıştı cansız bedenleri, gittiğim her mezarlıkta. Seslerini duyabiliyordum.
Sayfa 259 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
SON.
"ama şimdi bahçemizi ekip biçmemiz lazım."
Sayfa 144Kitabı okudu
Aydınlanma ve günahla suçun birbirinden ayrılması
Dinin inanç adı altında cinayet işlediğini anlamışlardır.
Dünyaya mutlu bakmak, mutlu olmak insanların hakkı ve görevidir. Hayata iyi bakacaksınız, her zaman bir çıkar yol araştıracaksınız, olayları iyi yönünden görmeye çalışacaksınız. Bu; "Eleştirilerinizi yapmayın, itirazdan kaçın," anlamına gelmez ama sağlıklı düşünmek için iyimserlik de gerekir.
Sayfa 89 - Kronik
Bu iman, dağınık bir iyimserlik hâlinde kalabalığın,şuurunu ve şuuraltını fetheder.
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.