Başkalarının başına gelen felaketler ne kadar uzak gelirdi eskiden! Şimdiyse, içerilere kadar sokulan şu ekranlar yüzünden, kaçınılmaz bir hale geldi onları dikizlemek. Bu durum, duyarlılığımı arttırdı mı, azalttı mı, diye soruyor kendi kendine Watanabe. Sürekli izleyici olma hali, bir süzgeç, bir hafifleme mekanizması üretiyor. Aynı zamanda, kendisini, her zaman her yerde mevcut olan acıya tanıklık etmeye zorluyor.
Sayfa 22 - Üç Nokta Yayınları
Hayat seni korkutuyorsa, içini yakıyorsa, en yakınların çirkin maskeler takmışsa... hayat budur de, ikinci kez çağrılmayacağın bir oyun olduğunu söyle. Zevk verici ve acı çektirici bir oyun, inanç ve aldatma oyunu, maskeler oyunu, onu sonuna kadar oyna, ister oyuncu olarak ister izleyici olarak.
Kitle iletişim araçları ticari bir döngüye dahil oldukları için "arz ve talep yasası"na tabidirler. Dolayısıyla izleyici kitlelerine sadece onların istediklerini verirler veya daha da kötüsü tüketime ve reklamların ikna edici gücüne dayalı bir ekonominin yasaları doğrultusunda izleyici kitlelerine neleri arzu etmeleri gerektiğini önerirler.
Sayfa 63Kitabı okudu
Ya ölüm "gerçek" hayat başlamadan gelirse?
Ben bir kere bir hayatı boşa harcadım. Geçmişte, arada sırada, yalnızca hayat dramasını bir kenardan seyreden bir izleyici ya da dublör olduğumu canlı bir şekilde hisseder, ama bir gün benim de sahneye çıkacağımı umar ve buna inanırdım.
Sayfa 290Kitabı okudu
William Shakespeare
23 Nisan 1564’te Stratford-Upon-Avon’da doğan Shakespeare’in yaşamı hakkında bildiklerimiz kilise, mahkeme ve tapu kayıtları gibi resmi belgelerle çağdaşlarının onun kişiliği ve eserleri hakkında yazdıklarına dayanır. Hali vakti yerinde bir esnaf olan, aynı zamanda yerel yönetimde sulh hakimliği ve belediye başkanlığı gibi
..izleyici olmadan histeri krizi geçirmek imkânsızdır..
