Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
BEKLE TÜRKİYE BEKLE !!
İnsanoğlu bekler ... Aylığının artmasını bekler, sosyal adaleti bekler, durumunun düzelmesini bekler, günlük ücretin yükselmesini bekler, demokrasinin gelmesini bekler, özgürlüklerin gerçekleşmesini bekler, bir ev sahibi olmayı bekler, genel affın çıkmasını bekler, enflasyonun düşmesini bekler, yaşlılığının güvencesini bekler, yoksulluğun bitmesini bekler, haksızlıkların kaldırılmasını bekler, sömürünün durmasını bekler, mutluluğun sıcaklığını bekler.
Sayfa 110 - Cumhuriyet Kitapları 10. Baskı 2008Kitabı okudu
tartışmaya açık buyrun.
Cephede ayinlere katılmamız emredildiği ve çeşitli mezheplerin papazları Alman ordusunun zaferi için dua ettikleri zaman, aynı şekilde İngiliz, Fransiz, Rus, Amerikan, Italyan ve Japon din adamlarının da kendi ülkelerinin ordularının zaferi için dua ettikleri sık sık aklıma gelirdi. O zaman Tanrı gözümün önünde telaşlı bir dernek başkanı gibi canlanırdı; özellikle aynı mezhepten ama birbirinin hasmı ülkeler dua edince bunalan bir başkan gibiydi. Hangi tarafı tutacaktı? Nüfusu en fazla olanı mı? Yoksa kilisesi en çok olanı mı? Peki, Tanri bir ülkeyi zafere ulaştırır da, dualarını aynı gayretle etmiş öteki ülkeyi yenilgiye uğratırsa, onun adaleti nerde kalırdı?
Reklam
Bir canlının yaşamasını sürdürebilmesi için, beş sorunun yanıtını, davranışlarıyla, geçerli olarak verebilmesi gerekmektedir. Canlılar dünyasında her türün yapılanması, organlarının biçimle nişi ve işlevselliği de bu beş sorunun yanıtına göredir. Ayrı deyişle türlerin ortaya çıkışı sözkonusu soruların yanıtlanma biçimi uyarinca gerçekleşir.
Bize uygun gelen ahlak kurallarını başkalarına da zorlamaya hakkımız olup olmadığını kendi kendime soruyorum, sen de aynı şeyi düşünmelisin. Örneğin ben hodbinlikten nefret ederim ve elimden gelse kırbaç zoruyla adaleti dünyaya uygulamaya kalkışırım, ama insanların ancak adalet içinde doğal hayatlarını yaşayabileceklerini sanmanın delilik
Yolunun üzerinde rastladığı, terk edilmiş şehirler, köyler, işlenmeyen tarlalar, eski tapınak, kale, saray vb. yıkıntılar arasında dolaşırken içine çöken acıdan bahsediyor. Ve yıkılmış bir sütunun üzerinde derin düşüncelere dalıyor.. * ‘’Üzüntümden, “Ah zavallı insan.!” dedim, “Yaşamın kör yazgının elinde oyuncak olmuş! Uğursuz bir güç,
Japon Adaleti
“4. yüzyılın sonlarına doğru tahta oturan İmparator Nintoku, yüksek bir kuleye çıkar ve uzaklara bakar. Gökyüzüne doğru yükselen bir duman göremeyen Nintoku, halkının yoksul düştüğüne ve bu yüzden evinde hiç kimsenin pirinç pişiremediğine karar verir. Japonya’nın 16. imparatoru olan Nintoku, bir ferman çıkararak halkın dinlenmesini, üç yıl kendine çalışmasını emreder. Öyle ki, sarayda çalışan insanları da evlerine gönderir. Üç yıl sonra, sadece kendi geçimleri için çalışan halk bolluğa kavuşur. Nintoku, yeniden kuleye çıktığında, ülkenin her yerinden dumanlar yükseldiğini görünce sevinir ve yanındaki eşine ‘Artık zenginiz’ der... İmparatoriçe, üç yıl bakımsızlıktan dolayı her yeri eskiyen, çatısı akıtan, çiçekleri solmuş sarayı göstererek şunu söyler: ‘Sen bu halimize zenginlik mi diyorsun?’ Nintoku’nun yanıtı, yüzyıllardır anlatılır Japonya’da: ‘Halkın fakirliği bizim fakirliğimizdir. Halkın zenginliği bizim zenginliğimizdir.”
Sayfa 251 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 8.basım, 2017.Kitabı okudu
Reklam
Japon Adaleti
4. yüzyılın sonlarına doğru tahta oturan İmparator Nintoku, yüksek bir kuleye çıkar ve uzaklara bakar. Gökyüzüne doğru yükselen bir duman göremeyen Nintoku, halkının yoksul düştüğüne ve bu yüzden evinde hiç kimsenin pirinç pişiremediğine karar verir. Japonya'nın 16. imparatoru olan Nintoku, bir ferman çıkararak halkın dinlenmesini, üç yıl kendine çalışmasını emreder. Öyle ki sarayda çalışan insanları da evlerine gönderir... Üç yıl sonra, sadece kendi geçimleri için çalışan halk bolluğa kavuşur. Nintoku, yeniden kuleye çıktığında ülkenin her yerinden dumanlar yükseldiğini görünce sevinir ve yanındaki eşine, "Artık zenginiz" der... İmparatoriçe, üç yıl bakımsızlıktan dolayı her yeri eskiyen, çatısı akıtan, çiçekleri solmuş sarayı göstererek şunu söyler: "Sen bu halimize zenginlik mi diyorsun?" Nintoku'nun yanıtı, yüzyıllardır anlatılır Japonya'da: "Halkın fakirliği bizim fakirliğimizdir. Halkın zenginliği bizim zenginliğimizdir."
Sayfa 251 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu