Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.25
Şeyler Kitap yorumu
Selamlar
Georges Perec Şeyler
Kapağını çok sevip hiçbir fikrim olmadan okuduğum bir kitap macerası ile geldim. Yazar Jerome ile Sylvie üzerinden kısa ya da uzun yoldan zengin olmak isteyen, hayaller kuran, bunları madde madde yazan, konuşan, sonrasında gerçeklerle yüzleşen, elindekilerle yetinmek zorunda kalan insanları anlatıyor. Anı yaşayıp geçici işlerle yaşayanların şeyleri ile sabit bir işi olup zevkten uzak kalan, yorulan, stres içinde fatura ve markete çalışan memurların şeylerini yazıyor. Ve başka insanlarda olan siz de olmayan şeylerin sizi etkilemesi, onlar şeyler gibi tatile gidiyor, biz de niye yok sorgulamaları, o şeyi alınca tamamdır daha bir şey istemeyeceğim dedikten sonra başka şeylerde gözümüzün kalması, şu şeyim de olsun o zaman şu şeyi de alacağım diyerek ertelenen hayalleri, bazen dini ritüeller, bazen eşyalar, bazen soyut olgular olarak karşımıza çıkan şeyleri akıcı, keyifli bir dille betimliyor. Nesnelere yüklenen derin anlamlar ile hayatını akışa bırakanların farklılıkları ile örüntülenen okurken sevdiğim bir kitaptı. Tavsiye ederim.
georges perec'in insana hayatın her yanını sorgulatan muhteşem kısa romanı.
georges perec ile normal şartlarda karşılaşmazdım bile sanırım çünkü seveceğim bir tarzı olduğunu düşünmezdim. fakat katıldığım bir kitap kulübünde okuma listesine girince okumak zorunda kaldım ve iyi ki okumuşum. iyi ki listeye eklenmiş.
nereden başlayayım bilmiyorum, bir kitabı çok sevdiğim zaman böyle inceleme / yorum yapmakta çok zorlanıyorum çünkü ne desem yetersiz olacakmış gibi.
jerome ve sylvie isimli genç bir çiftin yaşam tarzı, felsefesi anlatılmış. "şeyler"e verdikleri değerler irdelenmiş. kaçınılmaz olan son anlatılmış.
peki ben neden bu kadar çok sevdim bu kitabı? çünkü maalesef kendimi gördüm. 20'li yaşların ortasındayım. kitabın karakterleri kadar yoğun olmasa da çok benzer hayaller peşindeyim. bu hayaller için ne yapıyorum peki? hiç. böyle devam edersem jerome ve sylvie'den hiçbir farkım da kalmayacak. insan içten içe bunu biliyor zaten ama bu kadar keskin bir şekilde yüzünüze vurulunca anlıyorsunuz. yazar her şeyi çok güzel anlatmış. üslubu çok açık ve akıcı diyemem zira kitaba ismini veren "şeyler"i uzun uzun betimliyor her fırsatta. fakat bu sıkıcı olduğu anlamına asla gelmiyor. ben gerçekten her manada çok keyif aldım bu kitaptan.
şeyler -georges perec
perec'in ''kayboluş'' adlı e harfi eksik marjinal kitabından sonra ''şeyler'' kitabında da bir şeyler eksik kalmış gibi bu kitabında da diyalog yok sadece monolog bir anlatı var jerome ve sylvie hayalleri ve şeylere olan tutkusu var zengin olma hevesi sahip olma tutkusu pişmanlıklar sevinçler savaşlar hırslar var yaşama isteğinden başka bir şey duymayan insanlar var insanların tasarıları var
farklı bir kitap betimlemelerle dolu yer yer sıkıcı olan ama farklı olduğu için okunması gereken bir kitap olmuş
112 syf.
8/10 puan verdi
Perec'in okuduğum ilk kitabı. Kitap betimlemelerle okuru hemen içine çekiyor. Betimlemeler öyle güçlü ki, başlangıçta Jerome ve Sylvie'nin evinin içinde oturuyor okur adeta, evdeki nemi hissediyor.
Kitap roman fakat değişik bir anlatıma sahip. İki gencin Cezayir Savaşı sırasında 60'lı yıllarda Paris'te başlayan ve Sefakis'e uzanan hikâyesinde, o dönemin Fransız toplumuna da ışık tutuluyor. Okurken hayata karşı tutumlarını, kurdukları hayalleri, düşüncelerini öğreniyoruz. Dünyadan uzaklaştıklarını, hep aynı şeyleri yaptıklarını fark etmeleri ve hayattan aldıkları tadın azalmasını dönemimizle bağdaştırdığımdan karakterlerle ve kitapla derin bir bağ kurdum. Kısa ama etkili, hoş bir kitap, tadı damağımda kaldı dediğim cinsten.
İlksöz: Esas hayat şimdi başlıyor.
1960 Fransa'sı, üniversitelerini yarım bırakıp çalışmaya karar veren Jerome ve Sylvie'nin tek düşüncesi kanlarında olmasa bile bir asilzade hayatı yaşayabilmek, bunun içinde olabildiğince zengin olmaktı. İyi bir muhitte geniş bir ev, değerli antika eşyalarla dolu odalar, duvarlarda asılı değerli tablolar, kültür
Çeviri iyiydi. Bölümlerin sıklığı okuma sürecinde kolaylık sağlıyor . Dışardan biri yani üçüncü tekil kişi ağzıyla yazılmış bir roman. Genelde roman ana karakterinin anlattığı, birinci tekil kişi ağzıyla yazılan kitapları severim bana daha akıcı geldiği için. Üçüncü tekil kişi ağzıyla yazılan kitaplarda genelde betimlemeler çok oluyor ve bazen de uzun oluyor. Bu da her okurun sevdiği bir tarz değil işimden edindiğim tecrübeye dayanarak ve kendimden de bilerek söylüyorum. Konusu ise; Jerome ve Sylvie nin merkezinde ilerliyor. Hayallerindeki yaşam tarzı ve düzeninin gerçekle pek de öyle yakından ilgisinin olmadığını anlata, bir yerde hayatın ta kendisini anlatan bir metin. Geçmiş günlerde, geleceğe dair kurulan hayaller ve gelecek de bir gün ne zaman gelecek umuduyla yaşayan, hayallerinin suyla arasında öyle kayda değer bir mesafesi olmayan insanlardan ikisi işte Jerome ve Sylvie. Zaman kaybı değildi benim için, zaten Perec için kötü de denmez hani...
Çok para kazanıp çok güzel bir yaşam sürmek, ama bunun için tüm yaşantından vazgeçip deli gibi hatta köpek gibi çalışmak lazım. Ama bu sefer de çok güzel ve rahat yaşayacağım diye yaşamımın tüm zamanını heba etmem gerek. O halde günün ve anın tadını çıkarmaya bakıp yaşamımı keyifle sürdürmeliyim. Ama bunun için de kaçınılmaz olarak para kazanmam
🖋 1936’da Paris’te doğan yazar, 1965’te “Şeyler” adlı kitabıyla Renaudot ödülünü kazanmış. Kitaplarının hemen hepsinin belli bir otobiyografik damga taşıdığını söylemiş. Yazarlık tutkusunun, çağının tüm edebiyatını katetmek olduğunu, ama bunu kendi ayak izlerinin üzerinden yeniden geçerek değil, sürekli hareket halinde, sürekli yürüyerek yapmak istemiş. Kendine kaynak olarak; Flaubert, Kafka, Joyce, Jules Verne, Queneau, Leiris’i göstermiş.
🖋Kitap, Jerome ve Sylvie çiftinin özgürlüklerinden hiç ödün vermeden her şeye sahip olma arzularından ve düşlerinden bahsetmiş. Günümüzde de olduğu gibi kapitalist bir sistemde elbette bu mümkün değildir. Kitap bize dünyayı ve dünyadaki nesnelerin birey ve toplum üzerindeki etkisini, yaşam mücadelemizi ve bitmek bilmeyen arzularımızı anlatmakla kalmamış ve ayrı zamanda bunları sorgulamamızı sağlamış. Sadece hayal dünyasında maddesel boyutta umutlarla yaşayanlar her zaman üzülmüştür. Bunu yaşadığımız hayatlarda görmek mümkün. Kitabı okumanızı tavsiye ediyorum. Sevgiyle kalın
Kitap iki bölümden oluşuyor. Ve bu kitap George Perec'in ilk kitabı ve ödül almış.
İlk bölümde harika bir yer betimleniyor. Uzun bir koridor güzel bir odaya çıkıyor. Odada kocaman bir yatak var. Raflarla dolu kitaplar var. Orada olmak istiyorsunuz. Eşyalar size güzel gelmeye başlıyor. İstediğimiz gibi bir hayat. Okudukça Jerome ve
Hiçbir şey yapmamak için her şeyi yapanlardan mısınız?
Şeyler...
Bahçeli evler, otomobiller, çini vazolar, antika eşyalar, deri koltuk takımları, ipek eşarplar, pahalı seyahatler, sinema biletleri, pikaplar ve geriye kalan her şey...
Hepsinden ve hiçbirinden biraz var hayatımızda... Tanımlamak çok zor onları, hayatımızın neresine koymak gerektiğini kestirmek güç ya da verdigimiz kararların
Jerome ve Sylvie
Fena bir kitap değildi. Özellikle sonlara doğru daha da güzelleşti benim için. Kitabın başları sanki bir sözlük gibiydi ama özellikle Tunus'ta geçen günlerin anlatıldığı bölüm zevkliydi.
Öyle efsane bir kitap değil, boş bir zamanda okunabilir.
Georges perec'in okuduğum ilk kitabı..
O kadar akici bir dili var ilk sayfadan itibaren adeta kayıyor sözcükler...
Kitabın ismiyle başlanacak olursa bu kadar yerinde bir isim olamazdı. "Şeyler" diyor, eşya, yahut da eşyalar demiyor. Şey diyor.. her şeyin hayatta bir şey olduğunu kapitalizm açısından güzel değerlendirmiş. Yıllar geçmiş ve toplumda tüketim adına hicbir şey değişmemiş. İnsanların karnını doyurmaktan ruhlarını doyurmalarina zaman kalmayışınin en iyi göstergesi romandaki jerome ve sylvie üzerinden açıkça verilmiştir.. hepimiz günden güne birer jerome ve sylvie oluyoruz..
'60' lı yılların bir hikayesi' ibaresi vardır kitabın isminde. Büyük bir yanılma. Georges Perec zamanı belirsiz, 1965 yılında dönemsiz bir kitap yazmış ve günümüze bırakmıştır.
Şu anda hepimizin yaşadıkları; sıkıştırılmış, tekrar edilen hayat döngülerini, kitaptaki çiftimiz Jerome ve Sylvie' yi okurken daha da iyi anlıyoruz.
Zenginlik, arzu ve
Jerome ve Sylvie' nin dünyalarını, bir pencereden bakar gibi -Georges Perec'in dili sayesinde- izliyoruz. Bu dünyada elde edebileceginden fazlasını istemek sanki bir kural. Ki Georges Perec bu dünya için; "modern dünyanın 'şeyler'i ile mutluluk arasında kaçınılmaz bir bağ var" diyor. Bizde Jerome ve Sylvie' nin, mutluluğu arayışlarına, sahip olma coşkularına, zengin olma arzularina, sabırsızlıklarına, 'gerçekleşemeyecek dev düşlerine' eşlik ediyoruz.