"Bu yerlerde trenler doğudan batıya, batıdan doğuya gider gelir... Gider gelirdi..."
400 sayfalık kitap sadece tek bir günde geçen vakti anlatıyor. Fakat o tek gün hikaye içerisindeki kahramanların anılarıyla uzun zaman dilimlerine ayrılıyor.
Kısacası şöyle diyebiliriz; bir gün içerisinde geçen o vakit yüz yılları göğsüne
Ölümden bahsettin bana:
Bir servi, bir avuç toprak
Ve bir mezar taşından.
Seninle
Yokluğu aşmayı,
Allah'a yaklaşmayı düşündüm de
Gül bahçesine döndü gözümde kabristan.
......
Bu coğrafya gül bahçesiydi
Dağları gülistan…
Şimdi kan deryası dağ tepesi
Sokakları kabristan
Yurdum kırık kalpler ülkesi
Demem o ki Dilîstan…
Telaffuzu bile yasak şimdi
Yasak bölge Kürdistan…
- Azad Penaber
Ah bu vatanda her şehide bir taş dikilseydi, memleketimiz baştan başa bir kabristan kesilirdi ve bu türbelerin kandilleri için göğün yıldızları kâfi gelmezdi.
Heyecanla beklediğimiz Kurban Bayramı’na sayılı günler kaldı. Üzerine vacip olanlar Kurbanlarını kesecek/kestirecek, çocuklar harçlık için hâne hâne dolaşacak, Bayram namazı kılınacak ve hânesine et girmeyenlerin kursağı bayram edecek. Peki; ecdadımız Osmanlı zamanında Kurban Bayramı nasıl ifa edilirdi?
Osmanlıda Bayram öncesi