Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
_Aklı başındalık, düşünüp-taşınıp, tartıp, tercih etmeye yönelik bir erdemdir ve bir anlamda pek çok erdemin ustasıdır. Bu bağlamda basiret ve zeka gibi yine ruhun bu kısmına ait erdemler, aklı başındalığın kalfası, ruhun diğer kısmındaki karakter erdemleri ise çırağı konumundadır. Öte yandan erdemlere yönelik doğal eğilimin söz konusu olduğu
_Hermetizm, Hermes’in öğretisidir. _Hermes; Antik Mısır'da Thoth, Hristiyanlarda Nuh’un büyükbabası Enok, Yahudilerde Hanok, Zerdüşlükde Huşeng, Antik Yunanda Hermes ve İslamiyette İdris olarak söz edilmektedir. _Yunanlar, Hermes için hem kral, hem rahip hem de peygamber olması sebebiyle, üç kere kutsanmış anlamında Trismegistus
Reklam
_Rüyamda bir kelebek olduğumu mu gördüm, yoksa şu an insan olduğumu düşleyen bir kelebek miyim, bilmiyorum. Chuang Tzu _Mükemmel bir insanın zihni ayna gibidir. Hiçbir şeyi kavramaz ve hiçbir şeyi ummaz. Böylece mükemmel insan hayatın içinde hiçbir çaba harcamadan hareket eder. ****** _Kalpteki incelik sevgi yaratır; sözlerdeki incelik güven
PSİKİK SALDIRININ TEMELLERİ: BÖLÜM I
Love-philtres Psişik baskılar Congressus subtilis Kabalistlerden Lilith “Muadiller” Tanrı'nın oğulları ve erkeklerin kızları Bir ilişkide astral projeksiyon vakası Meraklı ikame vakası Peri çiftleşmeleri Seks kongresinin eterik yönü Incubi ve succubi Bay'ın büyülü deneyleri X: (a) evli olmayan kız; (b) evli bir kadınla Doğal olmayan
Şii, Sünni, Müslüman, Hristiyan..
Mısır’ın hemen hemen bütün Müslümanları gibi Sünni olan Nâsır, İskenderiye'ye yerleşmiş İranlı bir tüccarın kızıyla evlenmişti. Nâsır'ın eşi, genç kızlık adıyla Tahia Kazem, Şiiydi, ama o dönemde ne reisin hayranları nede hasımları için bu bir sorundu. İslam'ın iki ana kolu arasındaki kadim kavga artık geçmişte kalmış gibi görünüyordu. Gençliğimin Lübnanı'nda da Şiiler ile Sünniler arasi evliliklere çok sık rastlanıyordu. Hatta Müslümanlar ile Hıristiyanlar arasındaki evlilikler de çoğalıyordu. Kuşkusuz bu tür birliktelikler çeşitli çevrelerde çekinceyle karşılanmaya devam ediyordu ama giderek artan sayıda aile hareket halindeki dünyanın olağan bir gelişimi olarak bunları surat asmadan kabulleniyordu. Bir gün beni görmeye gelen Müslüman yüksek burjuvazisinden bir hanımı hâlâ hatırlarım. Henüz yirmi beş yaşındaydım ama herhalde ona yaşlı bir bilge gibi görünmüştüm. Kızı arkadaşlarımdan biriyle, Hıristiyan bir öğretim görevlisiyle çıkıyordu ve evlenmeye karar vermişlerdi. Kadın, “Yaptığım pek alışılmış bir şey değil, biliyorum” demişti: “Sizden tek istediğim, tamamen aramızda kalmak üzere, bu genci ciddi bulup bulmadığınızı ve sizce kızımı mutlu edip edemeyeceğini bana söylemeniz. Tek kızımızı başka dinden birine vermek bizim için kolay değil, bu olay gerginliklere yol açacak ve bu gencin buna değeceğinden, bu adımı attığım için yarın pişmanlık duymayacağımdan emin olmak istiyorum.” demişti.
Yükseliş Önderi Bir Aydın: Snelman Daha Çar I. Alexandr’in sağlığında Fin kültürünü yükseltmek isteyenlerin başına Snelman adında biri geçmişti. Bu nedenle bu kişinin hayatı ve çalışmaları hakkında biraz bilgi vermekte yarar var: Johan Wilhelm Snelman, 12 Mayıs 1806’da, Stockholm’da dünyaya gelmiş ve 4 Temmuz 1881’de Danskarby’de vefat