Yaklaşık iki bin yıl önce, dokuz yüz isyancı ve ailelerinden oluşan bir grup Yahudi, Yahuda çölündeki bir dağ olan Masada'da Roma ordularına karşı direnir.
Bu hikaye de, Yahudilerin Roma Lejyonu’na boyun eğmek yerine toplu intihar ettikleri gecede, iki kadın ve beş çocuğun katliamdan kurtulduğunu bildiren kuşatma hakkındaki tek hikayeyi yazan Antik tarihçi Josephus'tan ilham alınmış.
Hoffman, “büyülü gerçekçilik” ile bezediği bu trajik ve ikonik hikayeyi her biri Masada'ya farklı bir yoldan gelen olağanüstü derecede cesur, becerikli ve tutkulu dört kadın üzerinden dillendiriyor.
Yael
Annesi onu doğururken öldü ve uzman bir suikastçı olan babası, bu ölüm için onu asla affetmedi.
Revka
Kızının Romalı askerler tarafından öldürülmesini izledi, yaralı bir anne. Tanık olduklarından sonra dilsiz kalan genç torunlarını Masada'ya getirdi.
Aziza
Bir savaşçının kızı, üstelik erkek çocuğu gibi yetiştirildiği için en yakınlarından bile gizlediği bir yaşamı var
Shirah
İskenderiye'de doğdu, kadim büyü ve tıbbın yollarından geçen güzeller güzeli bilge, esrarengiz bir içgörü sahibi #moabcadısı
Kitabın ilk sayfasında çok anlamlı bir söz vardı, kitabın tüm omurgasını yüklenen …
“Yüküm yükün, yükün yüküm olsun.”