90’lı yılların Tarihselcileri, 2000’li yıllardan sonra Din ve Diyanet ile alakalı kurumlarda üst düzey yöneticiler oldular. Tarihselcilik belli alanlarda kuvveden fiile taşındı. 2012 yılında Diyanet’e bağlı 29 Mayıs Üniversitesi’nin bir kurumu olarak Kuramer açıldı. Kuramer, Tarihselciliğin adeta AR-GE’si gibi çalıştı. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 2014 yılında neşrettiği, “Kur’an Yolu Meâli” adlı eserde, “Cilbâb Ayeti”nin (Ahzâb, 59) izahı yapılırken düşülen şu not, Tarihselciliğin Din ve Diyanet ile alakalı müesseselerde kat ettiği mesafeyi göstermesi açısından önemlidir: “Ahzab Suresi’nden sonra inen Nûr Suresi’ndeki örtünme, devamlı ve iffeti korumaya yönelik bir farzdır. Burada emredilen cilbab(belli bir dış giysi) cariye ile hür kadınları birbirinden ayırarak asayişi korumayı ve tacizi önlemeyi hedefleyen geçici bir tedbirdir. Toplum içinde cariye kalmayınca veya başka tedbirler alma imkânı hâsıl olunca dışarı çıkarken, usûlüne göre tesettür (kapanması gereken yerlerin örtünmesi) yanında bir de, hür kadın alameti olarak cilbâb vb. elbiseler giymek gerekli olmaktan çıkmıştır.”. Nûr Suresi’nin 31. ayet-i kerimesinin farklı izahlarının olduğu ehline malumdur. Buna göre Nur Suresi’ndeki ayet, baş örtüsüne tahsis edilirse, Tarihselci yoruma göre asayişin sağlandığı hallerde bir kadın pekala şortla dolaşabilir ve bu da nasslara -haşa- aykırı olmaz.