Kocaları tarafından öldürülen kadınların ortak "suçları" sürekli dayak yedikleri, hakarete uğradıkları kocalarından boşanmak istemeleridir. Kadının bu isteği şüphesiz ki suç değildir. Diyelim ki kadın suçlu, kocasına hareket etti. Bu durumda kadının öldürülmesindeki sorumlu kadın mı?
Bu kadının sevgisini göstermesinin tek yolu vardı. Sonrada keşfettim ki bizim buralardaki anaların hepsinin yolu aynıymış. Bu kadın seni yemekleriyle severdi. En sevdiğin yemeği yapar, peşinden diğer yemeklerini getirirdi. Daha yeni yaptığı bazlamayı ve böreği, tatlıları eline tutuşturuverirdi.
Hayatlarını mutfağa adayan kadınlar neslindendi o. Böyle kadınlar bayramları ve düğünleri aşk ziyafeti gibi yaşarlardı. Bu ziyafetlerde çoşkun kadınlıklarını ve şefkatlerini, ifadesini sadece yemekte bulan gizli bir sevgi açlığıyla bağışlarlardı.
Her gun bir çok sofra kurarlardı, terasa yemek için birçok kez oturulurdu. Sonra gece olunca uyumaya giderlerdi; asırlardır onlara miras kalan duygusal açlıkkimsenin dikkatini çekmezdi.Bu gerçeği çok yakın bir zaman önce fark etmiştim; hazır yiyeceklerle yaşayan ve tek ziyafeti bedeni olan bir kadını -muhtemelen o kadınlara vefamdan- sevemeyeceğimi anladığım gün.
Tecavüz suçunu düşünün. Tecavüz tasviri pek çok erkeği tahrik eder, özellikle de kadın hem karşı koyuyor hem de bundan zevk alıyormuş gibi resmedilirse. Çoğu Amerikalı lise ve üniversite öğrencisi, kadın kışkırtıcı davranışlar sergiliyorsa erkeğin onu sekse zorladığı için suçlanamayacağını düşünmektedir. Amerikan kolej erkeklerinin üçte birinden fazlası eğer yakalanmadan kaçabilecekleri bir durum varsa tecavüze eğilim göstermektedir. Eğer tecavüz yerine güç kelimesi kullanılırsa eğilimleri daha da artıyor. Amerikalı bir kadının hayatı boyunca tecavüze uğrama riski en az yedide birdir. Kurbanların üçte ikisi erken yaşlarda tecavüze uğramaktadır. Belki diğer ülkelerde erkekler Amerikan erkekleri kadar tecavüze eğilim göstermiyordur ve belki de testosteron seviyesi düşmüş, olgun erkekler tecavüze yeni yetmeler kadar eğilimli değildir. Ama erkeklerin tecavüz eğilimlerinin biyolojik kalıbına dayanmadığını söylemek oldukça zordur.
Versilov, kendi yöntemiyle ustaca, hem de itiraz kabul etmeyecek bir şekilde Katherina Nikolayevna’nın kendisine tutkun olduğunu, ne zamandan beri peşini bırakmadığını, çoktan beri de kıskançlığıyla işkence ettiğini, dolap çevirdiğini, aşk ilan ettiğini, şimdi de başkasını sevdiği için kendisini yakmaya hazır olduğunu genç kıza söyleyerek bunları aşılamış bile. Burada hepsinden çirkin olan taraf şu ki: Versilov kızın babasına, yani “hain” kadının kocasına bunu “çıtlatmış”. Prensin sadece bir eğlenceden başka bir şey olmadığını anlatmış. Doğal olarak evde aile arasında bir cehennem hayatıdır başlamış.
Tuhaf bir ayrıntı dikkatimi çekti. Kadının bakışı teraziye doğru çevrili, ama sahneye iyice bakılacak olursa terazinin kefeleri üstünde hiçbir şey olmadığı fark ediliyor, Rebecca'nın da böyle neye baktığı anlaşılmıyor.