.... Kadınlar AKP’ye mecbur mu? AKP’yi iktidara taşıyan seçmenlerin özellikleri hemen hemen tüm araştırma şirketleri tarafından incelendi, incelenmeye de devam ediyor. Herkes benimsediği politik çerçeveden bir gerekçe bulmaya çalışıyor: Nasıl oluyor da AKP hâlâ iktidarda? İktidar yarattığı bunca yıkım, bunca krizin ardından ayakta kalmayı nasıl
216 syf.
10/10 puan verdi
·
34 saatte okudu
***2023 ve hâlâ din ve siyaset, halkın kolayca aldatılabileceği araçlar olarak kullanılıyor*** Halide Edip Adıvar'ın "Vurun Kahpeye" romanı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarında yaşanan toplumsal ve siyasal değişimlerin, sancıların ve çatışmaların merkezinde yer alan bir eserdir. Romanın ana karakteri Asiye, toplumsal
Vurun Kahpeye
Vurun KahpeyeHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 201910,7bin okunma
Reklam
222 syf.
·
Puan vermedi
KUYUCAKLI YUSUF ROMANI ÜZERİNDEN BOZUK TOPLUM TEMASI ÜZERİNE BİR İNCELEME
Kuyucaklı Yusuf 1903 senesi sonbaharında ve yağmurlu bir gecede Aydın’ın Nazilli ilçesinde Kuyucaklı köyünde başlayıp Balıkesir’in Edremit kasabasında kötü bir olayla sona ermiştir. Romanın çok geniş konuları vardır ve dönemini eleştirebilen çok cesur bir romandır. Roman Kuyucaklı köyünde bir karı kocanın öldürülmesi ile başlar. Olay erkek
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021176,1bin okunma
İsveç ve Rusya, Avrupa'nın kadınlara oy hakkı veren ilk ülkeleri olarak parlamentolarında en yüksek kadın temsilci seçmeyi başarmış iki öncü ülkeydi. Bu ülkelerin ulusal inşa süreçlerinde belirleyici olmuş sol ve liberal örgütlerde erkeklerle birlikte örgütlenen kadınların ulusal söylemlerin oluşumuna aktif olarak katılabildiğini görüyoruz. Rusya'da, Sovyet Devrimi aynı zamanda önemli bir kadın özgürlük hareketi ile birlikte yaşanmıştı. Bu ülkeleri başlangıçtan itibaren ev işlerini kamulaştıran devletler olarak adlandırabiliriz. Çünkü başından itibaren çocuk bakımı kamusal bir sorumluluk olarak kabul edilerek cinsler arasında eşitlik ve eşdeğerlik kamu politikalarını şekillendiren önemli ilke haline geldi. Finlandiya başından itibaren kadın haklarını devlet eliyle uygulamaya geçen devlet feminizmine örnek bir devlet olarak yapılandı. Modern bir ulus-devlet olarak kuruluşunda kadın örgütleri, kendilerine feminist demeden ve "erkek egemenliğine karşı mücadele ediyorum" diyen bir siyasal iddia ileri sürmeden yer alabildi. Kadınların yaşadığı sorunları görmeyi yeni ve modern devlet olmanın bir gereği sayan, devlet politikaları eliyle cinslere eşit hak ve destek veren kamu politikalarının oluşumu başından itibaren kadın örgütlerinin işin içinde olması ile gerçekleşti.
Sayfa 70 - İletişim Yayıncılık 1. Baskı: 2012
ABİDİN NESİMİ 1911’de Bingöl'ün Kiğı ilçesinde doğdu. İlkokulu Mercan Sultanisinde, Orta ve Liseyi İstanbul Erkek Lisesinde okudu, Yüksek Öğrenimini İTÜ’nün (o zamanki adıyla Yüksek Mühendis Mektebi) Su Şubesinde yaptı. 1937-1949 yıllarında serbest çalıştı, 1949‘da Bayındırlık Bakanlığı hizmetine giren Abidin Nesimi evli ve 3 çocuk
353 syf.
·
Puan vermedi
İngiliz Dili ve Edebiyatı profesörü olan 1915 doğumlu Mina Urgan, tarihin pek çok önemli olayına tanık olmuş güçlü, karakterli, kendini tanımladığı şekliyle sıkı bir komünist. Yaşadığı hayata, özellikle gençlik dönemlerine bayıldım. Teknolojinin insan ilişkilerini henüz sabote etmediği , görüşmelerin ve buluşmaların sosyal medyada paylaşım konusu olması için organize edilmediği yıllarda, İstanbul'da geçirdiği dolu dolu yıllara ait anılarını anlatıyor yazar. Haliarnas Balıkçısı, Sait Faik, Orhan Veli, Ahmet Haşim, Yakup Kadri Yahya Kemal, Aziz Nesin, Necip Fazıl, Nazım Hikmet gibi edebiyatın seçkin isimleriyle olan anılar ve anektodlar çok güzeldi. Son bölüm olan "Siyasal" bölümünde, yakın siyaset tarihinde önemli bazı olayları içinde bulunmuş kişi olarak birinci ağızdan anlatıyor. Kitap boyunca fikrini beyan ettiği bir çok konuda kendisiyle aynı görüşlere sahip olduğumu farkettim. Ayakları yere sağlam basmış, 80 yaşında dahi savunduğu şeylerden ve bu uğurda çabalamaktan vazgeçmemiş kültürlü bir kadın. Hayran olduğum bir profili temsil ediyormuş kendisi öğrenmiş oldum Kendini öldürmek kolaydır. Anlık bir cesaret meselesidir sadece. Asıl zor olan yaşamaktır. Bunca felaket arasında, fazla rezil olmadan yaşamak gücünü bulmaktır asıl zor olan. Vatanseverlik, efendim, bir namussuzun son sığınağıdır. Gerçekten de bu namussuz herfiler ve kadınların namussuzluğu arttıkça, vatanseverlikleri de o derece artar.
Bir Dinozorun Anıları
Bir Dinozorun AnılarıMina Urgan · Yapı Kredi Yayınları · 202211,5bin okunma
Reklam
63 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.