İsveç ve Rusya, Avrupa'nın kadınlara oy hakkı veren ilk ülkeleri olarak parlamentolarında en yüksek kadın temsilci seçmeyi başarmış iki öncü ülkeydi. Bu ülkelerin ulusal inşa süreçlerinde belirleyici olmuş sol ve liberal örgütlerde erkeklerle birlikte örgütlenen kadınların ulusal söylemlerin oluşumuna aktif olarak katılabildiğini görüyoruz. Rusya'da, Sovyet Devrimi aynı zamanda önemli bir kadın özgürlük hareketi ile birlikte yaşanmıştı. Bu ülkeleri başlangıçtan itibaren ev işlerini kamulaştıran devletler olarak adlandırabiliriz. Çünkü başından itibaren çocuk bakımı kamusal bir sorumluluk olarak kabul edilerek cinsler arasında eşitlik ve eşdeğerlik kamu politikalarını şekillendiren önemli ilke haline geldi. Finlandiya başından itibaren kadın haklarını devlet eliyle uygulamaya geçen devlet feminizmine örnek bir devlet olarak yapılandı. Modern bir ulus-devlet olarak kuruluşunda kadın örgütleri, kendilerine feminist demeden ve "erkek egemenliğine karşı mücadele ediyorum" diyen bir siyasal iddia ileri sürmeden yer alabildi. Kadınların yaşadığı sorunları görmeyi yeni ve modern devlet olmanın bir gereği sayan, devlet politikaları eliyle cinslere eşit hak ve destek veren kamu politikalarının oluşumu başından itibaren kadın örgütlerinin işin içinde olması ile gerçekleşti.
Sayfa 70 - İletişim Yayıncılık 1. Baskı: 2012