Niçin kahve içeriz? Hiç düşündün mü, Nuri Usta? Tadı için, desen, değil. Tadı için kahve içeceğine limonata iç...Kokusu için mi? O da değil. Turunç şerbetinin yanında bu bulaşık suyunun kokusu nedir ki?.. Sinirleri tembih edermiş. Laf!.. Rakı ne güne duruyor?.. Hazımmış. Palavra... Yemeklerden sonra elma ye!.. Öyleyse niçin şu meredi içeriz?...alışkanlık denen nesneyi bilir misin, Nuri Usta? Bilir misin ki insanoğlunun hem en büyük kuvveti hem en büyük kepazeliği bu alışkanlık denen nesnedir!..
Bir fincan kahve; loş bir odada, yarı kapalı gözlerle içilen, kokusu içe işleyen bir sigara... Hayattan bu gerçeklikten başka talebim yoktur, bir de düşlerimden.. Az mı bu? Bilmiyorum. Hem az nedir, çok nedir, onu biliyor muyum?
Bir fincan kahve; loş bir odada, yarı kapalı gözlerle içilen, kokusu içe işleyen bir sigara...
Hayattan bu gerçeklikten başka talebim yoktur, bir de düşlerimden...
Ne çıkar siz bizi anlamasanız da
Evet, siz bizi anlamasanız da ne çıkar
Eh, yani ne çıkar siz bizi anlamasanız da.
Hiçbir şey! Kadınlar geçtiği o kadın kokusu anlarında
Yıkanmış, mayhoş ve taranmış duygularıyla
Dönüşür içimizde az menekşe, bir sarmaşık
Menekşe, hadi neyse, mor deriz sarmaşıklara
Mor deriz, mor bilinir çünkü, bir yandan güneşler