Kitabı okudum ve her okuduğum kitap sonrası olduğu gibi sıra geldi düşünmeye ve kitap üzerine bir şeyler karalamaya; kendi zihnimdeki, insan, insan psikolojisi ve toplum kavramlarını irdeleyerek naçizane fikirlerimi belirtmek isterim. Öyle ki zihnimin içi birbiri arası tezat oluşturan düşüncelerle, ayrışmalarla ve çelişkilerle dolu. Tam bir
2015, 303
2016, 328
2017, 409
2018, 440
2020, 271
2021, 280
2022, 334 kadın cinayete kurban gitti..
kadına şiddetten, sadece fiziksel şiddet anlaşılmamalıdır. fiziksel şiddetin yanında psikolojik şiddet, taciz bunlar da kadına karşı şiddetin bir başka tezahürüdür. ülkemizde çoğu kadın; erkek baskısı ve şiddeti yüzünden kendi kararlarını bile
Bazen gitmek istersin
Tek başına kalmak
Her şeyden uzak olmak
Bir deniz kenarında oturmak
Denizin dalgaların sesinde huzur bulmak
Bir süreliğinede olsa her şeyi unutmak
Bazen gitmek istersin
Yalnızlığa doğru sessizce
Yüreğindeki yangını bitirircesine
Gözyaşlarını gizlercesine
Hayalini bile görmezden gelircesine
Unuttum işte unuttum
“Sana yazdım. Bunu sen oku.
Kötüler geride kalsın ve sen,
Yaşadığımız güzel günleri hiç unutma..”
(s. 14)
Kitaplarını çok sevdiğim, çok yönlü yazar
İclal Aydın’ı tanımayan yoktur. Fakat kendi yaşamını anlattığı bu kitap ile onu daha yakından tanıdım.
Ankara’da dünyaya gelen yazar, 12 Eylül davalarından dolayı babasının evden ayrılmasıyla zor bir
Gelelim Fuzûlînin Şikâyetnâmesi’nin hikâyesine... Fuzûlî, o tarihte Bağdat civarında yaşayan fakir bir şairdir. Kanuni'ye yazdığı bir mektupta geçim darlığı çektiğini bildir miş ve kendisine devlet hazinesinden makul bir maaş bağlanmasını istemiştir. Bunu dikkate alan padişah, Fuzûlîye, Bağdat'taki vakif gelirinin, masraflar çıktıktan sonra,
Hiç kendinle tanışmayı denedin mi?
Hiç kalbine ses verdin mi?
Bir kere de olsa kalbinin sesini dinle değil, kalbinle tanış diyorum. Çünkü herkes gider, o kalır ve sana asla küsmez.
Mektuplar...
Yeni neslin çok da aşina olmadığı, eski devirlerde yaşayan insanların telgraftan sonra, gelen tek haberleşme kaynağı. Özellikle sevgiliye yazılan mektuplar...
Söze dökülmekte zorlanılan hislerin, yazıya dökülmesiyle daha bir anlam kazanır. Özellikle de kullanılan yazım dili, etkin bir yazım dili ise. Boşuna dememiş atalarımız, "