Biz, bulgur yersek köylü; pirinç yersek şehirli olacağımızı zannederdik
Oysa; Şehir, medeniyeti temsil etmeliydi. Medeniyete de şekil ve madde ile değil ancak; akıl, kalp ve ruh olgunluğu ile ulaşabilirdik.
Medeniyeti ve şehirliliği bize hep hazırc
internette okuduğum birçok eleştirinin aksine kitabı çok beğendim. Betimlemeler benim için fazla değil. Kitapta betimlemeler benim için kitabı daha güzel hala getiriyor. Kısacası okuyun Tavsiye ederim.
El falı: onyedinci yüzyıldan sonra çingenelerin geliştirdikleri bir fal şekli. Kadınlar için sol, erkekler için sağ el.
1. Ev-koç-baş parmak: ihtiras cesaret
2. Ev-boğa-venüs tepesi: (baş parmak hizasından elin bilekte bitimine kadar): aşk, dostluk.
3. Ev-ikizler-venüs tepesi: aşk, dostluk
4. Ev-yengeç-ay tepesi: (venüs tepesinin karşısında,
Fena değil diyebileceğim bir casusluk romanı. John Smith, casusluktan emekli olmuş bir özel dedektiftir ve servisin başındaki adam olan Max ona bir teklifte bulunur. Rusya'ya gidip kendini yakalatacak ve bir takas işleminde kullanılacaktır. Bu iş için de on bin dolar alacaktır. Ancak takasta kullanılacak diğer ajan kalp sektesinden ölür ve işler karışır. Acaba John yakayı bu işten sıyırabilecek mi?
Susmak zor iş belli ki. Alemlerin Efendisi "Susan kurtulur" buyurmuşlar. Haydi dilinizi susturmayı başardınız diyelim, ya kalbin susması... Bir de kalp var. Marifet onu susturmakta.
"Bu ülkenin bütün ırklarını, tek ırk, tek kalp, tek insan haline getiren İslâmiyet olmuş. Biyolojik bir vahdet değil bu. Ne kanla ilgisi var, ne kafatasıyla. Vahdetlerin en büyüğü, en mukaddesi. İster siyah derili, ister sarı... İnananlar kardeştir. Aynı şeyleri sevmek, aynı şeyler için yaşamak ve ölmek. Türk’ü, Arap’ı, Arnavut’u düğüne koşar gibi gazaya koşturan bir inanç; gazaya, yani irşâda. Altı yüzyıl beraber ağlayıp, beraber gülmek. Sonra bu muhteşem rüyayı korkunç bir kâbusa kalbeden meşûm bir salgın: maddecilik. Tarihin dışına çıkan Anadolu, tarihin ve hayatın. Heyhat, bu çöküşte kıyametlerin ihtişamı da yok, şiirsiz ve şikayetsiz."