Öyle olur olmadık insanları kalp kafesine kilitleme. Kimse seni özgürlüğünden vazgeçecek kadar sevemez, sen bile...
Vücuttaki kan pıhtılaşıyor, bazı organlar yirmidört saat sonra çürümeye başlıyorlar ya; saçlar tırnaklar ölümden sonra daha bir süre uzamaya devam ediyorlar. Kalp durunca duygular düşünceler de kayboluyor mu, yoksa kılcal damarlarda kalan kan sayesinde belli belirsiz bir hayat sürüp gidiyor mu? Ölüm olayı aslında korkunç bir şey; ya öldüklerini
Reklam
" On üç yaşında bir kız nasıldır bilirsiniz, öyle değil mi? " Bu sözler üzerine salona öyle bir sessizlik çöküyor ki kendi kalp atışlarımı bile duyabiliyorum. Yargıç DeSalvo, on üç yaşındaki bir kızın nasıl olduğunu bilemez. Onun kızı on iki yaşındayken öldü...
Aşıkların ağaca çizdikleri kalp, attıkları çentik bile bizden daha kalıcı...
"Hala anlayamadınız değil mi? Önemli olan haklı ya da haksız olmak değil. Kavganın kazananı yoktur. Ya kaybedersiniz ya da daha çok kaybedersiniz. Önemli olan kalp kırmamak. Önemli olan yargılamadan, karşılıksız sevebilmek ve iyilik yapabilmek. Haklı bile olunsa özür dileyecek kadar asil olmak, bilge olmaktir. Egonuzu kontrol edemediğiniz sürece, o sizi kontrol etmeye devam edecek. Böyle olduğu sürece tüm dünya sizin bile olsa asla mutlu olamazsınız."
Hayat bir değişim ve dönüşüm yolculuğuydu.Aynı kalan ve değişmeyen hiçbir şey yoktu evrende... Her yeni solukta bile yenileniyordu insan. Her kalp atımında değişiyordu duygular. Bazen dargın hissediyordu insan dünyaya, her şeyle barışı veriyor,sevgiyle kucaklıyordu hayatı... Kalpler bu değişimi deneyimlemek için atıyordu sürekli... Değişmeyeceksek, büyümeyeceksek, başkalaşmayacaksak dünyanın bu denli mükemmel tasarlanmış olmasının başka bir amacı olamazdı ki...
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.