Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Mahşer değil, mah ve şer. Birbirinden farklı şeyler. Yeni bir dövme yaptırmak istiyorum, ikimizi temsil eden.” “Anlamı ne peki?” “Mah, ay demek. Gökteki kamer demek, güzellik demek... Sen demek.”
Onun cennette kasrı, Rasûlallah’ın ص kasrı beraberindedir. İkisinin meyânında olan münâsebet şems ve kamer münâsebeti gibidir. Yâ’ni kamer, şemse nice âyine ise İmâm-ı Ali dahî Rasûlallah’a öyle âyinedir
Reklam
bilen bilir, ay insanın kalbiyle ilgilidir. Güneş gözlerimizi kamaştırır ama ay esrarlı bir gecede yüreğimizi yerinden oynatır. "Kamer" suresi gelincedir ki inananın da inanmayanın da yüreği yerinden bir kere oynamıştır. İnananın kalbi, yerine iyice yerleşmek için sarsılmış, inanmayanın kalbiyse, yerine yenisi geçmek için.
17. Andolsun biz, Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan? (Kamer, 54/17)
Tevafuk edin haydi bakalım
Gel, şimdi teavün düsturuna bak! Güneş ve Kamer'den, gece ve gündüzden, kış ve yazdan, ta nebatatın hazine-i rahmetten erzakı alarak yüklenip, hayvanatın imdadına koşmalarına kadar, sonra hayvanatın da meselâ bal arısı ve ipekböceği gibi Rahman'ın hazinesinden balı ve ipeği alıp, insanlara ulaştırdıkları hizmetlerine kadar, sonra gıda zerrelerinin gıdaca muhtelif-ül cins olan meyvelerin imdadına ve yemek maddelerinin kemal-i intizam ve inayet ve hikmetle beden hüceyratının yardımına koşmalarına kadar; bütün bunlar nasıl güzel cereyan ediyor, gör! Mesnevî-i Nurîye(Bd.)
Sayfa 30
Reklam
Ey nefs-i emmarem! Sana tabi değilim. Sen istediğin şeye ibadet et ve istediğin şeyin peşine düş. Ben ancak ve ancak beni yaratıp şems ve kamer ve arzı bana musahhar eden Fâtır-ı Hakîm-i Zülcelal'e abd olurum. Mesnevi[Y] - 109
........ EY HABÎB
1 Nâzil olmuşdur Hudâdan sana fermân ey Habîb Bu yeter mahlûk içinde rif'at ü şân ey Habîb 2 Olalı der-gâh-ı bî-çûna mukarreb hem nedim Müftehirdür hizmetinle Peyk-i Yezdân ey Habîb 3 Senden istişfâ' içün zâr u recâda rûz u şeb Bende-i fermân-berindür cümle şahân ey Habîb 4 Zümre-i ehl-i dalâlin mûcib-i ilzâmına Kıssa-i şakku'l-kamer yetmez mi bürhân ey Habîb 5 Ümmet içre șer`iñe münkâd olup sâ'ir milel Dehșet-i emr-i lebinden cümle lerzân ey Habîb 6 Dili ebkem çeșm(i) a'mā guşları olsun âsam Kim getürmezse sana 'alemde îmân ey Habîb 7 Bu za'îf ü müflis ü bî-çâre Sıdkî n'eylesün Olmaz ise derdine bâbında dermân ey Habîb
Ayın yarılma mucizesi
(Kâinatın ölümünü haber veren) Kıyâmet yaklaştı ve (bir gece vakti Mekke’de) ay (ahir zaman peygamberinin bir mucizesi olarak müşriklerin gözleri önünde kısa bir süre için) ikiye yarıldı Kamer / 1
Kamer ( ay ) süresindeki mucize
Arapça harfler içinde “Ay’ın ‘hilal’ haline en fazla benzeyen harf hangisi?” dediğimizde bu harfin “ر” (re) olduğunu görüyoruz. Şimdi sıkı durun; Kamer sûresinin 55 âyetinin tamamının son harfi “ر” harfiyle bitiyor. Bu bir mucize... Bunun tesadüf olması imkânsız!
Reklam
İşte kâinatta cari olan teavün-ü umumî, seyyarattan ta zîhayatın a'zâ ve cihazat ve zerrat-ı bedeniyesine kadar kemal-i intizamla cereyan eden muvazene-i âmme ve muhafaza-i şâmile ve semavatın yaldızlı yüzünden ve zeminin zînetli yüzünden tâ çiçeklerin süslü yüzlerine kadar kalem gezdiren tezyin ve Kehkeşan'dan ve manzume-i şemsiyeden tâ mısır ve nar gibi meyvelere kadar hükmeden tanzim ve Güneş ve Kamer'den ve unsurlardan ve bulutlardan tâ bal arılarına kadar memuriyet veren tavzif gibi pek büyük hakikatların büyüklükleri nisbetindeki şehadetleri, kâinatın şehadetinin ikinci kanadını isbat ve teşkil ederler. Ayet-ül Kübra - 99
Kamer Suresi 50. Ayet
Vemâ emrunâ illâ vâhidetun kelemhin bilbasar(i) Olmasını istediğimiz şeyle ilgili emrimiz, başka değil, bir “Ol!” demektir; bir göz kırpması gibi hızlıdır.
İnsan olmak Kamer Ana, insan olmak. Her işin başı bu. Korkudur insanı alçaltan, insanlıktan çıkaran. Bunu bilirim, bunu söylerim."
“Andolsun ki biz, Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Hani düşünüp öğüt alan yok mu?” Kamer Suresi, 17
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.