Kitabın girişinde "Ölberg, Zeytindağı'nın Almancası! Cebelü'z-Zeytün Arapçası, Zeytindağı sadece kitabımın adı." diyor Falih Rıfkı ve ekliyor, "Zeytindağı'nda tarihin hakkını tarihe, Cemal Paşa'nın hakkını Cemal Paşaya verdim." Yazarın bu sözlerle ne anlatmak istediğini ancak kitabı okudukça fark ediyorsunuz.
Zeytindağı Kudüs'e yakın bir dağ. Bir zamanlar Osmanlı İmparatorluğunun yönetiminde bulunan yerlerden. Daha doğrusu yönettiğini sandığı yerlerden... Falih Rıfkı Atay, Kanal Harekatı sırasında 4. Ordu Komutanı Cemal Paşa'nın emir subayı olarak bu bölgede bulunmuş. Kitapta bu bölgeye ve gençliğine duyduğu özlemle bize Birinci Dünya Savaşı'nın ve imparatorluğu kaybedişimizin hikayesini anlatıyor. Gözlemleri, anıları, çözümleme ve yorumları hem geçmişe hem de günümüze ışık tutacak nitelikte. Kafkaslar, Balkanlar, Filistin, Mekke ve Medine, Suriye, Irak ve binlerce kilometrekare vatan toprağının bir bir elden çıktığı bir memlekette, vatanperver bir devlet adamı ya da subayın hissiyatı ancak bu kadar güzel tarif edilebilirdi.
Kitaptaki betimlemeler ve teşbihler, duru bir Türkçe kullanılmasına rağmen etkileyici bir şekilde yazılmış. Eser, Milli Eğitim Bakanlığının 100 Temel Eser listesinde zaten yer alıyor. Her Türk gencinin hem Türkçenin doğru ve etkili kullanımını görmesi hem de geçmişini bilmesi ve anlaması için okuması gereken bir kitap. Behçet Kemal Çağlar'ın da dediği gibi "Bu kitabı okumak adeta bir borçtur ve bir vazifedir."