Cavid Bey, cezaevinde bulunduğu dönem içinde eşi Aliyye Hanım’a her gün mektup yazmış ve yaşadıklarını anlatmıştı. Satırlarında kimi zaman hasret, kimi zaman da şikâyet vardı. 34’ncü mektubu oğlu Osman’a olan özlemini dile getiren satırlarla doluydu: “... Yemekleri yine hafif yiyorum. Dün peynirsiz bir makarna ile kuzu külbastı... Pek az. Osman’ın
"İşin kötüsü insan başkalarının tecrübelerinden faydalanamıyor. Hayat bu. Herkes kendi hatasından ders alır. Onun için de zarar yok. İnsan hata yapar, sonra da kendisini toplayarak yeniden başlar."
Kelimeler yalnızlıklarından şikayet edip başka kelimelerle çiftleşti ve o harflerden yeni Çocuklar doğdu.
Bazı harfler hava çok soğudu diyerek şapka istedi, bazısı başına konan şapkayı alıp ayaklarının altında ezdi,,
Bir kaç harf mızmızlanınca Diğerleri de hareketlendi.
kimi yanlış dizildiğini başka bir kelime de kullanılmak istediğini
BOHEMYA'DA SKANDAL
Sherlock Holmes'a göre o, 'O kadın'dı. Onun için başka bir ifade kullandığını pek duymadım. Holmes'un gözünde, cinsiyetinin bütün özelliklerini gösteren tam bir kadındı. Holmes'un Irene Adler'a karşı hissettiği kesinlikle sevgi değildi. Bütün duygular, özellikle de bu duygu, onun soğuk, mükemmeliyetçi ama hayranlık uyandıracak
BEKAR BİR ARİSTOKRAT
Bayan Storner’i muhakkak bir ölümden kurtardıktan sonra Baker Street’teki evimize döndük… Ertesi sabah aklıma, bir zaman yüksek sosyete dedikodu konusu olan Lord St. Simon’un evlenmesi olayı geldi. Bu evlenme ve neticesi, artık konuşulmuyordu. Unutulmuştu… Yeni yeni öyle rezaletler patlak vermişti ki, dört sene önceki bu
BEKAR BİR ARİSTOKRAT
Bayan Storner’i muhakkak bir ölümden kurtardıktan sonra Baker Street’teki evimize döndük… Ertesi sabah aklıma, bir zaman yüksek sosyete dedikodu konusu olan Lord St. Simon’un evlenmesi olayı geldi. Bu evlenme ve neticesi, artık konuşulmuyordu. Unutulmuştu… Yeni yeni öyle rezaletler patlak vermişti ki, dört sene önceki bu
“Uyandığımda sertleşmiştim, Güneş kasıklarımı yakıyordu. Kalktım ve yüzümü fıskiyede yıkadım. Hava hâlâ sıcak ve nemliydi. Asfalt pelte gibi olmuştu, sinekler insanı ısırıyorlardı, ortalık çöp kokuyordu. Etrafıma boş gözlerle bakarak el arabalarının arasında gezindim. Bütün bu süre zarfında inmek bilmeyen bir sertlik yaşıyordum, fakat aklımda