Medusa Yayınları Yalan Dolan isimli bu kitapla edebiyat dünyasına bomba gibi bir giriş yaptı. Bildiğim kadarıyla yayınevi yalnızca kadın yazarların kitaplarından oluşacak bir dizgiyle yayım hayatına devam edecek. İlk kitap olan Yalan Dolan da İtalyan yazar Veronica Raimo’ya ait. Okumaya başlamadan önce ne yazar ne de kitap hakkında bir fikrim
Ayrıca "suçlu psikolojisi" diye bir kavram da var. Tüm hayatımı vicdanım tarafından rahatsız edilerek yaşadım ama aynı zamanda vicdanım sadık bir yoldaş oldu - onunla kasvetimizde oynaşırken her zaman yanımda duran sadık bir eş gibi. Bir de "kirli çamaşırları olmak" diye bir deyim vardır. Benim için o çamaşırlar doğduğum anda kirliydiler ve ben büyüdükçe temizlenmek yerine daha pis ve iğrenç hale geldiler, ta ki her gece milyonlarca farklı cehennemin azabını çekecek kadar kokusu ağırlaşana dek.
Dostoyevski hiçbir zaman soylu sınıfın bir yazarı olmamıştır. Öyle lanse edilmiş ve bilinmiştir ama öyle olmamıştır. O köylüleri, insanları anlamaya çalışmış ve birey üzerine odaklanmış. Kitaplarını okuduğunuzda her türden insanın olduğunu görürsünüz. Bu kitabın bir yerinde hayatı sorgularken hapishaneye düştüğüne şükrettiğini bile görüyoruz
Homeostasis: Bedenin ideal düzeyde oksijene, asit derecesine, ısıya vb. ihtiyacını ifade eden, belki de zorlukla hatırlayabildiğiniz bu kavram, tüm bu değerlerin en uygun düzeyde ve işleyişte tutulduğu, optimum bir denge durumuna işaret eder. Bugün artık pek çok ilgili yayında beynin, homeostasis sağlamak üzere evrimleştiği vurgulanmaktadır. Bu kavram, zebra ya da aslan için yeterli olacak ilk tanımlamamızı da oluşturmamıza yardımcı olur: Stres faktörü. Stres faktörü, sizi homeostatik dengenizden fırlatıp çıkaracak dış dünyadaki her şey olabilir. Stres tepkisi ise tekrar homeostasise ulaşabilmek için bedeninizin yaptığı her şeydir.
Arkadaşlar son sistematik! Filozof(philosophos) yani Martin Heidegger de ölünce ortaya yeni bir kavram çıktı: Philosopher. Türkçe meali felsefeci. Türkçe'de çok saçma oluyor. Misal: bilgiyi arayancı, bilgiyi sevenci, bilgi peşinde koşancı... Bla bla bla. Bu şey demek siz Sophos olamazsın alın bununla oynayın.
Bir diğer eleştiri de Heidegger üzerinden gelecektir mutlaka... Aranızda "nasıl yani loo Popper var, Sartre var, Kuhn, Chomsky, Feyerabend... Bunlar yalı kazığı mı refere rororo?" falan filan gibi şeyler diyenler olacaktır. Arkadaşlar sistematik felsefe öyle 3-5 kitap ile ve bir felsefe akımına bağlı kalıp orada fikir ve sistem üretmek ile aynı şey değil.
Anlıyorum ki, bu karşılaştırma oyunu hep rekabetten kaynaklanıyor ve rekabet ise 19.yyda kapitalizmin topluma öğrettiği bir kavram, oysaki Darwin bile “Sayısız hayvan ve bitki topluluklarında, bireyler arası rekabetin ortadan kalktığını ve en uyumlu olan toplulukların, işbirliği yapan bilgi ve değerlerini oturtan türlerden oluştuğunu” söylemiştir.