Canı şimdi otobüsün sıcaklığında alnını cama dayayıp yollara bakmaktan başka bir şey çekmiyor. Yarım saatlik ulvi bir dalgınlık. Otobüse bindi. “Günaydın.” Sıralardan kırık dökük “günaydın” sesleri geldi. Günün bir şey vadetmediğinin herkes farkında. Herkes yeni gün fikrinden kaçıp rüyanın renkleri arasına sığınma çabasında. Belki kendisi de biraz uyuklayabilirdi. Her zamanki pencere camı yanındaki yeri boş. Metin hep yanına otururdu ve tuhaf olanı da bir kez bile cam kenarına geçmeye yeltenmemiş olmasıydı. Bazıları bacaklarını koridora uzatmayı, bazıları da camdan dışarı bakmayı sever. Metin haklı da olabilirdi. Her gün gidilip gelinen yolda bakılmaya değer yeni ne olabilirdi ki! Hiç değilse ayaklarını istediği gibi uzatıp gerinebilmenin lüksünü yaşıyordu. Metin’in bir iyi yanı da sabahları hiçbir konuşma girişiminde bulunmaması. Bunun için müteşekkirdi Metin’e. Konuşmayı pek sevmediği gibi, iş yerlerinin sorunlarına ve dedikodularına dair zoraki sohbetlere de hiç girmezdi Metin. Otobüsün bu kesimi Metin’in soğukluğu ve hatta nemrutluğu sayesinde her zaman sessizliğini koruyabiliyordu. Sabah sabah bir insan yan koltuktaki komşusundan daha ne isteyebilir ki! Üst kattaki krediler servisinde çalışıyordu. Tek bildiği buydu adam hakkında.
Sayfa 12 - Birinci Gün 14 AralıkKitabı okudu
Enokyan – Hanok
Kimi zaman Enos, Hanok ve nihai olarak Grekler tarafından Enokyan olarak tanımlanan esrarengiz ve kozmopolit Enok’u göz ardı ettiğimiz takdirde Şeytan efsanesinin gelişim tarihi de eksik kalacaktır. Erken dönem Hıristiyan yazarlar Düşmüş Melekler kavramını onun kitabından alıp geliştirdiler. Enok’un Kitabı apokrif olarak belirtilmiştir. Peki
Helena Petrova Blavatsky (Gizli Doktrin kitabından bir alıntı)Kitabı okudu
Reklam
Sevinç dışsal değil de, içsel bir şeylerden kaynaklanan aydınlık bir duygulanımdır: İçselliğimizin uçurumlarından fışkıran bir çeşme gibidir neredeyse. Sevinç narin ve çok kırılgan bir duygulanımdır; evet, bir an için görülen ve gece ile şafak zamanı arasında ortadan kaybolan sabahyıldızı gibidir: Malherbe’nin çok güzel bir şiirinde sözü edilen o gül gibidir, kısa süren sabahta filizlenip ölür. Sevinç bizi insani durumun gizemi hakkında derin düşünmeye sevk eden anlatılmaz bir hafifliğe sahip bir duygulanımdır, hayatın en zor durumlarına bile dayanan, bununla birlikte son derece kırılgan bir duygulanımdır ve filizlendiği zaman, daima kalpten gelir. Sevinç elle tutulmaz ve uçup kaçıcı bir duygulanımdır, ona ulaşmak ve onu tutmak kolay değildir. Parmaklarımızın arasından kayıp gider, bununla birlikte, tıpkı kuyruklu yıldızın kuyruğu gibi, içimizde: Belleğimizde ve kalbimizde yaşamaya devam eder.
Sayfa 21 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Önsöz Gibi
Otuz yaşımın olanca korkusuzluğu, yerinde duramazlığı ve sevinciyle oturuyordum söğütlerin altında. Çocuklar çakıltaşlarıyla, çığlık çığlığaydılar akan suda. Temmuz sıcağı tütüyordu. Harman sarıları, dizlerimdeki sayfalardan kalkıp, yamaçlara ağıyordu. Kırlangıçlar geçiyordu Ağlasun'un göklerinden. Dereboylarından bin renkli türküler
Tevfik Fikret sadece 48 yıl yaşamıştır
TEVFİK FİKRET KİMDİR? Tevfik Fikret 24 Aralık 1867'de doğmuştur. Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılma sürecinde Servet-i Fünûn topluluğunun lideri olan Tevfik Fikret, devrimci ve idealist fikirleriyle Mustafa Kemal başta olmak üzere dönemin pek çok aydınını etkiledi. Türk edebiyatının Batılılaşmasında öne çıkan isimlerden biridir. Farsçada
_Tanrıları, tıpkı insanlar gibi sevgi ve nefretle harekete geçen, armağan ve kurbanlarla etkilenen duygulu ve zeki varlıklar diye biliriz. İşte, dinin kökeni budur. Dolayısıyla, puta tapıcılığın ya da çoktanrıcılığın da kökeni budur. Tanrısal varlıkları yetkinliğin en son sınırlarına değin yücelte yücelte, sonunda birlik ve sonsuzluk, yalınlık ve
Reklam
475 öğeden 461 ile 470 arasındakiler gösteriliyor.