Sevinç dışsal değil de, içsel bir şeylerden kaynaklanan aydınlık bir duygulanımdır: İçselliğimizin uçurumlarından fışkıran bir çeşme gibidir neredeyse. Sevinç narin ve çok kırılgan bir duygulanımdır; evet, bir an için görülen ve gece ile şafak zamanı arasında ortadan kaybolan sabahyıldızı gibidir: Malherbe’nin çok güzel bir şiirinde sözü edilen o gül gibidir, kısa süren sabahta filizlenip ölür. Sevinç bizi insani durumun gizemi hakkında derin düşünmeye sevk eden anlatılmaz bir hafifliğe sahip bir duygulanımdır, hayatın en zor durumlarına bile dayanan, bununla birlikte son derece kırılgan bir duygulanımdır ve filizlendiği zaman, daima kalpten gelir. Sevinç elle tutulmaz ve uçup kaçıcı bir duygulanımdır, ona ulaşmak ve onu tutmak kolay değildir. Parmaklarımızın arasından kayıp gider, bununla birlikte, tıpkı kuyruklu yıldızın kuyruğu gibi, içimizde: Belleğimizde ve kalbimizde yaşamaya devam eder.