Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Eski Başvekil Rauf Beyle eski Vekil Dr. Adnan Bey (Adıvar) ve onla­rın arkadaşları olan bazı ünlü kumandanlar ise (Kâzım Karabekir, Ali Fuat ve Refet Paşalar) Ankara’da kendilerine karşı haksız yere cephe alındığı kanısındaydılar.
Sayfa 189Kitabı okudu
İngilizler
... Asıl önemli konu da, İstiklâl Savaşı'nın temelinin atıldığı Erzurum'da bu işteki rehberliğim ve Mustafa Kemal Paşa'ya yapabileceğim etkiyi bilerek kongrelerin kararlarına aykırı şekilde beni zamansız bir cumhuriyet ilanına teşvik ederlerken, İstanbul'da gizlice Damat Ferit'in padişah hükümetini aleyhimize hazırladıkları gibi, Konya'da da bir Selçuklu Devleti kurmaya çalışıyorlardı.
Reklam
Mustafa Kemal Paşa, artık Karargâh’tan ayrılarak İstasyon’da bir ev edinmişti. İsmet Bey, ben iyileşir iyileşmez, Karargâh’a gelmemde ısrar ediyordu. Babasının ölmüş olduğunu haber aldığım zaman, onu taziyeye gittim. Beni orada alıkoyarak tekrar vazifeme başlattılar. Vaktiyle Binbaşı Salih’in işgal ettiği büyük oda on üç küçük bölmeye ayrılmıştı. Bunlardan biri de benimdi. Gözlüklü, şişman bir adam karşıma çıkarak dedi ki: — Safa geldiniz, uğur getirdiniz, Şark’tan şimdi aldığımız bir telgrafa göre Kâzım Karabekir Kars’a girmiş. Bundan sonra, küçük bölmelerde oturan zabitlere seslenerek: — Şark kısmını idare edenler bu akşam tatlı yiyecekler, Garp kısmında olanlar pırasa yiyecekler, dedi. Etrafını yirmi kadar Erkân-ı Harp Zabiti aldı. Bunlar, ben hastayken gelmiş olanlardı. Neşeli, şişman zabit, Mustafa Kemal Paşa’nın yanında hizmet eden Yüzbaşı Tevfik idi (soyadı: Bıyıklı). Kars’ın işgali bizim ümitsiz vaziyetimizde tek ışık olmuştu. Miralay İsmet de çok sevinmişti. Geldi, hemen oturup: — Kâzım Karabekir’i tebrik edelim, dedi. Derhal bir tebrik telgrafı yazdık. Duyduğuma göre, Miralay İsmet, Mustafa Kemal Paşa ile çalışmadan önce, Kâzım Karabekir’in en yakın arkadaşıymış. Bu sebepten çok memnun görünüyordu. Karabekir’in bu başarısı, muntazam ordu kurma işiyle uğraşanlara kuvvet verdi. Bu aralık, Ali Fuad Paşa aleyhinde geniş bir propaganda dönüyordu. Onun Mustafa Kemal Paşa’ya rakip olduğunu ileri sürenler vardı. Belki bu yüzden, Mustafa Kemal Paşa da onun çok aleyhinde bulunuyordu. Bu da Ali Fuad’ın çok dostu olan Dr. Adnan’ı ziyadesiyle üzüyordu.
Hilafet
.... Hilafet'in kaldırılma kararı alındığı zaman şaşıranların arasında bende vardım. Durumu daha iyi anlamam için konuyu Mustafa Kemal Paşa'ya taşıdım. Meclis odasında idi. Kapıyı çalıp içeri girdim. Elinde ki sigarayı söndürmüştü. Tesadüfen odaya Fevzi bey (Çakmak) girdi. Sessiz bir bakışlardan sonra konuyu açarak Paşa'ya ilettim. Paşa; "Hepimiz müslümanız fakat hilafet makamı müslümanların elinde değil. Hilafet makamı doğrudan bize karşı bir tutum sergiliyor. Hilafet makamını geçici olarak kapamak, bizim mücadelemizi düşmana karşı pekiştirmiş olur." Dedi. "Hepimiz tek bir dine inanıyoruz Paşam. Hepimiz Müslümanız tek bir peygambere, tekbir yaratıcıya inanıyoruz. Şunu aklınızdan asla çıkarmayın. Hilafet makamının bugün başında bulunan kişi Müslüman olabilir fakat hilafet makamı geçici olarak İngilizlerin işgalinin altındadır. Bu halk tekbir dini, tek bir peygambere ve tek bir yaratıcıya inanması ve bu yolda İkra etmesi için bir makama mevkiye neden ihtiyacı olsun ki dinde de dini yaşamakta da özgürüz işgal altında olan makam kapatılmalıdır Paşam.'' dedi Fevzi Çakmak. ...
Kâzım Karabekir Paşa’ya gelince? O da Gazi Mustafa Kemal’in hareket ordusundan beri arkadaşıydı.
11 ekim 1922’de imzalanan Mudanya mütarekenamesi, 15 Ekim 1922'de yürürlüğe girdi. Gazi Mustafa Kemal 16 Ekim’de Ankara’dan Bursa'ya hareket etti. Milli Müdafaa Vekili Kâzım, Şark Cephesi Kumandanı Kâzım Karabekir ve ayrıca Refet Paşalar da yanında bulunuyorlardı. Erkânı Harbiye-i Umumiye Reisi Fevzi Paşa ile Garp Cephesi Kumandanı İsmet Paşa zaten Bursa’daydılar.
Reklam
Ben Enver!
Yakın Türk tarihinin unutulmaz kişilerinden biri. Mustafa Kemal'in, Kazım Karabekir'in, Fevzi Çakmak'ın, İsmet İnönü'nün, Rauf Orbay'ın, Cemal Paşa'nın, Kuşçuoğlu Eşref'in ve daha nice Türk büyüğünün silah arkadaşı.
Sayfa 8 - EFSUS YAYINLARIKitabı okuyor
Selanik göçmeni bir ailenin çocuğu olarak 1905 yılında doğdu. Selanik’ten aklında kalan en büyük olay büyük teyzesi Emine’nin, çok sevdiği bir arkadaşının oğluna süt annelik yapmış olmasıydı. Cavit Cav ‘Ben teyzemin süt verdiği Mustafa Kemal‘i hayatımda hiç görmedim, hep aileden biri olarak hissettim ama hiç karşılaşamadım’ der. Cavit Cav Aksaray
Mustafa Kemal Paşa Hazretleri'nin ve Kazım Karabekir Paşa Hazretleri'nin yabancı dil bilmesinin en büyük nedeni yabancı dilde yazılmış orijinal kitapları okuyabilme gayesindendir. Bu yüzden bu isimler 6-7 tane dil bilirlerdi en az. Fatih II. Mehmet de öyle.
Diğer misal, Balkan Harbi ’nde ben Edirnedeydim. Bulgar ordusu Çatalcaya yürürken, İstanbulda aileler arasında bozgun yapmış. Bazıları Anadoluya kaçmışlar. Birkaç komşu anneme gelmişler, “Bulgarlar İstanbul ’a gelirse bizleri keser, haydi Anadolu ’ya geçelim” demişler. Annem de cevap olarak, “Oğlum Edirnede muhasarada, Bulgarlarla muharebe ediyor. Mümkün olsa ona yardıma giderdim. Ben kapımın arkasına satırı hazırladım. Kapımı açacak Bulgarın kafasına yerleştireceğim. Siz de benim gibi yapın” demiş.
Reklam
Konya iyiden iyiye karışıktı, açıktan açığa olmasa da mücadelemizi tutmuyordu. Söylenenlere göre, Konya’da Miralay Fahreddin Bey İstanbul’la Ankara arasında kararsızdı. Bolu, Adapazarı civarı ve İzmit savaş hâlindeydi. Her ne kadar Ankara tarafsız görünüyorsa da, onun da ne zaman harekete geçeceği belli değildi. Tek emniyet noktası, Kâzım Karabekir’in Doğu’daki ordusundan ibaretti. Fakat o da bizden 800 km. uzaktaydı. Bulunduğu yer dağlarla çevriliydi ve oraya tren yoktu. Bundan başka Kâzım Karabekir sınırda olduğu için yerinden kımıldanamazdı.
Dağlar arasındaki ücra köylerde bile gayr-i Türklerin mektepleri genç, dinç ve çoğu mensup olduğu ırkın ordusunda ihtiyat zabiti olan malumatlı muallimler elinde bulunduğundan çocukların beden, fikir ve ruh terbiyelerine çok emniyet veriyorlar.
Mustafa Kemal'in ifadelerinden:
-... Bildiğiniz gibi, düşünce akımlarına karşı düşünceye dayanmayan güçle karşılık vermek, o düşünceyi ortadan kaldırmadıktan başka, herhangi bir insanla konuşulduğu zaman onun herhangi bir fikrini kuvvet zoru ile reddederseniz o ısrar eder. Israr ettikçe kendi kendini aldatmakta çok daha ileri gidebilir. *Bu nedenle düşünce akımları cebir ve şiddetle yok edilemez, tersine güçlendirililir.*
Her ihtilâl, çatışmalar ve çalkantılar içinde oluşur. Bu çalkantı ve çatışmalar, ihtilâlcileri karşı karşıya da getirir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.