Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kübra Öznur ÇELİK

Kübra Öznur ÇELİK
@kbroznrclkk
Sıkı Okur
Belleğim üzerinden, ama artık bugünkü aklımla yeniden okuduğum geçmişim, hikaye olarak kağıda döküldüğü her seferinde, yeniden şaşırtıyordu beni. Tüm bunları ben mi yaşamıştım Tanrım?
Ercan Kesal
Ercan Kesal
Peri Gazozu
Peri Gazozu
Reklam
Ve bazı bağımlılıklar çok güzel 🦋
Büşra
Büşra
♥️
Büşra

Büşra

@Leylayevski
·
08 Mart 15:05
Var herkesin bir bağımlılığı ☕️
Kübra Öznur ÇELİK
Kübra Öznur ÇELİK
🤎
Başımız Sağolsun.
Mekanın cennet olsun güzel yürekli kız https://1000kitap.com/Selinaaas
Gönderi kullanım dışı

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ben iyi biriyim ama hatıralarım kötü. #incitaneleri
Yılmaz Erdoğan
Yılmaz Erdoğan
Büşra
Büşra
Gün yüzü
Bir Günyüzü görelim artık...
Büşra
Büşra
📸 Kitabın yeni sloganı 🤭🌸
Gün Yüzü
Gün Yüzü
Ali Bektaş
Ali Bektaş
Ali Bektaş
Ali Bektaş
Reklam
Bir oyun oynuyorlar. Oynamıyormuş gibi yapma oyunu. Oyunlarını gördüğümü belli edersem, kuralları bozmuş olurum, o zaman cezalandırırlar beni. Onların oyununu oynamaktan başka çarem yok, oyunu gördüğümü görmeme oyunu.
R. D. Laing
R. D. Laing
Düğümler
Düğümler
Babam bana masal anlatıyor. Otuz yaşını geçtim hâlâ anlatıyor. Babam beni kandırıyor. Çok gamsız adamdır. Boyu uzun gözleri keskin elleri büyük boynu da biraz kalındır. Herkes onu çok seviyor ama o beni hiç sevmiyor. Bana her zaman masal anlatıyor. Bana masal anlatma baba!
2023'ün gerçekleşen tek güzel şeyi:)
4 yaşında bir erkek çocuk Tam mesaili bir iş Herkeste olduğu kadar sorunlar ve çözmekle geçen zaman Hastalıklar ve aksilikler Vs.. vs.. bir yana Kendime bıraktığım bu yatırım bir yana.. İyi ki kitaplar var!
Hedef 2024 :)
İlk defa bir çizelge hazırladım. Gördüğüm planlama sayfaları ve
Büşra
Büşra
beni çok gaza getirdi. https://1000kitap.com/bidunyakitapgrubu ile Ocak ayına dev bir eserle başlayacağız . ( https://1000kitap.com/kitap/kitap--305145 ) Umarım yıl sonuna kadar burayı rengarenk yapabilirim :)
Reklam
Karanlık sandığı şey içinin rengiydi. Kör olmayı diledi. Işığını söndürenleri görmemeyi bir daha..
Deli Tanrı!
Kendi kendine konuşandan daha delidir kendi kendine yazan aslında. Konuşan daha tam delirememiştir çünkü. Konuşuyor ya, delirmemek için direniyor işte. Ama yazan… Yazan öyle değil. Elinden ne çıkacağını kendi de bilemez yazan. Bir sonraki sayfada ne olacağını bilemez belki. Ya da yazının kaderi o kadar elindedir ki bir katili masum, bir ölüyü de diri yapar. Kâğıtta tanrılaşır. Kâğıdın tanrısı artık odur. Yazmak deliliktir kısacası. Ve yaratandır aynı zamanda. Deli Tanrı!
Beş Katlı Apartmanın Altıncı Katı / Ak Liman / Tahmine’nin Son Sırrı
Beş Katlı Apartmanın Altıncı Katı / Ak Liman / Tahmine’nin Son Sırrı
Kitabına ithafen ..
Anar Rzayev
Anar Rzayev
Hayatım kitapların arasında, ortasında geçti. Birkaçını yazdım, birçoğunu yaptım, daha çoğunu okudum, okumak için edindim, edinmek için elledim, sayfalarını karıştırdım, evimin duvarlarını kaplamalarından zamanla bir tür güvence duygusu yonttum.
Enis Batur
Enis Batur
https://1000kitap.com/bidunyakitapgrubu ile Ekim kapanışı 🎀
Reklam
Potpori
Kabullenişle direniş arasındaki çizginin üzerinde duruyorum. Biliyorum ki, ülkemin yarısı da benimle beraber o çizgide yürüyor. Umutsuz olmak kadar korkutucu bir duygu daha yok. Hayatta beklentilerin gerçekleşmeyeceğini kabul etmek bir nevi ölmeyi istemek kadar keskindir. Fare tuzağına sıkıştırılmış küçük bir peynir gibi değersizleştirilen
"Zeki bir insana en büyük işkence, cahillerin tercih ettiği düzende yaşamaktır." George Orwell , 1984
"Halkının % 60'ının aptal olduğu bir ülkede en yaygın meslek din tüccarlığıdır." Aziz Nesin
Giderken ..
Neden ağladın anne? Bavuluna sığmayan neler götürdün başka içinde. Titreyen sesinde saklanan bir şeyler vardı. Neydi onlar? Gitmeyi çok istediğin bir yere gidiyorsun da hem ağlarım hem giderim mi diyorsun? Bu senin düğünün mü? Arkama bakmak istemedim, ağladığını biliyordum. Tıpkı ben beş altı yaşlarındayken, Antalya’ya tatile gideceğim diye ağlarken, babamın elinden tuttuğumda arkama bakmak istemediğim gibi. Ne ağlamıştık ikimiz de hatırlıyor musun? İkimizden biri ölmüş gibi… İlk defa seni kendi isteğimle terk ediyordum. Anadan ilk kopuşumdu. Bir yanım sütünün kokusundan kopma, dön arkanı koş sarıl gitme sakın ondan ayrı yere derken, bir yanım o zamanlarımın hayalinin peşinde denize girmekteydi işte. Koridordan dönmeden önce baktım beş yaşındayken ve bugün otuz üç yaşındayken. Aynı ifade biliyor musun anne? Aynı bakış…
Yazmak Eylemi
Yazmak derya denizse, ben kıyısında oynayan bir çocuğum. Yazabilmek bir iddia olmadı hiç kafamda, ama benim bile bilmediğim bir hayalimmiş, yeni anladım. Birkaç mum, bir kadeh şarap, loş ışıklar ve yazı masası… Tamam kabul ediyorum, melankoliğim. Ve bundan şikayetçi değilim. Dünyadaki herkesin aynı anda donduğu sadece benim bilinci açık kaldığım
Reklam
Nasılsınız!?
Nasılsınız? sorusuna, İyiyim, sağ olun siz nasılsınız? dersiniz değil mi? Peki gerçekten iyi miyiz? Gerçekten iyi değilsek, neden kalıplaşmış bir iyiyiz uçuruyoruz karşımızdakine? Kim uğraşacak şimdi halimi anlatmakla değil mi? Ya da karşımızdaki sanki çok mu meraklı halimizi bilmeye? Her iyiyim dediğimde, bir yalan söylemişlik suçluluğu çöker vicdanıma. Düşünüyorum da doğruları ve hissettiklerimi olduğu gibi aktarsam sorana ne olacak sanki? Sonuçta sorumluluk soran kişide değil mi? Soruyorsan cevabını da dinleyeceksin kardeşim. Buhranım da senin, sevincim de… Kalıplaşmış her kelimeden uzak kalmak istiyorum. Gönlümden geçen neyse, kural dinlemeden, kâğıda döker gibi dökmek istiyorum dilimden de. Pek beceremiyorum burada yazdığım gibi konuşmayı. Özgür hissetmiyorum. Karşımda duran bir insansa eğer mimiklerini okuyorum. Hangi cevabımın onu tatmin edeceğine odaklanıyorum. Karşımda duran bir nesneyse veya dili olmayan bir canlıysa çok daha rahat açılıyorum onlara. Bu kısıtlama kendimizden geliyor olmalı. Neden olduğu gibi konuşamıyorum değil aslında soru, neden soranın duymak istediği cevapları söylemeye çalışıyorum? Düşünsenize, bu içinden gelme halini kelimelere döktüğümüzde, her sorana aynı yöntemle cevap verdiğimizde bizi nasıl karşılarlar? Yahu kardeşim ben sana bunu mu sordum şimdi, iyiyim de geç işte der büyük bir çoğunluk. O zaman bu kalıplaşmış sorulara karşıyım ben. Cevabı yalandan olan her söyleme karşıyım. Sormayın o zaman. Bana yalan söyletecekseniz sormayın. Ya da ben iyi değilim diyeyim, sizde bana neden diye sormayın.
Dünyamın tepetaklak olması, dilimden dökülecek birkaç kelimeyle oluverecek gibi geliyor bazen. Susmak daha güvenli geliyor o zamanlar.
Geceniz güzel olsun.
Bu gece, bu gece, Uykusuzum, kederliyim, deliyim. Yüzümde uzak sevgilerin serin aydınlığı, Durmayalım şehir şehir, yıldız yıldız karanlıkta, Bu gece ölmemeliyim. Fazıl Hüsnü Dağlarca
Huzursuzluk
Şahlanan bir başkaldırı var derinliklerimde. Kendim mi kendi üzerime geliyorum yoksa üzerime gelenlere dur mu diyemiyorum? Düşüncelerimi durdurmaya çalışmak ne kadar basit ne kadar acizce bir davranışmış meğerse. Üniversite zamanlarında bir arkadaşım; ‘Kafanda susturmaya çalıştığın şeyleri, doğaya üflesen birine nefes, kâğıda üflesen birine can olacaksın.’ demişti. Bende ona; ‘Saçmalama istersen, bu söylediklerini sen yaz da başkalarının işine yarasın.’ demiştim. Selçuk şimdi alemlerin ötesinde bir alemde. Futbola olan düşkünlüğü, onu bütün sahalardan yasaklanmasına rağmen ruhunu teslim etmek istediği yerde götürdü. Kalp yetmezliği… Halbuki onun kalbi yetmişti hayallerine koşmaya, ben çok ardından yetişmeye çalışıyorum şimdi.
Yanlış sevilen yalnız çocuklarız.
Ne Yaptın ?
“Sen” virane kalbime ne yaptın? Bak, divane aşkıma ne yaptın? İpeğin içinde rahatlığa alışmıştım Sen “kelebek” kanadıma ne yaptın?
Reklam
Fatma
Çocukluğundan kaçmaya çalışanlar ne vakit büyüyeceklerini bilemezler.
Onca Yoksulluk Varken
Mutlu olabilmek için yaşamın kıçını yalayacak değilim.