Kendimi sürekli başka biri olmaya uğraşıyormuş gibi hissediyorum. Yeni bir yer bulmaya, yeni bir hayata başlamaya, yeni bir ben olmaya çalışıyorum sanki. Bu büyümenin bir parçası sanırım, aynı zamanda kendini yeniden keşfetme ça - bası. Yeni bir ben olarak her şeyden kurtulabilirdim. Kendimden kaçabile-ceğime cidden inandım -çabalamaya devam ettiğim sürece. Ama hep sonunda dibe vurdum. Her nereye gidersem gideyim karşımda hep kendimi buldum. Eksikler olduğu gibi kaldı. Aynı eksik parçalar asla doyuramayacağım bir açlıkla üstüme geliyordu. Galiba beni tanımlayan şeyler bu noksanlıkların ta kendisiydi.
SEVGİ -2
Allah seni başanya erdirsin, bilmesin ki, sevgi (muhabbet) ilahi bir makamdır. Allah onunla kendisini niteleyerek el-Vedud (Seven) diye isimlenmiştir. Bir rivayette ise ‘el-Muhib’ adı geçer. Tevrat’ta Musa’ya vahyedilen şeylerden biri de şudur: ‘Ey Ademoğlu! Senin hakkın için ben sevenim. Senin üzerindeki hakkım için de sen beni sev.’ Hadiste
Reklam
160 syf.
10/10 puan verdi
·
29 saatte okudu
Kitabı okumayı şu an bitirdim ve taze taze inceleme yazmak istedim.Sabahattin Ali ile bu kitapla tanıştım keşke daha önce okusaydım.O kadar sürükleyiciydi ki elimden hiç düşürmedim.Hem bir an önce bitirmek, hem de hiç bitmemesini istedim kesinlikle okunması gerekiyor bencee.Raif Efendiye kendimi yakın hissettiğim çok yer oldu ki eminim birçok kişinin de olmuştur... Gerçek dünya dışında kendi hayal dünyasında yaşaması,yalnızlığı,çekingen,içe kapanık olması ve kitaplarda kendinden, çevresinden, gördüklerinden parçalar bulması gibi gibi bazı kendimde olan özellikleri onda buldum ve ister istemez onunla bağ kurdum:) Maria ve Raif Efendi'nin ilişkisine gelirsek beni o kadar etkiledi ki... başlarda Maria'nın sevgisine pek fazla güvenemesem de sonradan bu ilişkiye tüm kalbimi bıraktım.Maria bir süreliğine de olsa Raif Efendi'nin içindeki boşluğu doldurmuş ve ona gerçekten yaşadığını hissettirmişti.Kimseye açmadığı ruhunu Maria'ya açmış, kendisine bile bahsedemedigi şeyleri Maria'ya anlatmıştı ve en önemlisi de Maria onun bir ruhu olduğunu ona öğretmişti.Sonunu pek böyle beklemesem de ikisine de bir şey diyemiyorum...ben olsam bende öyle düşünürdüm sanırım.Fazla spoilera girmemek adına burda klasik alıntıyla sonlandırmak istiyorum:') "Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı,gene aynı şekilde,fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim.Sen,bana dünyada başka türlü bir hayatın da mevcut olduğunu,benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin."
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021317,7bin okunma
muhteşem
Bir süre doğru kelimeleri bulmaya çalışarak bekledim. "Kendimi sürekli başka biri olmaya uğraşıyormuş gibi hissediyorum. Yeni bir yer bulmaya, yeni bir hayata başlamaya, yeni bir ben olmaya çalışıyorum sanki. Bu büyümenin bir parçası sanırım, aynı zamanda kendini yeniden keşfetme çabası. Yeni bir ben olarak her şeyden kurtulabilirdim. Kendimden kaçabileceğime cidden inandım çabalamaya devam ettiğim sürece. Ama hep sonunda dibe vurdum. Her nereye gidersem gideyim karşımda hep kendimi buldum. Eksikler olduğu gibi kaldı. Aynı eksik parçalar asla doyuramayacağım bir açlıkla üstüme geliyordu. Galiba beni tanımlayan şeyler bu noksanlıkların ta kendisiydi. Senin için yeni biri olmak istiyorum. Kolay olmayabilir ama her şeyimi verirsem eğer değişmeyi başarırım belki. Doğrusunu söylemek gerekirse geçmişe gidip aynı konumda olsam, yine aynı şeyleri defalarca yapardım. Seni tekrar tekrar incitirdim. Hiçbir şeye söz veremem. Hakkım olmadığını söylerken kastettiğim şey buydu. İçimdeki bu gücü alt edeceğime inanmıyorum sadece." “Ve sürekli bu güçten kaçmaya mı çalıştın?" “Galiba" dedim.
Sayfa 185Kitabı okudu
·
Puan vermedi
Uzun zamandan sonra tekrar okumak nasip oldu. Yıllar geçse de tekrar tekrar okunacak nadir kitaplardan bir tanesi. Belki de bunun nedeni sayfa sayısının az olması ve yazarın erkek olmasına rağmen bir kadın yazar tarafından yazılmış gibi olmasıdır. Karakterin çocukluk döneminde başlayan saf çocuksu aşk duygusu büyüdüğü zaman ileri derecedeki hastalıklı ve saplantılı aşka geçişini okuyoruz. Mektubu yazan kadının babasının ölmesi bize bu satırları okutuyor olabilir. Bay R'nin bile haberi olmadığı çocuğunun annelik iç güdüsü ile değil tamamen R'nin hediyesi olarak görmesi ve çocuğun ölümünden sonra intihar sebebini R'den hiçbir şey kalmaması yaşamını tamamen lütuf olarak sunulmuş gözle baktığı çocuğa bağlı kalması beni bu düşünceye itiyor. Bir çok saçma gelen yerleri var kitabın ikinci görüşmesine rağmen kadını hatırlamaması özellikle. Lakin fazla ayrıntılı düşünmedikçe kitabın o tutkulu, kasvetli ve yakıcı aşkın içinde sürükleniyorsunuz. Kitapta belki kadına kızıyorsunuz belki de hayranlıkla hissettiği aşka saygı duyuyorsunuz. Okuyucuyu ikiye bölen bir karakter olması da kitabı daha güzelleştiren noktalardan bir tanesi. Kitabı okurken mektubu yazan kadında kendimden de parçalar buldum. Karşılık beklemeyen, özür dilemesi, teşekkür etmesi, onun için herşeyi göze alabilmesi, ölüm döşeğinde bile olsa ona son gücüyle gelebilmesi ve en önemlisi sadece kendisine zarar vermesi gibi. Aslında sorulması gerek soru bu aşk bir duygu mu yoksa hastalık mı? İnce bir ipin üzerinde yürürken nereye meyil ettiğimiz çok önemli.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Maviçatı Yayınları · 2019227,1bin okunma
192 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
İyi ki okudum dediğim bir kitap oldu. Yazar kendi öyküsünü anlatıyor bu kitapta. Kısaca anlatmak gerekirse Chris Brown fiziksel engel ile dünyaya gelmiş bir çocuk. Fakat doktorlar beyninin gelişmediği konusunda hemfikir. Annesi ise hiçbir zaman böyle olduğuna inanmıyor ve oğlu Chris’in akıllı bir çocuk olduğunu görebilmek ve gösterebilmek için her zaman mücadele ediyor. Chris gerçekten de bir gün sol ayağıyla tebeşiri tutup karalama yapıyor ve zamanla yazmayı öğreniyor. Chris’in, diğer çocuklar gibi dışarı çıkıp oyun oynayamasa da, dünyaya kafa tutuşunu okuyoruz bu kitapta. Çok sade bir dili vardı. Bu yüzden okuması kolay bir kitap. Bazı dönemlerde bu tarz kitapları okumaya ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Başkalarının problemlerini görebilmek, neler yapabildiğini okuyabilmek insana iyi geliyor. En çok Chris’in annesini sevdim ve takdir ettim. Kendimden bazı parçalar da buldum öykü de. Sürekli ‘Ben olsam ne yapardım?’ diye de düşündüm. Dediğim gibi kolay okunan bir dili var. Listenize ekleyebilirsiniz.
Sol Ayağım
Sol AyağımChristy Brown · Nemesis Kitap · 201789 okunma
Reklam
200 öğeden 141 ile 150 arasındakiler gösteriliyor.