İnsanların Avustralya/Yeni Gine'ye yerleşmesi, ilk kez tekne kullanmaları ve Avrasya'ya yerleştikten sonra ilk kez yayılma alanlarını genişletmeleri dışında bir başka ilki de aklımıza getirir: Büyük hayvan türleri kitle halinde ilk kez insanlar tarafından yok edilmiştir.
Bugün Avustralya / Yeni Gine'de 50 kilogramlık kangurulardan
Serinin son kitabı da ellerimden aktı gitti.
İlk sahnede bizim kötü rahip kurdun kopardığı elinin yerine kertenkele derisi görünümlü sentetik el sipariş ediyor, tek hayali Genie' nin boynunu bu elle kırmak.
Marshall' ın çiftliğinde saklanan Genie, Rian 'ı üniversite seçmeleri için yolcular ama Rian' ın gidişi o gidiş. Hadi hop maceraya dalalım.
Seri;
1-
Sierra Pelada madencilerinin çamurdan bedenleri. Brezilya'nın kuzeyinde,
yarım milyon insan çamurun içine gömülü altını arıyor. Çamurların içinden dağa tırmanıyorlar, bazen ayakları kayıyor ve düşüyorlar; düşen her yaşamın düşen bir taş parçasından daha fazla önemi yok. Bir madenci sürüsü tırmanıyor. Firavunlar döneminde piramitlerin inşasından görüntüler mi bunlar? Bir karınca ordusu mu? Karınca mı, kertenkele mi? Madencilerin kertenkele derisi var, kertenkele gözleri. Açlıktan ölenler, dünya zoolojisinde mi yaşıyorlar?
imgyukle.com/i/VMVixf
Her insanın yaşamı, onu kendine götüren bir yoldur, bir yol denemesi, bir yol taslağıdır. Hiçbir insan tamamen kendisi olamamıştır, yine de herkes gücü yettiğince ilerler bu yolda, kimi biraz daha gözü açık, kimi biraz daha gözü kapalı. Herkes kendi doğumuna ilişkin arttıkları, bir ilk çağ dünyasının sümüksü cismini ve yumurta kabuklarını sonuna dek sürükleyip götürür kendisiyle. Kimisi hiçbir zaman insan aşamasına erişemez, kurbağa olarak, kertenkele olarak, karınca olarak kalır. Kimisi de bedeninin üstüyle insan, aşağısı ile balıktır. Ama her biri doğanın insan doğrultusunda bir yaratısıdır.
Canlılar arasındaki yapısal benzerlikleri, embriyo sürecinin ilk döneminde de gözlemlememiz mümkündür. Ayrı türden olan canlıların yetişkin hali çok farklı görünebilse de, embriyo aşamasında gösterdikleri benzerlikler çok şaşırtıcı olabilir. O kadar ki, örneğin balıklar ile memeliler gibi birbirine oldukça uzak gruplara ait olan canlıları erken
Bazı akşamların renkten yoksun, mahzun sessizliği birdenbire, bir yaz akşamının sıcak hareketliliğiyle yer değiştiriyordu ve o zaman kendini sanki ruhunun üzerinden bir sürü ışıltılı kertenkele geçiyormuş gibi hissediyordu.