Şimdi size beyin felci geçirdiğinden dolayı konuşamayan, yürüyemeyen ama mucizesini aramaktan vazgeçmeyen on bir yaşındaki bir kız çocuğundan bahsedeceğim.
Duyduğu, gördüğü her şeyi hafızasına kaydeden, pembe engelli arabasında dinlediği müziklerin renklerini görebilen her notanın tadına varabilen Melody'den...
Melody, ilgili bir ailenin ilk çocuğudur. Özel eğitim gerektiren bireylerin olduğu bir okula gitmektedir. Aradan biraz zaman geçince kaynaştırma sınıfına dahil edilir ve herkesi zekası ile etkilemeyi başarır. Bunu da Elvira ismini verdiği bilgisayarı ile yapabilmektedir.
Ne yazık ki bu durumda bile onu kıskanan, kendilerini normal diye nitelendirip onu anormal ilan eden taş kalpli insanlar olacaktır.
Yaşadıklarını okurken "normal" kelimesini çok sorguladım. Normal olma isteğini ve sözde normal olanların engellerini de...
Kitabın konusuna göz gezdirdiğimde etkileneceğimi tahmin ediyordum ama sonunun bu şekilde olacağını düşünmüyordum biraz içim buruk kaldı diyebilirim. Keşke hayat düşünceli insanlar için daha güzel olsa... 
İçimdeki Müzik
|Tutunamayanlar/Oğuz Atay| |Spoiler İçerir!|
.
Oğuz Atay'ın okuduğum ilk kitabı an itibariyle bitmiş bulunmakta. 
R. sayesinde okuduğum bu kitap diğer kitaplarıma nazaran çok farklı, hem hediye olması hemde içeriği bakımından bambaşka.♡
.
Anlatmaya başlayalım. Kitabı okurken size sanki her cümlesinde ben farklıyım, ben özelim diyor. Öyle yoğun ki bir sayfasında bile dakikalarca beklemek
136 syf.
9/10 puan verdi
Sitenin bana kazandırdığı arkadaşımdan bana çok güzel bir not ile gelen bu güzel ve hissiyat açısından da bir o kadar ağır kitabı 
Okuma Delisi / Emir 'nin yaptığı etkinlik ile okudum. Sitede tam bir Aytmatov fırtınası oluşmasa da yine de kendi çapımızda bir şeyler yaptık. Bu kitabı kitaplığıma katan ve etkinlik süresiyle okuma
Bizler birer zübüğüz
Merhaba arkadaşlar, bu defa da 
Aziz Nesin'in kalemiyle tanıştım. Aziz Nesin, uzun zamandır tanışmak istediğim bir şahsiyetti. Çünkü bazı yazarlar vardır seveceğini hissedersin, düşünürsün, istersin işte bende de böyle bir his veya istek vardı, sevecektim, biliyordum, sevmeliydim...
Evet, sevmeliydim. Doğru söyleyeni dokuz köyden kovdukları yetti artık. Doğru söyleyenleri sevmeliyiz çünkü sadece "dost" olan acı söyler. Aziz Nesin bizim dostumuz ülkemizin dostu çünkü o hep doğruları söyledi, evirmeden, çevirmeden, gevelemeden, çarpıtmadan.
Zübük kitabında da bunu söyledi (yazdı) Türkiye'nin durumunu, milletimizin durumunu, siyasetimizin durumunu....
Hem de bunu mükemmel bir kurguyla ve mizahla yoğurarak yaptı. Sizlere şunu da söylemem gerekiyor ki; kitapta geçen bazı olayları düşünmeden okuyup geçerseniz şanslısınızdır, çünkü gülersiniz muhtemelen, ama düşünürseniz o zaman ağlayabilirsiniz, çünkü anlarsınız ki ağlanacak halimize gülüyormuşuz.
Ama asıl mesele şu ki 60 sene önceki zübüklüğü hâlâ yapıyoruz, yapmaya devam ediyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. İşte buna bir müddet ağlamak gerekir hem de salya sümük. Akılsız başın cezasını bu defa da gözler çeksin. Ya da keşke sadece gözler çekseydi.
Aziz Nesin'in dediği gibi;
"Bizim başımıza her ne kötülük gelmişse bilgisizlikten gelmiştir. Biz bilgisizlikten çok çektik, daha da çekmekteyiz."
